çıkarma nedir? çıkarma ne demek?
çıkarma kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, çıkarma hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: çıkarma
Anlamlar:
1. Çıkarmak işi, emisyon
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Yağmazsa yağmasın. Biz onsuz da kışı çıkarmasını biliriz eninde sonunda."
2. Düşman kıyılarına gemi, bot vb.nden asker indirme, asker çıkarma
Özelliği / Tipi / Türü: Askerlik
3. Dört işlemden biri, çıkarmak işlemi, tarh
Özelliği / Tipi / Türü: Matematik
İçinde çıkarma geçen birleşik ve kökteş kelimeler: çıkarma birliği, çıkarma botu, çıkarma gemisi, çıkarma harekâtı, çıkarma işareti, çıkarma yeri, sağ çıkarma
çıkarma hakkında eş anlamlı kelimeler
çıkarma eş anlamlısı
çıkarma kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : emisyon, tarh
çıkarma hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
çıkarma zıt anlamlısı
çıkarma kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : toplama,gömme
çıkarma ile ilgili 1 örnek cümle
"çıkarma" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "çıkarma" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Bu çıkarmada bir yanlışlık var
Diğer dillerde çıkarma
İngilizce: Issue
Spanish: Cuestión
German: Subtraktion
French: Question
Italian: Problema
çıkarma ile ilgili atasözleri
Aşağıda çıkarma hakkında ve içinde çıkarma kelimesi geçen, çıkarma ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: artık mal göz çıkarmaz
Anlamı: ne kadar ve ne türden mal olursa olsun malın fazlası elden çıkarılmamalıdır çünkü mutlaka bir gün gelir lazım olur.
Atasözü: fazla mal göz çıkarmaz
Anlamı: ne kadar ve ne türden mal olursa olsun malın fazlası elden çıkarılmamalıdır çünkü mutlaka bir gün gelir lazım olur.
Atasözü: sütlüyü sürüden çıkarmazlar
Anlamı: yararlı, verimli şey elden çıkarılmaz.
çıkarma ile ilgili deyimler
Aşağıda çıkarma hakkında ve içinde çıkarma kelimesi geçen, çıkarma ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: acısını çıkarmak
Anlamı: 1) acılığını yok etmek: Soğanın acısını çıkarmak. 2) mec. uğradığı maddi veya manevi zararı karşılayacak bir iş yapmak: 'Bunca gecikmişliğe rağmen o günlerin acısını çıkarabilmesine imkân tanımalıydı.' -E. Şafak. 3) mec. öç almak: 'Ustanın kendisini küçük burjuva münevveri diye aşağılık görmesinin acısını çıkarıyor.' -N. Hikmet.
Deyim: adını çıkarmak
Anlamı: kişi hakkında kötü bir niyetle asılsız söylentiler yaymak: 'Kadın durmadan vır vır eder, yakınır diye adımızı çıkarmışlar.' -A. Erhat.
Deyim: adını ...-ye çıkarmak
Anlamı: bir kişinin sahip olmadığı niteliklerle tanınmasına yol açmak: Adını deliye çıkardılar.
Deyim: ağzından baklayı çıkarmak
Anlamı: baklayı ağzından çıkarmak.
Deyim: ahkâm çıkarmak
Anlamı: kendi düşüncelerine dayanarak birtakım yargılara varmak.
Deyim: akıldan çıkarmak
Anlamı: 1) düşünmemek; 2) unutmak.
Deyim: aklından çıkarmamak
Anlamı: sürekli hatırlamak, unutmamak: 'Ben senin yengenim, amcanın karısıyım, bunu sakın aklından çıkarma!' -P. Safa.
Deyim: anlam çıkarmak
Anlamı: 1) bir cümleden veya metinden yeni ve değişik bir anlam yakalamak; 2) mec. yersiz ve gereksiz bir yargıya varmak, yanlış değerlendirmek; bir söze, söyleyenin aklından geçmeyen bir anlam vermek.
Deyim: arabasını düze çıkarmak
Anlamı: karşılaştığı güçlükleri yenip işini kolay yürür duruma getirmek.
Deyim: arada çıkarmak
Anlamı: başka işler arasında bir işi de yapıvermek.
Deyim: aradan çıkarmak
Anlamı: birçok işten birini yapıp bitirivermek.
Deyim: askıya çıkarmak
Anlamı: evlenecek kimselerin durumunu nüfus kayıtlarının bulunduğu yerde askı yoluyla ilan etmek.
Deyim: baklayı ağzından çıkarmak
Anlamı: açık söylemekten kaçındığı bir sorunu sonunda açıklamak: 'Bırak muamma konuşmayı / Çıkar ağzından baklayı / Bahtımız aydınlanıversin' -C. S. Tarancı.
Deyim: başına çıkarmak
Anlamı: şımartmak, çok yüz vermek.
Deyim: başına iş çıkarmak
Anlamı: istenilmeyen veya uğraştırıcı bir işe yol açmak.
Deyim: başını çıkarmak
Anlamı: bitki filizlenmeye başlamak.
Deyim: baştan çıkarmak
Anlamı: 1) kötü yola sürüklemek, doğru yoldan saptırmak: 'Perihan adında bir bayan, bizim güveyi dans arasında ayartıp baştan çıkarmış.' -M. Ş. Esendal. 2) karşı cinsi bir ilişkiye ikna etmek.
Deyim: bela çıkarmak
Anlamı: kavga çıkarmak.
Deyim: (bir durumu) açığa çıkarmak
Anlamı: ortaya çıkarmak, gözler önüne sermek, anlaşılır duruma getirmek: 'Yolsuzluklarını açığa çıkarması bardağı taşıtan damla oldu.' -H. Topuz.
Deyim: bir koyundan iki post çıkarmak
Anlamı: olması gerekenden daha fazla elde etmek.