Arama TDK Türkçe sözlük anlamı ne demek?
Arama kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Arama hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Arama
Anlamlar:
1. Aramak işi, taharri
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Ankara'ya döner dönmez iş aramayı düşünüyordum."
2. Sanığın yakalanması veya suç belgelerinin elde edilmesi için bir kimsenin evinde, iş yerinde, üzerinde veya eşyasında yapılan araştırma işlemi
Özelliği / Tipi / Türü: Hukuk
İçinde Arama geçen birleşik ve kökteş kelimeler: arama bülteni, arama emri, arama izni, arama kararı, arama motoru, arama ruhsatı, arama tarama, mayın arama tarama gemisi
Arama hakkında eş anlamlı kelimeler
Arama eş anlamlısı
arama kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : taharri
Arama hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Arama zıt anlamlısı
Arama kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Arama ile ilgili 2 örnek cümle
"Arama" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Arama" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Bu gece arama tarama var
2. Onda insanlık arama!
Diğer dillerde Arama
İngilizce: Search
Spanish: Búsqueda
German: Suche
French: Rechercher
Italian: Ricerca
Arama ile ilgili atasözleri
Aşağıda Arama hakkında ve içinde Arama kelimesi geçen, Arama ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: aramakla bulunmaz
Anlamı: çok değerli ancak rastlantı ile ele geçer.
Atasözü: bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramazmış
Anlamı: bir insan bazen akla ve mantığa sığmayan bir iş yapar; yapılan iş, hiçbir kurala uymadığı için pek çok akıllı insan bunu düzeltmeye çalışır, fakat başaramaz.
Atasözü: Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu
Anlamı: bir şeye tam güvenmeyip ileride ne olacağı konusunda bilgi sahibi olunamadığı durumlarda kullanılan bir söz.
Atasözü: yazın araması, kışın taraması olmazsa herkes besler mandayı
Anlamı: iyi bir iş yapılmaya çalışılırken karşılaşılan sıkıntılara herkes kolay kolay katlanamaz.
Arama ile ilgili deyimler
Aşağıda Arama hakkında ve içinde Arama kelimesi geçen, Arama ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ağız aramak (yoklamak)
Anlamı: öğrenmek istenilen şeyi söyletecek yolda dil kullanmak.
Deyim: ağzını aramak (yoklamak)
Anlamı: konuşturarak düşüncesini öğrenmeye çalışmak: 'Ağzımı aradı, rahat mıydım, burada okuyacağımı aklım kesmiş miydi?' -A. Kutlu.
Deyim: bela aramak
Anlamı: kavga çıkarmak için fırsat kollamak: 'Geceleyin belanı arama, haydi nerden geldinse bas git oraya.' -E. İ. Benice.
Deyim: bir boka yaramamak
Anlamı: hiçbir şeye elverişli olmamak.
Deyim: bir kolayını aramak
Anlamı: bir şeyi yapmak, çözmek için gerekli kolay ve kestirme yöntemi araştırmak: 'Yanlışını düzeltmek için bir kolayını aramaya başladı.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: (birini) cepten aramak
Anlamı: bir kimseyi cep telefonundan aramak.
Deyim: (birinin) parmağını aramak
Anlamı: ilgisini, bağlantısını aramak, kurulan düzeni araştırmak: 'Bu polemik kampanyasında bazı gizli teşekküllerin parmağını aramak gerektiği fikrinde idi.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: bucak bucak aramak
Anlamı: her yerde aramak: 'Sizi bucak bucak arayan ölüm, nihayet izinizi bulup karşınıza dikildi mi?' -A. N. Asya.
Deyim: demir taramak
Anlamı: gemi rüzgâr veya akıntı yüzünden çıpasını sürümek.
Deyim: eli harama uzanmak
Anlamı: dinî bakımdan yasaklanmış bir işe yönelmek: 'Eli ne vakit harama uzandı?' -H. Taner.
Deyim: eme seme yaramamak
Anlamı: işe yaradığı kabul edilmemek, makbule geçmemek, takdir edilmemek.
Deyim: eme yaramak
Anlamı: işe yaramak, yararlı olmak.
Deyim: fırsat beklemek (aramak)
Anlamı: en uygun şartı, durumu veya zamanı kollamak.
Deyim: girecek delik aramak
Anlamı: saklanmak istemek.
Deyim: hakkını aramak
Anlamı: hakkı olduğuna inandığı şeyi elde etmeye çalışmak.
Deyim: harama uçkur çözmek
Anlamı: nikâhsız olarak cinsel ilişkide bulunmak.
Deyim: işe yaramak
Anlamı: elverişli olmak: 'Bunları ezberledik de ne oldu? Hiç! Ne o günlerde işimize yaradı, ne de ondan sonra.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: kabahati (birinde) bulmak (aramak)
Anlamı: bir kusur, suç aramak: 'O, atı kızdırıyor, çileden çıkarıyor diye, bütün kabahati seyisinde buluyordu.' -A. Ş. Hisar.
Deyim: kâbına varamamak
Anlamı: değerce birinden pek aşağı olmak.
Deyim: kaçacak delik aramak
Anlamı: korku ile saklanacak yer aramak: 'O adam onları aşağıladıkça utancından kaçacak delik arayan Âşık Ali'ye acıyordu.' -Y. Kemal.