Borç TDK Türkçe sözlük anlamı ne demek?


Google News

Yayınlama: 1 yıl önce

Okuma süresi: 3 dakika

Borç kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Borç hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...

Kelime: Borç

Anlamlar:

1. Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

Örnek: "Vaktim yok, bana para bul, şu borcu ödeyeyim, söz verdim."

"Peyami Safa"

2. Birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğü, vecibe

Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam

Örnek: "Mektubunda diyorsun ki gel gayri / Vatan borcu biter bitmez ordayım"

"Bekir Sıtkı Erdoğan"

İçinde Borç geçen birleşik ve kökteş kelimeler: borç harç, dış borç, iç borç, konsolide borç, müteselsil borç, dalgalı borçlar, boyun borcu, gönül borcu, namus borcu, vatan borcu


Borç eş anlamlısı

Borç hakkında eş anlamlı kelimeler

Borç eş anlamlısı

borç kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : vecibe


Borç zıt anlamlısı

Borç hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Borç zıt anlamlısı

borç kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : alacak


Borç ile ilgili 1 örnek cümle

"Borç" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Borç" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Askerlik yurt borcudur


Diğer dillerde Borç

İngilizce: Debt

Spanish: Deuda

German: Schulden

French: Dette

Italian: Debito


Borç ile ilgili atasözleri

Borç ile ilgili atasözleri

Aşağıda Borç hakkında ve içinde Borç kelimesi geçen, Borç ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: aç kalmak, borçlu olmaktan iyidir

Anlamı: sözünün eri olana, borcunu ödeyememek aç kalmaktan daha ağır gelir.

Atasözü: ağa borç eder, uşak harç

Anlamı: ağa para sıkıntısı içinde olup borç etse de uşak, bunu anlamaz ve bol harcamayı sürdürür.

Atasözü: alacakla verecek (borç) ödenmez

Anlamı: bir yerden alacağınız parayla başka bir yere olan borcunuzu kapatamazsınız.

Atasözü: arpacıya borç eden ahırını tez satar

Anlamı: bir iş borçla sağlıklı bir biçimde yürütülemez.

Atasözü: bayramda borç ödeyene ramazan ağır (kısa) gelir

Anlamı: vadesi yaklaşan bir borcu ödemek zorunda olan kimseye günler çok çabuk geçer.

Atasözü: bey aşı borç, düğün aşı ödünç

Anlamı: beyin sofrasında ağırlanan kimsenin karşılık olarak beye ziyafet vermesi kolay olmadığından bu bir borç olarak kalır; düğün aşı yiyen de günün birinde kendisinin yapacağı düğüne önceden gittiği düğün sahibini çağırır böylece borcun altından kalkmış olur.

Atasözü: bin tasa bir borç ödemez

Anlamı: borçlu ne denli üzülürse üzülsün borç sıkıntısından kurtulamaz.

Atasözü: borç iyi güne kalmaz

Anlamı: borcu ilk fırsatta ödemek gerekir.

Atasözü: borç ödemekle (vermekle), yol yürümekle tükenir

Anlamı: birden ödenemeyen bir borç azar azar verilerek ödenebilir.

Atasözü: borç ödenir, kira ödenmez

Anlamı: kiracı olmaktansa, borca girip ev sahibi olmak daha iyidir.

Atasözü: borç uzayınca kalır, dert uzayınca alır

Anlamı: borç zamanında ödenmezse borçluluk duygusu gevşer, hastalık uzun süreli olursa ölüme yol açar.

Atasözü: borç vermekle, düşman vurmakla

Anlamı: borç vermekle, düşman vurmakla yok edilir.

Atasözü: borç yiğidin kamçısıdır

Anlamı: borç, kişiyi daha çok çalışmaya zorlar.

Atasözü: borç yiyen kesesinden yer

Anlamı: borçla alışveriş yapan, aldıklarının parasını hemen ödemese de günün birinde mutlaka ödeyecektir.

Atasözü: borçlu ölmez, benzi sararır

Anlamı: borç kişiyi öldürmez ancak hasta edecek kadar üzer.

Atasözü: borçlunun dili kısa gerek

Anlamı: borcu olan kimse, alacaklısına karşı ileri geri konuşmamalı, aşağıdan almalıdır.

Atasözü: borçlunun duacısı alacaklısıdır

Anlamı: borçlunun ölmemesi ve para kazanması için en çok dua eden alacaklısıdır.

Atasözü: borçlunun yalımı alçak olur

Anlamı: borçlu, özellikle alacaklısının yanında göğsünü gere gere gezemez, suçlu gibi durur.

Atasözü: borçsuz çoban yoksul beyden yeğdir

Anlamı: yoksulluk ve sıkıntı içinde olup da bey adı taşımaktansa borçsuz ve sıkıntısız bir çoban olmak daha iyidir.

Atasözü: borçtan korkan kapısını büyük açmaz (küçük açar)

Anlamı: borçlanmak istemeyen fazla açılmaz, giderlerini kısar, kendi durumuna uygun bir yaşama yolu tutar.


Borç ile ilgili deyimler

Borç ile ilgili deyimler

Aşağıda Borç hakkında ve içinde Borç kelimesi geçen, Borç ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: (birine) borçlu bulunmak (olmak)

Anlamı: borçlu duruma düşmek: 'Dehasını, geçirdiği sara nöbetlerinin şokuna borçlu bulunuyordu.' -H. Taner. 'Fakat ben bu ağırlığı o kadar az yükleneceğim ki söylemeye borçlu olduğumdan bir adım ileri geçmeyeceğim.' -N. F. Kısakürek.

Deyim: borç almak

Anlamı: daha sonra ödemek üzere birinden para veya bir şey almak: 'On beş lira borç aldıktan sonra eve döndüm.' -H. E. Adıvar.

Deyim: borç altına girmek

Anlamı: borç para almak.

Deyim: borç bini aşmak

Anlamı: borç, altından kalkılamayacak duruma gelmek.

Deyim: borç etmek (yapmak)

Anlamı: borçlanmak: 'Altlarında şilte, dolaplarında eşya kalmadı ama kimseye de borç yapmadılar.' -P. Safa. 'Babasından bir şey koparamadığı zaman borç ediyor, sonra ona ödetiyordu.' -H. R. Gürpınar.

Deyim: borç gırtlağına çıkmak

Anlamı: borca batmak.

Deyim: borç harç etmek

Anlamı: sürekli borç alıp vermek: 'Hazır param var biraz, biliyorsun. Yetmezse borç harç ederim.' -N. Hikmet.

Deyim: borç yemek

Anlamı: borçla geçinmek.

Deyim: borçlu çıkmak

Anlamı: görülen hesapta vereceği kalmak: 'Para muamelelerinden borçlu çıkmıştı.' -Y. K. Beyatlı.

Deyim: hayatını (birine) borçlu olmak

Anlamı: 1) biri tarafından ölümden kurtarılmış olmak; 2) birinin yaşamı bir başkasının desteği ile sağlanmış olmak: Bu hayatımı ağabeyime borçluyum.


Yorumlar

Yorum Yap
Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.

Borç B ile başlayan kelimeler Bo ile başlayan kelimeler Ne demek Sözlük Eş anlamlı kelimeler Zıt anlamlı kelimeler Atasözleri Deyimler Örnek cümleler