Can Atalay oturumunda Meclis Başkanvekili 'değiştirildi': CHP'li Karaca yerine, AKP'li Bozdağ yönetecek
Hakkındaki AYM kararına rağmen vekilliği hukuksuz biçimde düşürülen Can Atalay için yapılacak olağanüstü TBMM oturumunu, sıranın CHP'de olmasına rağmen AKP'li Bozdağ yönetecek. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, karara tepki gösterdi.
Can Atalay Oturumunu AKP'li Bozdağ Yönetecek: CHP'den Tepki
Hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararına rağmen vekilliği hukuksuz biçimde düşürülen TİP Milletvekili Can Atalay için cuma günü TBMM'de yapılacak olağanüstü toplantıyı, AKP'li Meclis Başkanvekili, eski adalet bakanı Bekir Bozdağ yönetecek.
Sıranın CHP'li Gülizar Biçer Karaca'da olmasına rağmen, AKP'nin bu kararı, CHP'den sert tepkilere neden oldu. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "Kullanışlı olmak, ister Meclis Başkanı isterse Başkan Vekili statüsünde olun, bir süre yolunuzu açan ancak çocuklarınıza bırakacağınız manevi mirası önemli oranda daraltan, (varsa) pozitif müktesebatınızı ortadan kaldıran bir ‘meziyet’" diyerek, AKP'nin bu tavrını eleştirdi.
Günaydın, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Meclis 16 Ağustos’ta Can Atalay konusunu ele almak üzere, muhalefetin çağrısı doğrultusunda olağanüstü toplanacak. Meclis Başkan vekilliği sırası Gülizar Biçer Karaca’da olduğu halde, ‘olağanüstü toplantılarda sıra gözetilmez, Numan Kurtulmuş’un tercihi bu yönde’ gerekçesiyle oturumu Bekir Bozdağ’ın yönetmesi kararı alındı. Kullanışlı olmak, ister Meclis Başkanı isterse Başkan Vekili statüsünde olun, bir süre yolunuzu açan ancak çocuklarınıza bırakacağınız manevi mirası önemli oranda daraltan, (varsa) pozitif müktesebatınızı ortadan kaldıran bir ‘meziyet’" ifadelerini kullandı.
Can Atalay'ın ailesi ise TBMM'den olumlu haber bekliyor ve hukukun arkasından dolanılmamasını umuyor.
AKP'nin bu kararı, Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesi kararına ilişkin Anayasa Mahkemesi kararını hiçe saydığı yorumlarına neden oldu. Muhalefet, AKP'nin bu hamlesini "demokrasi ve hukukun ayaklar altına alınması" olarak değerlendiriyor.
Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesi ve cezaevinde tutulması, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğüne yönelik endişeleri artırdı.
Bu olay, Türkiye'de siyasetin giderek kutuplaştığını ve hukukun siyasi amaçlar doğrultusunda kullanıldığını gösteren önemli bir örnek teşkil ediyor.
Hakkındaki Anayasa Mahkemesi kararına rağmen vekilliği hukuksuz biçimde düşürülen TİP Milletvekili Can Atalay için cuma günü TBMM'de yapılacak olağanüstü toplantıyı, AKP'li Meclis Başkanvekili, eski adalet bakanı Bekir Bozdağ yönetecek.
Sıranın CHP'li Gülizar Biçer Karaca'da olmasına rağmen, AKP'nin bu kararı, CHP'den sert tepkilere neden oldu. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "Kullanışlı olmak, ister Meclis Başkanı isterse Başkan Vekili statüsünde olun, bir süre yolunuzu açan ancak çocuklarınıza bırakacağınız manevi mirası önemli oranda daraltan, (varsa) pozitif müktesebatınızı ortadan kaldıran bir ‘meziyet’" diyerek, AKP'nin bu tavrını eleştirdi.
Günaydın, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Meclis 16 Ağustos’ta Can Atalay konusunu ele almak üzere, muhalefetin çağrısı doğrultusunda olağanüstü toplanacak. Meclis Başkan vekilliği sırası Gülizar Biçer Karaca’da olduğu halde, ‘olağanüstü toplantılarda sıra gözetilmez, Numan Kurtulmuş’un tercihi bu yönde’ gerekçesiyle oturumu Bekir Bozdağ’ın yönetmesi kararı alındı. Kullanışlı olmak, ister Meclis Başkanı isterse Başkan Vekili statüsünde olun, bir süre yolunuzu açan ancak çocuklarınıza bırakacağınız manevi mirası önemli oranda daraltan, (varsa) pozitif müktesebatınızı ortadan kaldıran bir ‘meziyet’" ifadelerini kullandı.
Can Atalay'ın ailesi ise TBMM'den olumlu haber bekliyor ve hukukun arkasından dolanılmamasını umuyor.
AKP'nin bu kararı, Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesi kararına ilişkin Anayasa Mahkemesi kararını hiçe saydığı yorumlarına neden oldu. Muhalefet, AKP'nin bu hamlesini "demokrasi ve hukukun ayaklar altına alınması" olarak değerlendiriyor.
Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesi ve cezaevinde tutulması, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğüne yönelik endişeleri artırdı.
Bu olay, Türkiye'de siyasetin giderek kutuplaştığını ve hukukun siyasi amaçlar doğrultusunda kullanıldığını gösteren önemli bir örnek teşkil ediyor.