Bakan Şimşek: Net rezervlerimiz 100 milyar dolardan fazla arttı


Google News

Yayınlama: 2 hafta önce

Okuma süresi: 3 dakika

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul’da “MÜSİAD 2024 Yılı Değerlendirmesi ve 2025 Yılı Beklentileri” programında önemli açıklamalarda bulundu.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıklamaları, Türkiye ekonomisinin mevcut durumunu, gelecek projeksiyonlarını ve uygulanan politikaları kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Avrupa ve ABD'deki ekonomik belirsizliklerin siyasi dinamiklerden kaynaklandığına dikkat çekilirken, küresel enflasyondaki düşüşün ve daha uygun finansal koşulların Türkiye'deki ekonomik aktiviteyi destekleyeceği vurgulanıyor. Emtia fiyatlarında ise reel bir artış öngörülmüyor.

Jeopolitik gelişmelerin Türkiye'nin önemini artıracağı ve 2025 yılında bunun daha net görüleceği belirtiliyor. Türkiye'nin bölgesel sorunların çözümünde lider rol oynamaya devam edeceği vurgulanırken, ihracatın büyük bir bölümünün Avrupa ve Orta Doğu/Kuzey Afrika'ya yapıldığı hatırlatılıyor. 2025 yılı için ekonomik büyüme projeksiyonlarının 2023-2024'e göre daha olumlu olduğu ifade ediliyor.

Dünya genelinde enflasyonun düşüşünün devam edeceği ve gelişmekte olan ülkelerde de bu trendin süreceği belirtiliyor. 2025 yılı için küresel enflasyonun ortalama %4.3, ABD ve AB gibi bölgelerde ise %2 civarında olacağı tahmin ediliyor. Bu durum, Avrupa Merkez Bankası ve Amerika Merkez Bankası'nın kısa vadeli faiz oranlarını düşürmelerine yol açabilir. Gelişmekte olan ülkelerdeki enflasyon düşüşü, küresel fonlama maliyetlerini olumlu etkilerken, uzun vadeli borçlanma faizlerinin ise yukarı yönlü seyretmesi dikkat çekici.

Emtia fiyatlarında 2025 yılında önemli bir değişiklik öngörülmezken, jeopolitik gerginliklerin artmasına rağmen finans piyasalarının bunu sınırlı etkide bulduğu ya da bir kopuş olduğu belirtiliyor. Kısa vadede Türkiye ekonomisini destekleyici bir ortam varken, uzun vadede dünyanın önemli sorunlarla karşı karşıya olduğu vurgulanıyor. Küresel ticarette parçalanma, yüksek küresel borç seviyeleri, yaşlanan dünya nüfusu, yıkıcı teknolojik devrimler ve iklim değişikliği gibi konular, geleceğin belirsizliğini ortaya koyuyor.

Türkiye'nin uyguladığı programın sürdürülebilir yüksek büyüme, adil gelir dağılımı ve fiyat istikrarını hedeflediği belirtiliyor. Mali disiplin, bütçe açığının kontrol altında tutulması ve sürdürülebilir cari açık hedefleri vurgulanırken, yapısal dönüşümün verimlilik ve rekabet gücünü artırmaya yönelik tedbirleri kapsadığı ifade ediliyor.

Türkiye ekonomisindeki kırılganlıkların azaltıldığı ve makrofinansal istikrarın sağlandığı belirtiliyor. Cari açığın düşmesi, net rezervlerin 100 milyar dolardan fazla artması ve dış finansman erişiminde sorun kalmaması olumlu gelişmeler olarak sunuluyor. Önümüzdeki 5 yılda dış borç maliyetlerinde 7 milyar dolar tasarruf sağlanacağı öngörülüyor. Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemindeki düşüşün 110 milyar doların üzerinde olduğu belirtiliyor ve TL'ye olan güvenin arttığı vurgulanıyor.

Bütçe açığının geçen yıl %5.2 ile sınırlandırıldığı ve bunun büyük bölümünün deprem kaynaklı olduğu ifade ediliyor. Mevduat faizi ve fonlardan elde edilen gelirlerden vergilerin artırılması ve bazı istisnaların kaldırılmasıyla daha adil bir gelir dağılımı hedeflendiği belirtiliyor.

2025 yılı için öncelikler arasında dezenflasyonu hızlandırmak, yapısal dönüşümü ilerletmek, büyük mükellef incelemeleri ve sektörel denetimler yer alıyor. Kamuda önemli bir tasarruf paketinin uygulandığı ve 1.2 trilyon lira tasarruf sağlandığı belirtiliyor. Enflasyon beklentilerinde hane halkı ve reel sektör arasında farklılıkların olduğu vurgulanırken, konut arzının artırılması, gıda arzının güvence altına alınması ve enerji sübvansiyonlarının devam ettirilmesi üzerinde duruluyor.

İhracatın öncelikli hedef olduğu belirtilirken, reeskont kredilerinin indirimi, kurumlar vergisinin ihracatçılar için düşürülmesi ve çeşitli sektörlere yönelik destek mekanizmaları açıklanıyor. Çiftçilere ve esnafa sağlanan desteklerin genişletilmesi vurgulanırken, tüm bu olumsuzluklara rağmen Türkiye ekonomisinin iyi durumda olduğu ve kötümser olmaya gerek olmadığı sonucuna varılıyor. Finansmana erişimin 2025 yılında daha da iyileşeceği öngörülüyor.


Yorumlar

Yorum Yap
Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.

bakan simsek hazine ekonomi