Eğme kelime anlamı nedir? Eğme ne demek?
Eğme kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Eğme hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Eğme
Anlamlar:
1. Eğmek işi
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Eğme hakkında eş anlamlı kelimeler
Eğme eş anlamlısı
eğme kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : İmale
Eğme hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Eğme zıt anlamlısı
Eğme kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Eğme
İngilizce: Bending
Spanish: Doblar
German: Kippen
French: Plier
Italian: Piegare
Eğme ile ilgili atasözleri
Aşağıda Eğme hakkında ve içinde Eğme kelimesi geçen, Eğme ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: ayağa değmedik taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz
Anlamı: insan, yaşamı boyunca çeşitli engellerle ve güçlüklerle karşılaşır.
Atasözü: balta değmedik ağaç olmaz
Anlamı: zarar görmeyen, başına felaket gelmeyen kimse yoktur.
Atasözü: değme sarhoşa yıkılana kadar gitsin
Anlamı: kendi aklını beğenip başkasını dinlemeyen kimseyi gittiği yanlış yoldan döndürmeye kalkmayın, bırakın cezasını çeksin.
Atasözü: it değmekle (işemekle) deniz pis olmaz
Anlamı: doğruluğuna, dürüstlüğüne herkesin inandığı bir kimse, aşağılık kimselerin atmak istedikleri çamurla kirletilemez.
Atasözü: kara kışta karlar, martta yağmaz, nisanda durmazsa değme çiftçinin keyfine
Anlamı: kara kışta kar yağar, martta yağış olmaz, nisanda da çok yağmur yağarsa o yıl bol ürün alınır; çiftçinin yüzü güler.
Eğme ile ilgili deyimler
Aşağıda Eğme hakkında ve içinde Eğme kelimesi geçen, Eğme ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ağırlığınca altın etmek (değmek)
Anlamı: çok değerli olmak.
Deyim: aldığı abdest ürküttüğü kurbağaya değmemek
Anlamı: sağladığı yarar, verdiği zararı karşılamamak.
Deyim: ayakları yere değmemek
Anlamı: çok sevinmek.
Deyim: balta değmemiş (girmemiş, görmemiş)
Anlamı: içinden hiç ağaç kesilmemiş, sık ve gür (orman, koru).
Deyim: baş eğmek
Anlamı: 1) saygı göstermek için baş eğerek selamlamak: 'Ulema, şeyhler, yerden selam verdiler, baş eğip el öptüler.' -R. E. Ünaydın. 2) direnmekten vazgeçip buyruk altına girmek: 'Gittikçe yükselen başı Allah'a kalkıyor / Asrın baş eğdi sandığı at şaha kalkıyor' -F. N. Çamlıbel.
Deyim: başı göğe ermek (değmek)
Anlamı: alay beklenmeyen bir mutluluğa ermek.
Deyim: başı taşa değmek
Anlamı: ağır bir durum kendisine ders olmak.
Deyim: (bir iş ki) değme keyfine
Anlamı: söz konusu işten çok hoşlanıldığını anlatmak için kullanılan bir söz.
Deyim: (bir şeyin, birinin) attığı tırnağa değmemek
Anlamı: değerce ondan çok aşağı olmak.
Deyim: (birinin veya bir şeyin) tırnağına değmemek
Anlamı: değerce ondan çok aşağı olmak.
Deyim: boynuz eğmek
Anlamı: istemeyerek uymak, karşı tarafın gücünü kabul etmek.
Deyim: boyun eğmek
Anlamı: isteyerek veya istemeyerek uymak, katlanmak: 'Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli ya öbür tarafla birleşmeli idik.' -F. R. Atay.
Deyim: buna değdi (idi) buna değmedi (idi) demek
Anlamı: birçok şeyin, iyilerini seçip önceden beğenmeyip bıraktıklarını da sonradan almak.
Deyim: burnu çenesine değmek
Anlamı: çok yaşlanmak: 'Bu kez gelen, burnu çenesine değmiş bir acuzeydi.' -İ. O. Anar.
Deyim: canına değmek
Anlamı: 1) çok hoşlanmak: Bu limonata canıma değdi. 2) ruhu şad olmak: Babanın canına değsin.
Deyim: değme gitsin
Anlamı: 'anlatılması güç, anlatılamaz' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: eli değmek
Anlamı: bir şey yapmaya vakit ve fırsat bulmak: 'Elim değmişken bir açıklamada bulunayım.' -H. E. Adıvar.
Deyim: eli eline değmemek
Anlamı: 1) herhangi bir yakınlaşma olmamak; 2) birisiyle cinsel ilişkiye girmemiş olmak.
Deyim: eline erkek eli değmemiş olmak
Anlamı: kız, namuslu olmak.
Deyim: ettiği hayır, ürküttüğü kurbağaya değmemek
Anlamı: yol açtığı zarar, yaptığı iyilikten büyük olmak.