Ekmek nedir? Ekmek anlamı ne demek?
Ekmek kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Ekmek hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Ekmek
Anlamlar:
1. Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyecek, nan, nanıaziz
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş."
2. İnsanı geçindirecek iş, kazanç
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Biz iyi kötü tiyatroya bağlamışız ekmeğimizi."
3. Yemek, aş
Özelliği / Tipi / Türü: Halk ağzında
Örnek: "Ekmeği bizde yiyelim mi? Allah ne verdiyse."
İçinde Ekmek geçen birleşik ve kökteş kelimeler: ekmek ağacı, ekmek ayvası, ekmek dolması, ekmek düşmanı, ekmek kadayıfı, ekmek kapısı, ekmek kavgası, ekmek kaygısı, ekmek kırıntısı, ekmek küfü, ekmek mayası, ekmek parası, ekmek tahtası, ekmek tatlısı, ekmek ufağı, ekmeği dizinde, etli ekmek, kuru ekmek, soğan ekmek, tahinli ekmek, tam ekmek, taş ekmek, tuz ekmek düşmanı, tuz ekmek hakkı, vişneli ekmek, zengin ekmek, arpa ekmeği, çarşı ekmeği, çavdar ekmeği, dürüm ekmeği, er ekmeği, ev ekmeği, glüten ekmeği, halk ekmeği, köy ekmeği, kuşekmeği, mısır ekmeği, sac ekmeği, tandır ekmeği, tava ekmeği, tost ekmeği, yufka ekmeği
2. Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i
3. Toprağı ekip biçmek için kullanmak
Örnek: "Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor."
4. Serpmek
Özelliği / Tipi / Türü: -e
Örnek: "Yemeğe biber ekmek."
5. Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Fesat tohumları ekenler kötü insanlardır."
6. Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak
Özelliği / Tipi / Türü: Argo
Örnek: "Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler."
7. Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek
Özelliği / Tipi / Türü: Argo
8. Yarışta geçmek
Özelliği / Tipi / Türü: Argo
Ekmek hakkında eş anlamlı kelimeler
Ekmek eş anlamlısı
ekmek kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : atlatmak , savuşmak , ziyan etmek , serpmek , nanıaziz , nan , aş , yemek , kazanç
Ekmek hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Ekmek zıt anlamlısı
Ekmek kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Ekmek ile ilgili 8 örnek cümle
"Ekmek" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Ekmek" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Tarlayı ekmek için tohum aldık
2. Bunlar ekmek, biçmek nedir bilmezler
3. Yemeğe biraz tuz ekti
4. Kötülük ekenler iyilik biçemez
5. Fırından bir ekmek aldım
6. Sürücülük ekmeğiydi, ama yaşlandı
7. Daha ekmeğimizi yememiştik, kapı çalındı
8. Oğlan hâlâ babasının ekmeğini yemekteydi
Diğer dillerde Ekmek
İngilizce: Set
Spanish: Establecer
German: Brot
French: Définir
Italian: Impostare
Ekmek ile ilgili atasözleri
Aşağıda Ekmek hakkında ve içinde Ekmek kelimesi geçen, Ekmek ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: açın gözü ekmek teknesinde olur
Anlamı: kişinin tek düşüncesi, yaşaması için gerekli olan şeyi elde etmektir.
Atasözü: açın koynunda (karnında) ekmek durmaz (eğleşmez)
Anlamı: kazancı yetmeyen kişi, eline geçeni hemen harcar, yarını için bir şey saklayamaz.
Atasözü: ağaç yeşert meyve getirsin, oğlan büyüt ekmek getirsin
Anlamı: erkek evlat meyve veren ağaç gibidir, günü gelince evin geçim yükünü hafifletir.
Atasözü: ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver
Anlamı: verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş uzmanına yaptırılmalıdır.
Atasözü: ekmeğini ekmekçiye ver, yarısını yerse helal olsun
Anlamı: verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş uzmanına yaptırılmalıdır.
Atasözü: ekmek aslanın ağzında
Anlamı: geçim sağlayacak bir iş bulmak ve para kazanmak kolay değildir.
Atasözü: ekmek istemez su istemez
Anlamı: hiçbir masrafı yoktur.
Atasözü: ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır
Anlamı: insanların kazançlarına, rızıklarına engel olanlara bir gün aynı şeyler yapılır.
Atasözü: ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil
Anlamı: iyi nitelikli işler kullanılan araç elverişsiz de olsa kolaylıkla yürütülebilir ama her iş elverişsiz araçla yürütülemez.
Atasözü: et ne kadar arık olsa üstüne ekmek yaraşır
Anlamı: bilgili ve görgülü kişi, iş başında ve zengin olmasa da bilgisiz ve görgüsüz kişilerin üstünde yer alır.
Atasözü: hırsızlık bir ekmekten, kahpelik bir öpmekten
Anlamı: hırsızlığın büyüğü küçüğü olmaz, nitekim kadının namusunu satmış sayılması için bir öpücük vermiş olması yeter.
Atasözü: köpek ekmek veren (yediği) kapıyı tanır
Anlamı: köpek bile kendisini besleyen yeri bilir, davranışlarıyla duygularını belli eder, insan da bundan ders almalı, gördüğü iyiliği unutmamalıdır.
Atasözü: sana taşla vurana sen aşla (ekmekle, pamukla) var (dokun)
Anlamı: sana sert davranana sen yumuşak davran.
Atasözü: tuz ekmek hakkını bilmeyen kör olur
Anlamı: iyiliğini gördüğü, ekmeğini yediği kimseye karşı saygısızlık ve hainlik eden kişinin sonu iyi olmaz.
Ekmek ile ilgili deyimler
Aşağıda Ekmek hakkında ve içinde Ekmek kelimesi geçen, Ekmek ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: acemilik çekmek
Anlamı: alışamadığı bir işte zorluk çekmek.
Deyim: acı çekmek (duymak)
Anlamı: 1) ağrı, sızı duymak: Ameliyattan sonra çok acı çekti. 2) mec. üzülmek, üzüntü içinde kalmak: 'Bu faciaya bizzat karışmışım gibi bir acı duyuyordum.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: acısını çekmek
Anlamı: yapılan yanlış bir işin doğurduğu sıkıntı ve üzüntü içinde bulunmak.
Deyim: açlık çekmek
Anlamı: yoksulluk içinde bulunmak.
Deyim: afyon çekmek
Anlamı: keyif için afyon yutmak.
Deyim: ağır çekmek
Anlamı: tartıda ağır gelmek.
Deyim: ağzından lakırtı (laf) almak (çekmek)
Anlamı: karşısındakini konuşturarak birtakım şeyleri öğrenmek: 'Ağzımdan lakırtı almak istiyorsun ama demeyeceğim.' -B. Felek.
Deyim: ah çekmek
Anlamı: derin bir keder veya özlemle içten gelerek ah demek.
Deyim: akıntıya (akıntıya karşı) kürek çekmek
Anlamı: olmayacak bir iş uğrunda boşuna çabalamak: 'Böyle akıntıya kürek çektiğine çok acıdım doğrusu.' -N. Hikmet.
Deyim: aklını peynir ekmekle yemek
Anlamı: alay akılsızca ve düşüncesizce davranışta bulunmak.
Deyim: alaka (alakasını) çekmek (toplamak, uyandırmak)
Anlamı: ilgi çekmek: 'Bu sahneyi mangalın başında Havva Hanım bize kaç defa tekrar etti, hatırlayamam. Ama her defasında bizde büyük bir alaka uyandırıyordu.' -H. E. Adıvar. 'Yahu, biz bu hanımın sadece elini öpebilmek için ne yapacağımızı bilemez ve alakasını çekemezdik.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: angarya (angaryasını) çekmek
Anlamı: bir işi isteksizce, hatır için yapmak zorunluluğunda olmak: 'Benim bu angaryalarımı da başka türlü kimsecikler çekmez.' -O. C. Kaygılı.
Deyim: arık çekmek
Anlamı: tıkanan, bozulan arkları temizleyip açmak: 'Beş gün belinin, kollarının ağrısını duymadan Binnaz'ın önü sıra arık çekti.' -N. Cumalı.
Deyim: aşağı çekmek
Anlamı: değerini düşürmek.
Deyim: ayak çekmek
Anlamı: kandırmaya çalışmak, avutmak.
Deyim: ayrı baş çekmek
Anlamı: topluluktan ayrılıp kendi başına iş yapmak.
Deyim: azap çekmek
Anlamı: 1) eziyet çekmek, üzüntü içinde olmak; 2) ceza görmek.
Deyim: baş (başı) çekmek
Anlamı: herhangi bir konuda önde gitmek, önayak olmak: 'Hacı Reşit'in dükkânında post kuran orta yolcular arasında Muallim Naci başı çeker.' -S. Birsel.
Deyim: besiye çekmek
Anlamı: hayvanı semirtmek için beslemek.
Deyim: besmele çekmek
Anlamı: bir işe başlarken 'bismillahirrahmanirrahim' sözünü söylemek: 'Üç dört kişi birden besmele çekmişlerdi ve hepsi birden okumaya başlamışlardı.' -M. Ş. Esendal.