çökme ne demek? TDK Türkçe sözlük anlamı nedir?
çökme kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, çökme hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: çökme
Anlamlar:
1. Çökmek işi
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
2. Bir kısım yerin alttan yıkılarak alçalması
Özelliği / Tipi / Türü: Jeoloji
3. Boya içindeki pigmentin ve dolgu maddelerinin zamanla kabın dibinde tortu oluşturması
Özelliği / Tipi / Türü: Kimya
çökme hakkında eş anlamlı kelimeler
çökme eş anlamlısı
çökme kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : inhitat
çökme hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
çökme zıt anlamlısı
çökme kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde çökme
İngilizce: Crash
Spanish: Accidente
German: Absturz
French: Accident
Italian: Crash
çökme ile ilgili atasözleri
Aşağıda çökme hakkında ve içinde çökme kelimesi geçen, çökme ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
çökme ile ilgili deyimler
Aşağıda çökme hakkında ve içinde çökme kelimesi geçen, çökme ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: acısı içine (yüreğine) çökmek (işlemek)
Anlamı: 1) bir şeyin acısını derinden duymak; 2) kötü bir şey olacağını düşünerek önceden üzülmek.
Deyim: ağırlık basmak (çökmek)
Anlamı: 1) gevşeklik ve uyku gelmek; 2) ağır bir hava kaplamak; 3) sessizlik oluşmak: 'Yavaş yavaş bir ağırlık çöktü. Bir sakinlik herkesi kapladı.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: avurtları çökmek (birbirine geçmek)
Anlamı: çok zayıfladığı yüzünden belli olmak: 'Hüdai, Bayram'ın avurtları çökmüş solgun yüzüne bakarak bir varsayım yapmıştı.' -A. Kulin.
Deyim: beli çökmek
Anlamı: kamburlaşmak.
Deyim: diz çökmek
Anlamı: 1) dizlerini yere koyarak oturmak: 'Beni dinleyin deyip hemen önümüze diz çöktü.' -S. M. Alus. 2) dize gelmek.
Deyim: durgunluk çökmek
Anlamı: sessiz, sakin duruma girmek: 'Posta kâtibi eskiden çok sert bir adamdı. Fakat gitgide ona garip bir durgunluk çökmüştü.' -R. N. Güntekin.
Deyim: fenalık geçirmek (gelmek veya çökmek)
Anlamı: kendini bilmeyecek veya bayılacak bir duruma gelmek: 'Ben biraz fenalık geçirdim de eczaneden rica ettik.' -B. Felek.
Deyim: gönlü çökmek
Anlamı: yaşama gücü azalmak, ruhsal dengesi bozulmak.
Deyim: hüzün çökmek
Anlamı: hüzünlenmek: 'O anda yalnız kahveye değil neredeyse bütün Niksar'a hüzün çöker, lambaların ışığı solgunlaşırdı.' -C. Külebi.
Deyim: ıssızlık çökmek
Anlamı: ıssız, tenha duruma gelmek, tenhalaşmak.
Deyim: içine baygınlıklar çökmek
Anlamı: sıkıntı, fenalık basmak: 'Şevki, ekmek öpüp çocukları üzerine yemin ettikçe onun içine baygınlıklar çöküyordu.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: içine hüzün çökmek
Anlamı: kederlenmeye, hüzünlenmeye başlamak: Eski bayramlar gibi olmuyor, hüzün çöküyor içimize.
Deyim: içine kuşku çökmek
Anlamı: içten içe şüphesi yoğunlaşmak.
Deyim: kâbus basmak (çökmek)
Anlamı: 1) kötü rüya görmek; 2) büyük sıkıntı, korku duymak.
Deyim: karanlık basmak (çökmek)
Anlamı: hava kararmak: 'Akşamdı, ortalığa hafif bir karanlık çökmüştü.' -R. N. Güntekin. 'Tekrar ana yola geldiğim zaman karanlık basmıştı.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: kasvet basmak (çökmek)
Anlamı: çok sıkılmak, içi daralmak: 'Gündüzün bu saatinde, tiyatroya ağır bir kasvet çökmüş.' -P. Safa.
Deyim: omuzları çökmek
Anlamı: bitkin, perişan ve yıkılmış bir durumda olmak.
Deyim: ölüm sessizliği çökmek
Anlamı: yoğun ve derin bir sessizlik kaplamak: 'Masanın başına oturduğum zaman ortalığa gerçekten ölüm sessizliği çöktü.' -R. N. Güntekin.
Deyim: rehavet çökmek (basmak)
Anlamı: gevşeklik, ağırlık duymak ve uyumak istemek: 'Bütün asabıma bir rehavet çöktü, gözlerim kapandı.' -N. Hikmet.
Deyim: tavan başına çökmek (yıkılmak)
Anlamı: beklenmeyen bir durum karşısında şaşırıp kalmak: 'Gelmeyecek mi? Neden gelmedi? diye sordukları vakit tavan başıma yıkılıyordu.' -M. Ş. Esendal.