Dövme sözlük anlamı nedir? Dövme ne demek?
Dövme kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Dövme hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Dövme
Anlamlar:
1. Dövmek işi
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Sanırım, yazılarımdan ötürü beni pohpohlayanlardan çok beni dövmeye kalkanlar haklıydı."
2. Vücut derisi üzerine iğne vb. sivri bir araçla çizilmek ve içine renk veren maddeler konulmak yoluyla yapılan yazı veya resim
3. Kızgın durumdayken dövülerek biçim verilmiş (metal eşya)
Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat
4. Dövülerek yapılan
Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat
Örnek: "Dövme dondurma."
5. Dövülerek kabuğu çıkarılmış buğday, yarma
Özelliği / Tipi / Türü: Halk ağzında
Dövme hakkında eş anlamlı kelimeler
Dövme eş anlamlısı
dövme kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : yarma
Dövme hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Dövme zıt anlamlısı
Dövme kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Dövme
İngilizce: Tattoo
Spanish: Tatuaje
German: Tattoo
French: Tatouage
Italian: Tatuaggio
Dövme ile ilgili atasözleri
Aşağıda Dövme hakkında ve içinde Dövme kelimesi geçen, Dövme ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: alçak eşek binmeye kolay, öksüz çocuk dövmeye kolay
Anlamı: nasıl ki boyu kısa olan eşeğe binmek kolaysa öksüz çocuğa kötü davranmak da onu koruyan kimse olmadığı için kolay olur.
Atasözü: demiri tavında dövmeli
Anlamı: her iş zamanında ve uygun durumda yapılır.
Atasözü: harman dövmek keçinin işi değil
Anlamı: önemli işler herkese yaptırılmaz.
Atasözü: kızını dövmeyen, dizini döver
Anlamı: çocuğunu gerektiği gibi eğitmeyen, ileride çok pişman olur.
Atasözü: köpeği dövmeli ama sahibinden utanmalı
Anlamı: sana sataşan kişiyi hırpalarken onu korumakta olan saygı gösterdiğin kimseyi gücendirmemeye de dikkat etmelisin.
Dövme ile ilgili deyimler
Aşağıda Dövme hakkında ve içinde Dövme kelimesi geçen, Dövme ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: davul çalmak (dövmek)
Anlamı: 1) davula vurarak ses çıkarmak; 2) mec. bir şeyi herkesin haber alabileceği biçimde ortalığa yaymak.
Deyim: dizini (dizlerini) dövmek
Anlamı: pişmanlık duymak: 'Ne ettik de kaderimizi İngilizlerle Fransızların kaderine bağladık diye dizlerini döven ... amatör diplomatlar.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: düven sürmek (dövmek)
Anlamı: düvenle ekinlerin tanelerini başaklarından çıkarmak.
Deyim: eşeğe gücü yetmeyip semerini dövmek
Anlamı: tkz. güçlü birine kızıp da ondan alamadığı hıncını çevresindekilerden çıkarmak.
Deyim: eşek sudan gelinceye kadar dövmek
Anlamı: tkz. adamakıllı dövmek: 'Uslu otur yoksa ufak bir münasebetsizliğini duyarsam eşek sudan gelinceye kadar döverim, kemiklerin kırılır, anladın mı?' -R. H. Karay.
Deyim: harman dövmek
Anlamı: ekin tanelerini saptan ayırma işini yapmak.
Deyim: havanda su dövmek
Anlamı: boşuna uğraşmak: 'Havanda su dövmeyelim, önce namussuzu bulalım sonra bunları konuşalım.' -M. İzgü.
Deyim: saçı topuklarını dövmek
Anlamı: saçı çok uzun olmak.
Deyim: tepesinde havan dövmek
Anlamı: üst katta oturan biri, gürültü yaparak alt kattakini rahatsız etmek.
Deyim: yayık dövmek
Anlamı: yayık yaymak: 'Yayık dövmek, yağ çıkartmak yeni gelinlerin görevi.' -N. Araz.