AK Parti'nin 23. yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 3 mesaj
AK Parti'nin 23. doğum günü toplantısı için günlerdir çeşitli yorumlar yapılıyordu, dün dikkatle o toplantıyı izlerken ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı dinlerken bu organizasyonun değişim kavramını odak seçmesinin bir tezat olduğunu düşündüm. Bu toplantı ve v
AK Parti'nin 23. doğum günü toplantısı, "değişim" söylemini merkeze alarak düzenlendi. Ancak, toplantının içeriği ve verilen mesajlar, daha ziyade "uyum" kavramını öne çıkarıyordu. Parti, değişen topluma ve siyasetin beklentilerine uyum sağlama çabası içinde olduğunu gösterdi.
Toplantıda, AK Parti'nin geçmişte elde ettiği başarılar vurgulanırken, aynı zamanda "eski ve yeni" arasında bir devamlılık mesajı da verildi. Eski bakanlar ve yeni bakanlar yan yana oturmuş, koridorlarda ise eski ve yeni isimler hararetli sohbetler ediyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmasında sık sık birlikte yola çıktıkları kişilere selam gönderdi.
Bu "uyum" mesajı, AK Parti'nin yeni dinamiklere ayak uydurmaya çalıştığını gösteriyor. Ancak, 31 Mart seçimlerinden bu yana normalleşme süreci dışında bu yönde somut bir adım atıldığını söylemek zor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "eski AK Parti"yi yeniden yaratmak için "engel olanları" değiştireceğini belirtti. Bu ifade, partide değişim olacağı yönünde bir mesajı da içeriyor.
Erdoğan'ın yaptığı konuşma, yaklaşık bir saat sürdü ve oldukça etkiliydi. Konuşmasında AK Parti'nin kuruluşundan bu yana atlattığı badireleri, ekonomik kalkınma rakamlarını, eğitimdeki ilerlemeleri ve gayri safi milli hasılanın artışını vurguladı.
Konuşmanın en dikkat çekici üç mesajı şunlardı:
1. AK Parti'nin Türkiye'nin merkezi olduğu vurgusu: Bu mesaj, özellikle Yeniden Refah Partisi ile yaşanan rekabet ortamında, AK Parti'nin yeniden merkez sağa kayma hedefini gösteriyor.
2. Suriyelilere yönelik şiddet ve ırkçılığa karşı sert mesaj: Erdoğan, İstiklal Marşı'nın özgürce okunması ve bayrağın dalgalanması için mücadele ettiklerini belirterek, ezan, cami ve bayrakla sorunu olanların "milletin düşmanı" olduğunu söyledi. Bu mesaj, milliyetçi ve muhafazakar kesimi yanına çekmeyi hedefliyor ve aşırı sağcı, göçmen karşıtı söylemlere karşı net bir tepki gösteriyor.
3. CHP'ye yönelik uzlaşıcı dil: Erdoğan, "hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım hepimiz aynı gemideyiz" diyerek, normalleşme sürecine devam mesajı verdi. Bu mesaj, uzlaşı ve diyalog çağrısı niteliğindeydi.
Toplantının vaatleri umut verici görünse de, vaatlerin ne kadar gerçekleştirileceği meclisteki Can Atalay oturumunda görülecek.
13 belediye başkanının AK Parti'ye geçmesi, parti açısından "cazibe merkezi" imajını güçlendirse de, bu tür siyasi hareketlerin vatandaşlar tarafından sempatik karşılanmadığını belirtmek gerekir.
Eğer AK Parti, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çizdiği çerçeveyi doldurabilir ve değişime gerçekten ayak uydurabilirse, bu durum Türkiye için olumlu bir gelişme olabilir. Ancak, bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği yarınki Can Atalay oturumunda belli olacak.
Toplantıda, AK Parti'nin geçmişte elde ettiği başarılar vurgulanırken, aynı zamanda "eski ve yeni" arasında bir devamlılık mesajı da verildi. Eski bakanlar ve yeni bakanlar yan yana oturmuş, koridorlarda ise eski ve yeni isimler hararetli sohbetler ediyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmasında sık sık birlikte yola çıktıkları kişilere selam gönderdi.
Bu "uyum" mesajı, AK Parti'nin yeni dinamiklere ayak uydurmaya çalıştığını gösteriyor. Ancak, 31 Mart seçimlerinden bu yana normalleşme süreci dışında bu yönde somut bir adım atıldığını söylemek zor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "eski AK Parti"yi yeniden yaratmak için "engel olanları" değiştireceğini belirtti. Bu ifade, partide değişim olacağı yönünde bir mesajı da içeriyor.
Erdoğan'ın yaptığı konuşma, yaklaşık bir saat sürdü ve oldukça etkiliydi. Konuşmasında AK Parti'nin kuruluşundan bu yana atlattığı badireleri, ekonomik kalkınma rakamlarını, eğitimdeki ilerlemeleri ve gayri safi milli hasılanın artışını vurguladı.
Konuşmanın en dikkat çekici üç mesajı şunlardı:
1. AK Parti'nin Türkiye'nin merkezi olduğu vurgusu: Bu mesaj, özellikle Yeniden Refah Partisi ile yaşanan rekabet ortamında, AK Parti'nin yeniden merkez sağa kayma hedefini gösteriyor.
2. Suriyelilere yönelik şiddet ve ırkçılığa karşı sert mesaj: Erdoğan, İstiklal Marşı'nın özgürce okunması ve bayrağın dalgalanması için mücadele ettiklerini belirterek, ezan, cami ve bayrakla sorunu olanların "milletin düşmanı" olduğunu söyledi. Bu mesaj, milliyetçi ve muhafazakar kesimi yanına çekmeyi hedefliyor ve aşırı sağcı, göçmen karşıtı söylemlere karşı net bir tepki gösteriyor.
3. CHP'ye yönelik uzlaşıcı dil: Erdoğan, "hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım hepimiz aynı gemideyiz" diyerek, normalleşme sürecine devam mesajı verdi. Bu mesaj, uzlaşı ve diyalog çağrısı niteliğindeydi.
Toplantının vaatleri umut verici görünse de, vaatlerin ne kadar gerçekleştirileceği meclisteki Can Atalay oturumunda görülecek.
13 belediye başkanının AK Parti'ye geçmesi, parti açısından "cazibe merkezi" imajını güçlendirse de, bu tür siyasi hareketlerin vatandaşlar tarafından sempatik karşılanmadığını belirtmek gerekir.
Eğer AK Parti, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çizdiği çerçeveyi doldurabilir ve değişime gerçekten ayak uydurabilirse, bu durum Türkiye için olumlu bir gelişme olabilir. Ancak, bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği yarınki Can Atalay oturumunda belli olacak.