çıkmak kısaca sözlük anlamı ne demek?


Google News

Yayınlama: 2 yıl önce

Okuma süresi: 3 dakika

çıkmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, çıkmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...

Kelime: çıkmak

Anlamlar:

1. İçeriden dışarıya varmak, gitmek

Özelliği / Tipi / Türü: -den

Örnek: "Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık."

"Falih Rıfkı Atay"

2. Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı."

"Atatürk"

3. Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Çiçeği burnunda subay çıkar çıkmaz, ben size bir emir eri bulurum."

"Haldun Taner"

4. Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek

Örnek: "Yeni evimizden çıkıp eski evimize taşındık."

"Yusuf Ziya Ortaç"

5. Süresi dolduğunda ayrılmak

Örnek: "Daireden çıkmak. Hastaneden çıkmak. Cezaevinden çıkmak."

6. Yapılmak, yürümek

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Bu dairede işler kolay çıkmaz."

7. Yetişecek ölçüde olmak

Örnek: "Bu kumaştan bir palto çıkar mı?"

8. Eksilmek

Örnek: "Dörtten iki çıkarsa iki kalır."

9. Meydana gelmek

Örnek: "Uygunsuz dediğim vakalardan biri bir salon oyunu yüzünden çıkmıştır."

"Reşat Nuri Güntekin"

10. Sıyrılmak, ayrılmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Bebeğin patiği çıktı."

11. Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Borçlu çıkmak. Kârlı çıkmak. Alacaklı çıkmak."

12. Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek

Örnek: "Çok sonra öğrenecek bunu. Çok sonra, çocukluktan çıkıp kocaman adam olduktan sonra."

"Tarık Dursun K."

13. Bir şeyin yukarısına doğru yürümek

Özelliği / Tipi / Türü: -i

Örnek: "Uzun, dik merdivenli bir yokuşu çıktık."

"Refik Halit Karay"

14. Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz - -de

Örnek: "Sularda bakteri çıktı."

15. Yetkili birinin makamına iş için gitmek

Özelliği / Tipi / Türü: -e

Örnek: "Başkana çıkmak."

16. Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak

Özelliği / Tipi / Türü: -e

Örnek: "Arkadaşa piyango çıkmış. Bize yine gezi çıktı. Bu işten size de bir şey çıkar."

17. Bir konu yetkililerce karara bağlanmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

18. Mal olmak

Özelliği / Tipi / Türü: -e

Örnek: "Bu ev dört milyara çıktı."

19. Oyunda herhangi bir rolü oynamak

Özelliği / Tipi / Türü: -e

Örnek: "Arsız ve aptal mahalle çocuğu rolüne çıkmıştı."

"Bedri Rahmi Eyüboğlu"

20. Bir yere ulaşmak, varmak

Özelliği / Tipi / Türü: -e

Örnek: "Karşı kaldırıma geçtiler, sağa sola saptılar, demir yoluna çıktılar."

"Memduh Şevket Esendal"

21. Karaya ayak basmak

Özelliği / Tipi / Türü: -e

Örnek: "1919 senesi Mayıs'ının on dokuzuncu günü Samsun'a çıktım."

"Atatürk"

22. Yayılmak, duyulmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Başından beri gazetelerde enstitü hakkında havadisler çıkıyordu."

"Ahmet Hamdi Tanpınar"

23. Olmak, bulunmak, var olmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Bayramın son günü her iki kadının da işleri çıkmıştı."

"Osman Cemal Kaygılı"

24. Bir iddia ile ortalıkta görünmek

Özelliği / Tipi / Türü: -e

Örnek: "Sen onun karşısına çapkın bir adam gibi çıktın."

"Peyami Safa"

25. Yayılmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz - -den

Örnek: "Lağımdan pis kokular çıkıyor."

26. Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek

Özelliği / Tipi / Türü: -e

Örnek: "Güreşte ona çıkacak kimse yok."

27. Bulaşmak

Özelliği / Tipi / Türü: -e

Örnek: "Kravatın boyası gömleğe çıktı."

28. Binaya kat eklemek

Özelliği / Tipi / Türü: -i

Örnek: "Evin ikinci katını çıkmadan havalar bozuldu."

29. Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak

Özelliği / Tipi / Türü: -e

Örnek: "Bu kahveden sıkıldın, ötekine çıkarsın, anladın mı?"

"Memduh Şevket Esendal"

30. Niteliği sonradan anlaşılmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Eyvah, bu da ötekiler gibi soysuz çıktı."

"Reşat Nuri Güntekin"

31. Belirmek, tanınmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Bir ilçe belediye başkanı hepsinden açıkgöz çıktı."

"Muzaffer İzgü"

32. Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Akıllı çıktı da arkadaşına uymadı."

33. Yerinden oynamak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı."

"Reşat Nuri Güntekin"

34. Görünür veya belli bir durumda bulunmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Tencerenin bakırı çıktı. Zayıflıktan kemikleri çıkmış."

35. Oluşmak, olmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Fırtına çıkmak. Soğuk çıkmak."

36. Piyasaya sürülmek

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

37. Bitmek, büyümek, sürmek

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Ekinler çıkmaya başladı. Bıyığı çıktı."

38. Verilmek

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Maaş çıkmak. Emir çıkmak."

39. Ay veya mevsim geçmek

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Mart çıktı. Kış çıktı."

40. Yeni yetişip satışa sunulmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Erik çıkmış. Çilek daha çıkmadı."

41. Yükselmek, artmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Fiyatlar çıktı."

42. Artırmak, fiyatı yükseltmek

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

43. Sesini yükseltmek

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

44. Büyük abdest bozmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

45. Giderilmek, yok olmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz - -den

Örnek: "Leke çıktı."

46. Unutmak

Özelliği / Tipi / Türü: -den

Örnek: "O söz benim hatırımdan çıkmadı."

47. Ay, Güneş görünmek

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Hava açılmış, ay çıkmıştı."

"Refik Halit Karay"

48. Yayımlanmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Yeni çıkmış Fransızca bir iki kitap bulunurdu."

"Yusuf Ziya Ortaç"

49. Gelmek

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Çok geçmeden haber çıkacağını kadınlık insiyakıyla derhâl sezmişti."

"Refik Halit Karay"

50. Gerçekleşmek

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "İnsanın her gördüğü rüya çıkmaz ya!"

"Memduh Şevket Esendal"

51. Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Arabanın direksiyonu çıkmak."

52. Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek

Örnek: "Ev, ev olmaktan çıktı."

53. Flört etmek

Özelliği / Tipi / Türü: -le

Örnek: "Sevim, senden başka bir kızla çıkmadım."

"Attila İlhan"

54. Erişmek, görmek

Özelliği / Tipi / Türü: -e

Örnek: "Aklı başında ama sabaha çıkamayacağına kalıbımı basarım."

"Sait Faik Abasıyanık"

55. Harcamak zorunda kalmak

Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam

Örnek: "Paradan çıkmak. Bin liradan çıktım."

56. Vermeye katlanmak

Özelliği / Tipi / Türü: -i - Argo

Örnek: "Çık bakalım paraları!"

İçinde çıkmak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: bata çıka, batçık, battıçıktı, zıpçıktı


çıkmak eş anlamlısı

çıkmak hakkında eş anlamlı kelimeler

çıkmak eş anlamlısı

çıkmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : mal olmak , koyulmak , gitmek , vurmak , isabet etmek , varmak , ayrılmak , sıyrılmak , var olmak , bulunmak , olmak , mezun olmak , eksilmek , gerçekleşmek , yok olmak , giderilmek , unutmak , gelmek , kopmak , flört etmek , yayımlanmak , yükselmek , artmak , verilmek , bitmek , büyümek , sürmek , oluşmak , bulaşmak , yayılmak , meydana gelmek , yapılmak , yürümek , taşınmak , istihsal etmek , sağlanmak , görmek , erişmek , oluşmak, olmak , duyulmak , ilgisini kesmek , boy ölçüşmek


çıkmak zıt anlamlısı

çıkmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

çıkmak zıt anlamlısı

çıkmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : inmek, girmek, batmak


çıkmak ile ilgili 57 örnek cümle

"çıkmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "çıkmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Odadan şimdi çıktı. Zarftan para çıktı

2. Oğlu öğretmen çıkmıştı

3. Babam işinden çıktı

4. Bugün iyi iş çıktı

5. Aldığımız sütten çok yağ çıktı

6. Bu görüşmeden çok şey çıkar

7. Adam hapishaneden yeni çıktı

8. Bundan ancak üç bardak çıkar

9. Hesapladık, o borçlu çıktı

10. Ondan beş çıktı, beş kaldı

11. Artık çocukluktan çıktın, delikanlı oldun

12. Birisi arkadan basınca ayakkabım ayağımdan çıktı

13. Boş yere onca paradan çıktım

14. Dolaşıyordum, karşıma çıktı

15. Bugün yine bakana çıkacağım

16. Bu ağaca çıkmak zor

17. Onay yeni çıktı

18. Hastalık tifo çıktı

19. Bize bir gezi çıktı

20. Sabah yola çıkacağız

21. Yağ lekesi gömleğe de çıkmış

22. Ocaktan pis kokular çıkıyor

23. Ben bilirim diye ortaya çıktı, bir şey yapmadı

24. Boksta karşısına çıkmak güçtür

25. Bu iş yüz bine çıkar

26. Bu oyunda hırsıza çıkıyordu

27. Bu cadde nereye çıkıyor acaba?

28. Onda her zaman bir şeyler çıkar

29. Çıkan söylentiye bakılırsa, iş karışıyor

30. Yolcular sahile çıktı

31. Yarın onunla alışverişe çıkmak istiyorum

32. Onlar buradan iki apartman öteye çıktılar

33. Evin ikinci katını çıkmıştık, çimento bitti

34. Yapraklar çıkmak üzere

35. Çıkan fırtına ağaçları devirdi

36. Filitreli sigara çıktı

37. Yumurta çürük çıktı

38. Çocuk becerikli çıktı, işi başardı

39. Çekilince çiçek köküyle çıktı

40. Açlıktan kemikleri çıkmış

41. Ay çıkmış

42. Fiyatlar bir ayda çıkıverdi

43. Helaya çıktı

44. Malı alabilmek için biraz daha çıkmak gerekmişti

45. Buyruk çıktı

46. Bu ay da çıkmak bilmedi

47. Çağla çıkmış

48. Konu aklımdan çıkmıştı

49. Dediğim çıkmıştı

50. Bu ses yeterli değil, biraz daha çıkmak gerekiyor

51. Yağ lekesi çıktı

52. Hız yüzünden tekerlek çıktı

53. Bu gidişle iş işlikten çıkmış olacak

54. Bugün postadan birkaç mektup çıktı ama sana yok

55. Yeni bir dergi çıkacakmış

56. Kız bir delikanlıyla çıkıyormuş

57. Haydi, paraları çıkmak zamanıdır


Diğer dillerde çıkmak

İngilizce: Exit

Spanish: Salida

German: Beenden

French: Sortie

Italian: Uscita


çıkmak ile ilgili atasözleri

çıkmak ile ilgili atasözleri

Aşağıda çıkmak hakkında ve içinde çıkmak kelimesi geçen, çıkmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.


çıkmak ile ilgili deyimler

çıkmak ile ilgili deyimler

Aşağıda çıkmak hakkında ve içinde çıkmak kelimesi geçen, çıkmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: acısı ortaya çıkmak

Anlamı: olumsuz sonucu yavaş yavaş ortaya çıkmak: 'Dur bakalım daha hele, o içtiklerinin acısı bir bir çıkacak ortaya.' -M. İzgü.

Deyim: adam içine çıkmak

Anlamı: topluluğa karışmak, insanların bulunduğu yerlere gitmek, eşe dosta gitmek.

Deyim: adı çıkmak

Anlamı: 1) kötü bir ün kazanmak: Onun adı çıkmış yoksa fena adam değil. 2) hakkı olmayan bir ün kazanmak: O berberin adı çıkmış, aslında iyi tıraş edemiyor.

Deyim: adı deliye çıkmak

Anlamı: deli olmadığı hâlde deli olarak tanınmak: 'Böyle bir şey yazmaya kalkarsam adım deliye çıkacak.' -R. N. Güntekin.

Deyim: adı kötüye çıkmak

Anlamı: ünü kötü olarak yayılmak.

Deyim: ağzından çıkmak

Anlamı: bir sözü istemeden, farkına varmadan söylemek, söylemiş bulunmak: Bir kez ağzımdan çıktı, o fiyata vereceğim.

Deyim: ağzından girip burnundan çıkmak

Anlamı: 1) türlü yollara başvurarak birini bir şeye razı etmek, kandırmak: 'O, köylülerin ağzından girip burnundan çıkmayı mükemmel becerir.' -S. Ertem. 2) iyice dövmek: 'Ulan, ağzını topla! Şimdi ağzından girer, burnundan çıkarım!' -M. Rona.

Deyim: ağzından (söz, lakırtı) dirhemle çıkmak

Anlamı: çok az veya zorla konuşmak.

Deyim: ahbap çıkmak

Anlamı: önceden tanışmış olmak: 'Gümrükten itibaren her rast geldiği adamla ahbap çıktı.' -Y. K. Karaosmanoğlu.

Deyim: ahı çıkmak

Anlamı: yaptığı ilenme, etkisini göstermek.

Deyim: aklı çıkmak

Anlamı: sonucun kötü olacağını düşünerek korkuya kapılmak: Para harcayacak diye aklı çıkıyor.

Deyim: aklı zıvanadan çıkmak

Anlamı: delirmek, aklını oynatmak.

Deyim: aklından çıkmak

Anlamı: unutmak.

Deyim: akraba çıkmak

Anlamı: konuştuktan sonra akraba olduklarını anlamak.

Deyim: alacaklı çıkmak

Anlamı: alacağı vereceğinden çok olmak.

Deyim: alıcı çıkmak

Anlamı: 1) müşteri olmak; 2) istemek, talip olmak: 'İzmir'den gelmiş birtakım hanımlar onu kız sanıp alıcı çıktılar.' -M. Ş. Esendal.

Deyim: alışverişe çıkmak

Anlamı: alım satım işi için çarşıya gitmek.

Deyim: altından çapanoğlu çıkmak

Anlamı: girişilen işte başa dert olacak bir durumla karşılaşmak: 'Kısa kesmekten yanaydı ama paraları uzatsa altından bir çapanoğlu çıkar mıydı?' -O. Kemal.

Deyim: altından girip üstünden çıkmak

Anlamı: 1) malı, parayı düşüncesizce harcayıp tüketmek: 'Babasından kalan servetin altından girip üstünden çıkmıştı.' -R. N. Güntekin. 2) ne yapıp edip istediğini yaptırmak; 3) halletmek; 4) karıştırmak.

Deyim: anlaşmazlık çıkmak

Anlamı: bir konuda uyuşmazlık söz konusu olmak: 'Miras dağılımında üvey annesiyle aralarında anlaşmazlık çıkmış.' -C. Külebi.


Yorumlar

Yorum Yap
Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.

çıkmak ç ile başlayan kelimeler çı ile başlayan kelimeler Ne demek Sözlük Eş anlamlı kelimeler Zıt anlamlı kelimeler Atasözleri Deyimler Örnek cümleler