Etme nedir? Etme anlamı ne demek?
Etme kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Etme hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Etme
Anlamlar:
1. Etmek işi
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Etme hakkında eş anlamlı kelimeler
Etme eş anlamlısı
etme kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : İka
Etme hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Etme zıt anlamlısı
Etme kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Etme
İngilizce: References
Spanish: Referencia
German: Nicht
French: Référence
Italian: Riferimento
Etme ile ilgili atasözleri
Aşağıda Etme hakkında ve içinde Etme kelimesi geçen, Etme ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: açtırma kutuyu, söyletme kötüyü
Anlamı: kendin hakkındaki kötü düşüncelerimi veya bildiklerimi bana söyletme.
Atasözü: ağlamak para etmez
Anlamı: üzülmenin yararı olmaz.
Atasözü: ağlayanın malı gülene hayretmez
Anlamı: birinden haksız olarak alınan mal, alana yarar sağlamaz.
Atasözü: akraba ile ye, iç alışveriş etme
Anlamı: alışverişte iki taraf da kendi çıkarını düşündüğünden iki dost arasındaki alışveriş dostluğu bozabilir, bu nedenle de dostluklarını sürdürmek isteyenler birbirleriyle alışverişte bulunmamalıdırlar.
Atasözü: Allah sağ gözü (eli) sol göze (ele) muhtaç etmesin
Anlamı: Tanrı kimseyi kimseye, en yakınlarına bile muhtaç etmesin.
Atasözü: ayı görmeden bayram etme
Anlamı: bir iş gerçekleşmeden ona oldu gözüyle bakılıp sevinilmemelidir.
Atasözü: aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
Anlamı: büyük şeyleri elde edebilmek için önce küçük şeylerle yetinmek gerekir.
Atasözü: başını acemi berbere teslim eden cebinden pamuğu eksik etmez (etmesin)
Anlamı: işbaşına tecrübesiz yönetici getirenler, onun yaratacağı sıkıntı ve zararları çekmeye hazır olmalıdır.
Atasözü: beş para etmez
Anlamı: hiçbir değeri yok, işe yaramaz.
Atasözü: dost (akraba) ile ye, iç, alışveriş etme
Anlamı: alışverişte iki taraf da kendi çıkarını düşündüğünden iki dost arasındaki alışveriş dostluğu bozabilir, bu nedenle de dostluklarını sürdürmek isteyenler birbirleriyle alışverişte bulunmamalıdırlar.
Atasözü: el ermez, güç yetmez
Anlamı: bir iş karşısındaki güçsüzlüğü anlatmak için kullanılan bir söz.
Atasözü: etme bulma dünyası
Anlamı: kötülük eden kötülük bulur.
Atasözü: etme bulursun, inleme ölürsün
Anlamı: nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
Atasözü: etme bulursun, inleye inleye ölürsün
Anlamı: nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.
Atasözü: gökten ne yağdı da yer kabul etmedi
Anlamı: büyüklerden gelen şeyleri küçükler geri çeviremezler.
Atasözü: güttüğüm domuzu bana öğretme
Anlamı: yıllardır tanıdığım bir kimsenin huylarını da bilirim.
Atasözü: kâr eden ar etmez
Anlamı: birinin sıkılmayı bir yana bırakarak yalnız çıkarına baktığı anlatılırken söylenen bir söz.
Atasözü: köylü, misafir kabul etmeyiz demez, konacak konak yoktur der
Anlamı: kişi bir işi yapmak istemezse doğrudan doğruya yapmam demez de birtakım gerekçeler ileri sürerek bunu gerçekleştirmenin olanağı bulunmadığını söyler.
Atasözü: kul kullanan, bir gözünü kör, bir kulağını sağır etmeli
Anlamı: işçi çalıştıran kimse, işin aksamaması için işçinin yaptığı yanlışları her zaman görmemeli, söylediği uygunsuz sözleri işitmemelidir.
Atasözü: önce baldın, pekmez oldun; şimdi para etmez oldun
Anlamı: davranışlarına dikkat etmeyen kişinin attığı her yanlış adım, saygınlığının biraz daha azalmasına neden olur.
Etme ile ilgili deyimler
Aşağıda Etme hakkında ve içinde Etme kelimesi geçen, Etme ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: abesle iştigal etmek (uğraşmak)
Anlamı: yersiz, yararsız işlerle vakit öldürmek: 'Yazarlarımızın çoğu yalnızca kendi ürünlerinin ne amaçla üretildiğini sayıp dökerek bir anlamda abesle iştigal ediyorlar.' -T. Uyar.
Deyim: aforoz etmek
Anlamı: 1) kilise birliğinden çıkarmak: 'Aforoz edilmiş, kiliseden kovulmuş.' -N. F. Kısakürek. 2) mec. darılıp biriyle konuşmamak, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırmak, toplum dışılamak: 'Siz kendi milletiniz için bunun yarısını söyleyin, milletin çoğunluğu sizi hemen aforoz eder.' -H. Taner.
Deyim: ağırlığınca altın etmek (değmek)
Anlamı: çok değerli olmak.
Deyim: ağız birliği etmek
Anlamı: bir konuda anlaşarak aynı biçimde konuşmak, söz birliği etmek.
Deyim: ağız etmek
Anlamı: yaranmak için kibar konuşmaya çalışmak: 'Kolonya dökmekten, şeker tutmaktan iyi gözükeceğim diye ağız etmekten yoruldu.' -L. Tekin.
Deyim: ağzına etmek
Anlamı: argo haddini bildirmek.
Deyim: ağzından söz (laf, lakırtı) eksik etmemek
Anlamı: o sözü sürekli söylemek.
Deyim: ah etmek
Anlamı: 1) acı ile içini çekmek; 2) mec. ilenmek: 'Vakit vakit gözlerini kapayarak o herkesin / Ah ettiği sevda adlı günahkârı düşündün mü?' -E. B. Koryürek.
Deyim: ah vah etmek (demek)
Anlamı: pişman olmak: 'Yaptığım deliliğe ne zaman ah vah diyeceğimi bir kestirebilsem.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: akıl etmek
Anlamı: herhangi bir önlem veya çareyi zamanında düşünmek: 'Duvar saatine bakmayı akıl ettiğinde ise zihni adamakıllı bulandı.' -İ. O. Anar.
Deyim: akıl öğretmek
Anlamı: birine nasıl davranacağını göstermek, yol göstermek, akıl vermek: 'Sana ne oluyor? Akıl öğretecek sen mi kaldın?' -N. Hikmet.
Deyim: akıllılık etmek
Anlamı: 1) yerinde ve uygun davranmak; 2) uyanık davranmak.
Deyim: akılsızlık- akılsızlık etmek
Anlamı: düşüncesiz ve yersiz davranmak.
Deyim: aklına yelken etmek
Anlamı: düşüncesizce davranmak veya aklına geleni hemen yapmak.
Deyim: akşamı akşam etmek
Anlamı: akşamın olmasını sabırsızlıkla beklemek.
Deyim: akşamı bulmak (etmek)
Anlamı: akşamlamak, günü bitirmek: 'Halk baharları ve yazları, dolmalarla, helvalarla gidip akşamı eder, şen şatır dönerlermiş.' -S. M. Alus.
Deyim: akşamı zor etmek
Anlamı: bir türlü akşam olmamak.
Deyim: alaşağı etmek
Anlamı: 1) yetkilerini elinden alıp birini yerinden uzaklaştırmak, atmak, kovmak; 2) kapıp yere vurmak; 3) mec. kötülemek, değersiz göstermek: 'Her on yılda bir, geçmişten bu yana süregelen edebiyatı alaşağı ediyoruz.' -T. Uyar.
Deyim: aldırış etmemek
Anlamı: 1) ilgi göstermemek, ilgilenmemek, ilgisiz kalmak; 2) önem vermemek, aldırmamak, umursamamak: 'Kendi alanına dokunmayan bir şeye aldırış etmez.' -H. E. Adıvar.
Deyim: alt etmek
Anlamı: üstünlük sağlamak, yenmek: 'Sanatı kendi şartları, kendi ölçüleri içinde alt etmeye yanaşmadıkça gerçek sanatkâr olmaya imkân yok.' -O. V. Kanık.