Gürültü kelimesinin anlamı ne demek?
Gürültü kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Gürültü hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Gürültü
Anlamlar:
1. Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Gemi baş döndüren zaferli bir gürültüyle indi sulara."
2. Birçok kişinin karıştığı kavga, karışıklık veya tartışma
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "İşçiler arasındaki gürültü."
İçinde Gürültü geçen birleşik ve kökteş kelimeler: gürültü kirliliği, gürültü patırtı, kuru gürültü, gök gürültüsü
Gürültü hakkında eş anlamlı kelimeler
Gürültü eş anlamlısı
gürültü kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : şamata, patırtı
Gürültü hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Gürültü zıt anlamlısı
gürültü kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : sessizlik
Gürültü ile ilgili 4 örnek cümle
"Gürültü" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Gürültü" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Sokaktaki arabaların gürültüsü kesilmiyordu
2. Motosikleti çok gürültü çıkarmaktaydı
3. Buraya gürültü çıkarmak için mi geldiniz?
4. Komşuda gürültü çıktı
Diğer dillerde Gürültü
İngilizce: Noise
Spanish: Ruido
German: Lärm
French: Bruit
Italian: Rumore
Gürültü ile ilgili atasözleri
Aşağıda Gürültü hakkında ve içinde Gürültü kelimesi geçen, Gürültü ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: gürültü istemeyen kazancı (bakırcı) dükkânına girmez (hırkasını başına çeker)
Anlamı: kafasını dinlemek isteyen kimse, gürültülü patırtılı işlerde görev almaz.
Atasözü: ulu ağacın gürültüsü dal ile, mutlu evin yakışığı döl ile
Anlamı: bir ağacın dal budak salarak gürleşmesi gibi bir ailenin mutluluğu da yetiştirdiği çocuklarla pekişir, gürleşir.
Gürültü ile ilgili deyimler
Aşağıda Gürültü hakkında ve içinde Gürültü kelimesi geçen, Gürültü ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: (bir yeri) gürültüye vermek
Anlamı: telaş ve karışıklığa yol açmak.
Deyim: gürültü bastırmak
Anlamı: gürültüden daha güçlü ses çıkarıp onu etkisizleştirmek: 'Barın bütün gürültüsünü bastıran kahkahaları bundan sonra başladı.' -N. Cumalı.
Deyim: gürültü çıkarmak (etmek, koparmak, yapmak)
Anlamı: 1) düzensiz ve rahatsız edici sesler çıkarmak: 'Karanlıkta bana çarpıp da gürültü yapmamaya dikkat ederek kapıyı açtım.' -H. C. Yalçın. 2) kavga, karışıklık, tartışma çıkarmak.
Deyim: gürültü çıkmak
Anlamı: kavga, tartışma, karışıklık olmak: 'Bir gürültü çıkarmadan buradan gidiniz...' -H. R. Gürpınar.
Deyim: gürültüye gelmek
Anlamı: bir iş, bir düşünce vb. telaş ve karışıklığa rastlayarak ilgi çekmemek, üzerinde durulmamak.
Deyim: gürültüye getirmek (boğmak)
Anlamı: 1) bir işi, bir düşünceyi telaş ve karışıklık yüzünden ilgi çekmez duruma getirmek; 2) söz kalabalığından, karışıklıktan yararlanarak istediğini elde etmek.
Deyim: gürültüye gitmek
Anlamı: telaş ve karışıklığa rastlayarak değeri anlaşılmayıp unutulmak.
Deyim: gürültüye pabuç bırakmamak
Anlamı: tkz. patırtıya pabuç bırakmamak.
Deyim: kuru gürültüye pabuç bırakmamak
Anlamı: bir durum karşısında telaşsız, korkusuz, dilediğince davranmak: 'Köse Mümeyyiz öyle denemeden kuru gürültüye pabuç bırakır takımından değildi.' -Ö. Seyfettin.
Deyim: ortalığı gürültüye (patırtıya) vermek
Anlamı: gereksiz bir telaşa düşürmek.