Fırsat sözlük anlamı nedir? Fırsat ne demek?
Fırsat kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Fırsat hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Fırsat
Kökeni: "Arapça furṣat" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Herhangi bir şey için en uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile, okazyon
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Önce istemedim, sonra düşününce bunun evden kurtulmam için bir fırsat olduğunu anladım."
İçinde Fırsat geçen birleşik ve kökteş kelimeler: fırsat düşkünü, fırsat eşitliği, fırsat yoksulu
Fırsat hakkında eş anlamlı kelimeler
Fırsat eş anlamlısı
fırsat kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : okazyon , vesile
Fırsat hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Fırsat zıt anlamlısı
Fırsat kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Fırsat
İngilizce: Opportunity
Spanish: Oportunidad
German: Gelegenheit
French: Occasion
Italian: Occasione
Fırsat ile ilgili atasözleri
Aşağıda Fırsat hakkında ve içinde Fırsat kelimesi geçen, Fırsat ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: fırsat her vakit ele geçmez
Anlamı: fırsat insanın eline çok seyrek geçtiği için çıkan fırsat iyi değerlendirilmelidir.
Atasözü: fırsat sakal altından geçer
Anlamı: fırsatı yakalayabilmek için uygun zamanı kollamak gerekir.
Atasözü: yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer
Anlamı: kişiye ömrü boyunca ancak bir kez çok önemli bir iş yapma fırsatı geçer, bu fırsatı kaçırmamalıdır.
Fırsat ile ilgili deyimler
Aşağıda Fırsat hakkında ve içinde Fırsat kelimesi geçen, Fırsat ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: eline fırsat geçmek
Anlamı: imkân bulmak: Hazır fırsat geçmiş eline, hiç öyle mi konuşulur?
Deyim: fırsat beklemek (aramak)
Anlamı: en uygun şartı, durumu veya zamanı kollamak.
Deyim: fırsat bilmek
Anlamı: bir şeyden belli bir amaçla hemen yararlanmak: 'Bazı kişiler üstüme varmak için fırsat kolluyorlar; yalnız eski kamyonlarla katırlardan söz açarsam olabilir ki fırsat bilirler.' -A. Boysan.
Deyim: fırsat bu fırsat
Anlamı: 'yararlanılacak en uygun zaman' anlamında kullanılan bir söz: 'Fırsat bu fırsat deyip gelip görüyorlar, yiyip içiyorlar.' -B. Felek.
Deyim: fırsat bulmak
Anlamı: uygun, elverişli zaman bulmak: 'Ben ve ablanız, fırsat buldukça size serbest ders vermeye geleceğiz.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: fırsat düşmek (çıkmak)
Anlamı: bir imkâna kavuşmak: 'Evet mademki fırsat düşmüştü. Cesaretini göstermek lazımdı.' -Ö. Seyfettin.
Deyim: fırsat her vakit ele geçmez
Anlamı: 'fırsat insanın eline çok seyrek geçtiği için çıkan fırsat iyi değerlendirilmelidir' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: fırsat kollamak (gözlemek)
Anlamı: yapmak istediği iş için uygun bir zaman veya bir durum beklemek: 'Sonra fırsat kollamasını biliyordu ve tekme yapıştıracak, çelme takacak zamanı içgüdülerin şaşmazlığıyla seçiyordu.' -T. Buğra.
Deyim: fırsat sakal altından geçer
Anlamı: 'fırsatı yakalayabilmek için uygun zamanı kollamak gerekir' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: fırsat vermek
Anlamı: bir işi yapmak için uygun, elverişli şartı sağlamak: 'Bu çeşit yazılara cevap vermek hasma fırsat vermek olur.' -B. Felek.
Deyim: fırsatı ganimet bilmek
Anlamı: çıkan fırsattan en iyi biçimde yararlanmak: 'Fırsatı ganimet bilen İbrahim Ağa, soluğu doğru Eminönü'nde aldı.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: fırsatı kaçırmak
Anlamı: elverişli durumdan yararlanmamak: 'Fırsatı kaçırmadım, hakkında malumat topladım.' -R. H. Karay.
Deyim: fırsatını düşürmek
Anlamı: kolayını bulmak.
Deyim: fırsattan istifade etmek
Anlamı: ele geçirilen imkân veya durumdan en iyi biçimde yararlanmak.