Güney Kore istihbaratı ajansı DeepSeek'in aşırı miktarda kişisel veri topladığı ve sorulara tutarsız yanıtlar verdiği bildirildi.
Güney Kore'nin istihbarat teşkilatı, Çinli yapay zeka uygulaması DeepSeek'i aşırı derecede kişisel veri toplamakla suçladı ve tüm giriş verilerini kendisini eğitmek için kullandığını belirtti. Ayrıca DeepSeek'in bir Kore yemeği için Korece sorulduğunda Bu
Güney Kore Ulusal İstihbarat Teşkilatı'nın (NIS) DeepSeek adlı yapay zeka uygulamasıyla ilgili yayınladığı uyarı, küresel yapay zeka güvenliği tartışmalarına yeni bir boyut kazandırdı. Uygulamanın, kullanıcı verilerini Çin sunucularında depolaması ve Çin hükümetinin bu verilere erişebilme olasılığı, ulusal güvenlik endişelerini zirveye taşıdı. NIS'in raporuna göre, DeepSeek sadece verileri Çin'e aktarmakla kalmıyor, aynı zamanda klavye giriş desenlerini toplayarak bireylerin tanımlanmasını kolaylaştırıyor ve volceapplog.com gibi Çinli şirketlerin sunucularıyla iletişim kuruyor. Bu durum, uygulamanın Çin hükümeti tarafından gözetim amacıyla kullanılabileceği ihtimalini güçlendiriyor.
Güney Kore hükümetinin bazı bakanlıkları, bu ciddi güvenlik endişeleri nedeniyle DeepSeek'e erişimi engelledi. Bu karar, Avustralya ve Tayvan'ın daha önce aldığı benzer önlemlerle uyumlu. NIS'in raporunda yer alan en dikkat çekici bulgulardan biri, DeepSeek'in farklı dillerde sorulan aynı sorulara farklı yanıtlar vermesi. Kimchi'nin kökeni örneği, bu sorunun çarpıcı bir göstergesi. Korece sorulduğunda kimchi 'nin Kore yemeği olduğu belirtilirken, Çince sorulduğunda Çin kökenli olduğu iddia ediliyor. Bu durum, uygulamanın siyasi baskılara ve propaganda amaçlarına hizmet edebilecek şekilde tasarlandığını düşündürüyor. Kimchi'nin kökeni tartışması, Güney Kore ve Çin arasında zaten var olan gerilimleri daha da tırmandırma potansiyeline sahip.
Uygulamanın, 1989 Tiananmen Meydanı olayları gibi hassas siyasi konulara ilişkin soruları sansürlemesi ve konuyu değiştirmeye çalışması da endişe verici bir başka bulgu. Bu durum, DeepSeek'in Çin hükümetinin siyasi gündemine uyumlu şekilde çalıştığını ve rahatsız edici gerçekleri gizlemeyi amaçladığını gösteriyor. Çin Dışişleri Bakanlığı'nın, veri gizliliği ve güvenliğine büyük önem verdiklerini ve bunu yasalara uygun olarak koruduklarını söylemesi, bu iddialara karşı yeterli bir karşı savunma oluşturmuyor. Çin'in hukuk sistemi ve uygulama mekanizmaları göz önüne alındığında, hükümetin şirketlere veri toplama ve depolama konusunda baskı yapmaması iddiası kolayca sorgulanabilir.
DeepSeek'in ABD'de büyük başarı yakalaması ve en çok indirilen ücretsiz yapay zeka uygulaması olması, bu güvenlik açıklarının ne kadar geniş bir kitle tarafından erişilebilir olduğunu ortaya koyuyor. Uygulamanın açık kaynaklı büyük dil modeli (LLM) olması ve eğitim maliyetinin diğer LLM'lere göre çok daha düşük olması, bu tür uygulamaların hızla yayılma potansiyelini gösteriyor. DeepSeek'in düşük maliyetli olması, diğer ülkelerdeki hükümetler ve kurumlar için cazip bir seçenek gibi görünse de, bu durum aynı zamanda ulusal güvenlik risklerini de önemli ölçüde artırıyor.
NIS'in uyarısı, yapay zeka teknolojisinin hızla gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan yeni güvenlik tehditlerine dikkat çekiyor. Küresel yapay zeka gelişimi, ulusal güvenliği ve veri gizliliğini tehdit eden bir faktör haline geldi. Güney Kore'nin deneyimi, diğer ülkelerin de benzer güvenlik önlemlerini almaları ve yapay zeka uygulamalarının kökenlerini ve veri işleme politikalarını dikkatlice incelemeleri gerektiğini gösteriyor. Gelecekte, uluslararası işbirliği ve ortak standartlar, yapay zekanın etik ve güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlamak için hayati önem taşıyacak. DeepSeek örneği, yapay zeka teknolojisinin sunduğu fırsatların yanı sıra taşıdığı risklerin de farkında olmak gerektiğini vurguluyor. Ulusal güvenlik ve veri gizliliği endişeleri göz önüne alındığında, yapay zeka uygulamalarının seçimi ve kullanımı konusunda dikkatli ve eleştirel bir yaklaşım benimsemek şart.
Güney Kore hükümetinin bazı bakanlıkları, bu ciddi güvenlik endişeleri nedeniyle DeepSeek'e erişimi engelledi. Bu karar, Avustralya ve Tayvan'ın daha önce aldığı benzer önlemlerle uyumlu. NIS'in raporunda yer alan en dikkat çekici bulgulardan biri, DeepSeek'in farklı dillerde sorulan aynı sorulara farklı yanıtlar vermesi. Kimchi'nin kökeni örneği, bu sorunun çarpıcı bir göstergesi. Korece sorulduğunda kimchi 'nin Kore yemeği olduğu belirtilirken, Çince sorulduğunda Çin kökenli olduğu iddia ediliyor. Bu durum, uygulamanın siyasi baskılara ve propaganda amaçlarına hizmet edebilecek şekilde tasarlandığını düşündürüyor. Kimchi'nin kökeni tartışması, Güney Kore ve Çin arasında zaten var olan gerilimleri daha da tırmandırma potansiyeline sahip.
Uygulamanın, 1989 Tiananmen Meydanı olayları gibi hassas siyasi konulara ilişkin soruları sansürlemesi ve konuyu değiştirmeye çalışması da endişe verici bir başka bulgu. Bu durum, DeepSeek'in Çin hükümetinin siyasi gündemine uyumlu şekilde çalıştığını ve rahatsız edici gerçekleri gizlemeyi amaçladığını gösteriyor. Çin Dışişleri Bakanlığı'nın, veri gizliliği ve güvenliğine büyük önem verdiklerini ve bunu yasalara uygun olarak koruduklarını söylemesi, bu iddialara karşı yeterli bir karşı savunma oluşturmuyor. Çin'in hukuk sistemi ve uygulama mekanizmaları göz önüne alındığında, hükümetin şirketlere veri toplama ve depolama konusunda baskı yapmaması iddiası kolayca sorgulanabilir.
DeepSeek'in ABD'de büyük başarı yakalaması ve en çok indirilen ücretsiz yapay zeka uygulaması olması, bu güvenlik açıklarının ne kadar geniş bir kitle tarafından erişilebilir olduğunu ortaya koyuyor. Uygulamanın açık kaynaklı büyük dil modeli (LLM) olması ve eğitim maliyetinin diğer LLM'lere göre çok daha düşük olması, bu tür uygulamaların hızla yayılma potansiyelini gösteriyor. DeepSeek'in düşük maliyetli olması, diğer ülkelerdeki hükümetler ve kurumlar için cazip bir seçenek gibi görünse de, bu durum aynı zamanda ulusal güvenlik risklerini de önemli ölçüde artırıyor.
NIS'in uyarısı, yapay zeka teknolojisinin hızla gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan yeni güvenlik tehditlerine dikkat çekiyor. Küresel yapay zeka gelişimi, ulusal güvenliği ve veri gizliliğini tehdit eden bir faktör haline geldi. Güney Kore'nin deneyimi, diğer ülkelerin de benzer güvenlik önlemlerini almaları ve yapay zeka uygulamalarının kökenlerini ve veri işleme politikalarını dikkatlice incelemeleri gerektiğini gösteriyor. Gelecekte, uluslararası işbirliği ve ortak standartlar, yapay zekanın etik ve güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlamak için hayati önem taşıyacak. DeepSeek örneği, yapay zeka teknolojisinin sunduğu fırsatların yanı sıra taşıdığı risklerin de farkında olmak gerektiğini vurguluyor. Ulusal güvenlik ve veri gizliliği endişeleri göz önüne alındığında, yapay zeka uygulamalarının seçimi ve kullanımı konusunda dikkatli ve eleştirel bir yaklaşım benimsemek şart.