Elden ne demek? Elden nedir?


Google News

Yayınlama: 1 yıl önce

Okuma süresi: 3 dakika

Elden kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Elden hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...

Kelime: Elden

Anlamlar:

1. Doğrudan

Özelliği / Tipi / Türü: Zarf

2. Başkasıyla

Örnek: "Parayı elden yolladı."

İçinde Elden geçen birleşik ve kökteş kelimeler: elden düşme, art elden, bir elden, ilk elden, tezelden


Elden eş anlamlısı

Elden hakkında eş anlamlı kelimeler

Elden eş anlamlısı

elden kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : doğrudan, hemen


Elden zıt anlamlısı

Elden hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Elden zıt anlamlısı

Elden kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Elden ile ilgili 2 örnek cümle

"Elden" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Elden" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Raporumu elden aldım

2. Raporumu elden gönderdim


Diğer dillerde Elden

İngilizce: Elden

Spanish: Elden

German: Von Hand

French: Elden

Italian: Elden


Elden ile ilgili atasözleri

Elden ile ilgili atasözleri

Aşağıda Elden hakkında ve içinde Elden kelimesi geçen, Elden ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.

Atasözü: dağda gez belde gez, insafı elden bırakma

Anlamı: eşkıya dahi olsan insafı elden bırakma.

Atasözü: dilden gelen elden gelse, her fukara padişah olur

Anlamı: kişi her söylediğini yapamaz, her dilediğini elde edemez.

Atasözü: el elden kalmaz, dil dilden kalmaz

Anlamı: bir kişi başkasına vurursa o da ona vurur, başkasına kötü söz söylerse diğeri de kendisine kötü söz söyler.

Atasözü: el elden üstündür (ta arşa kadar)

Anlamı: bir kimse, kendisinden üstün bir başkasının da olabileceğini bilmelidir.

Atasözü: elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz

Anlamı: kişi yalnızca kendi kazancına güvenmeli, başkasının yardımını beklememelidir.

Atasözü: elden vefa, zehirden şifa

Anlamı: zehirden şifa beklenilmeyeceği gibi yabancılardan da yardım ve iyilik beklenmez.

Atasözü: iş anlatılıncaya kadar baş elden gider

Anlamı: kızışmış bir kavgada veya herhangi bir olayda meram anlatmaya fırsat kalmadan olacak olur.

Atasözü: kısmet ise gelir Hint'ten Yemen'den, kısmet değilse ne gelir elden

Anlamı: Tanrı bir şeyi size kısmet etmişse o mutlaka size gelir, kısmet etmemişse yapacak bir şey yoktur.

Atasözü: selden gelen suya gider

Anlamı: kolay ve emeksiz kazanılan şeyler elden kolay çıkar.

Atasözü: tilki tilkiliğini anlatıncaya kadar post elden gider

Anlamı: bir gerçeği anlatıncaya kadar çoğu kez başa gelmedik şey kalmaz.

Atasözü: uğruluğa gitsen, insafı elden koma

Anlamı: kötülüğün bile sınırı vardır.


Elden ile ilgili deyimler

Elden ile ilgili deyimler

Aşağıda Elden hakkında ve içinde Elden kelimesi geçen, Elden ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: aynı telden çalmak

Anlamı: aynı şeyi söylemek.

Deyim: belden aşağı vurmak

Anlamı: iş hayatında, insan ilişkilerinde, siyasette kural dışı saldırmak.

Deyim: (bir şey) elden gitmek

Anlamı: bir şeyi yitirmek, o şeyden yoksun kalmak: 'Kahramanlıktı yurdun meyve veren tek dalı / O da elden giderse nereye başvurmalı?' -F. N. Çamlıbel.

Deyim: birinci elden kaynağa gitmek

Anlamı: bilimsel çalışmalarda kaynakların aslına, özgününe dayanmak.

Deyim: ekmek elden su gölden

Anlamı: 'kendisi çalışmayıp başkasının kazancıyla geçinme durumu' anlamında kullanılan bir söz: 'Uygar yaşamlarında ekmek elden su göldendi.' -A. Kutlu.

Deyim: elden ağza yaşamak

Anlamı: günlük kazancı ancak gereksinimlerini karşılayacak kadar olmak.

Deyim: elden almak

Anlamı: 1) bir malı pazara çıkarılmadan sahibinden doğrudan satın almak; 2) herhangi bir şeyi biriyle yüz yüze görüşerek almak.

Deyim: elden ayaktan düşmek (kesilmek)

Anlamı: yaşlılık sebebiyle veya sağlığı büsbütün bozularak çalışamaz duruma gelmek: 'Ve gün battığı zaman artık Gülbahar'ın hâli kalmamış, elden ayaktan kesilmişti.' -Y. Kemal.

Deyim: elden bırakmamak (düşürmemek)

Anlamı: bir şeyle sürekli ilgilenmek, elden düşürmemek.

Deyim: elden çıkarmak

Anlamı: 1) bir şeyin sahipliğini başkasına geçirmek, satmak: 'Eskilerden bir kısmını yok pahasına elden çıkarmak gerekecek.' -H. Taner. 2) yitirmek: 'Sanki o, kaçırdığım, elden çıkardığım bir fırsattı.' -N. F. Kısakürek.

Deyim: elden çıkmak

Anlamı: 1) malı olmaktan çıkmak, malı satılmak; 2) kaybedilmek: 'Selanik elden çıkınca ailesi İzmir'e göçmüştür.' -A. İlhan.

Deyim: elden ele dolaşmak (gezmek)

Anlamı: iyi nitelikleri dolayısıyla çok ilgi görmek, çok beğenilmek: 'Gönülden Sesler, Meşrutiyet gençliğinin elden ele dolaşan kitabı idi.' -Y. Z. Ortaç.

Deyim: elden ele geçmek

Anlamı: çok sahip değiştirmek: 'Elden ele geçen ve fiyatı giderek artan bu silahlar eski ve güçsüzdür ama çetecilik için yeterlidir.' -A. Kutlu.

Deyim: elden geçirmek

Anlamı: eksiklik veya bozukluklarını gidermek veya denetlemek için incelemek: 'Otomobil tamircisi bir akrabaları varmış, o da arabayı elden geçirmiş.' -E. Bener.

Deyim: elden gel!

Anlamı: argo 1) ver! Elden gel bakalım iki papeli. 2) tkz. kutlamak amacıyla söylenen bir söz.

Deyim: elden geldiği kadar

Anlamı: yapılabildiği, olabildiği kadar: 'Müsteşardan kapıcıya kadar bütün nezaret mensupları elden geldiği kadar gayret ettiler.' -R. N. Güntekin.

Deyim: elden gelmemek

Anlamı: yapamamak, dayanamamak: Bu üzücü durum karşısında ağlamamak elden gelmiyor.

Deyim: elden kaçırmak

Anlamı: elde edilebilecek bir şeyden türlü sebeplerle yararlanamamak: 'Cin yahut periler bu evi elden kaçırmamak için ne kadar hırçınlık etseler yeridir.' -R. N. Güntekin.

Deyim: elden kaçmak

Anlamı: 1) sahip olamamak; 2) değerlendirememek: 'Kibar kıyafetli bir hanım, elden kaçmış eski fırsatların hırsı gözlerinde parlayarak dedikodu yapmaya başladı.' -R. H. Karay.

Deyim: elden ne gelir?

Anlamı: çaresiz bir durumda yapılacak bir şey olmadığını anlatan bir söz: 'Elden ne gelir, merdivenden düşüp ayak kırılırsa.' -A. K. Tecer.


Yorumlar

Yorum Yap
Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.

Elden E ile başlayan kelimeler El ile başlayan kelimeler Ne demek Sözlük Eş anlamlı kelimeler Zıt anlamlı kelimeler Atasözleri Deyimler Örnek cümleler