Japon deprem uzmanı su altında inceledi! Marmara'nın dibinde ibretlik görüntü
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde su altında kalan batık şehrin son hali görüntülendi.
Deniz Altında Donmuş Zaman: Marmara Depremi'nin 25. Yılında Su Altı Şehri
17 Ağustos 1999'da yaşanan Marmara Depremi'nin üzerinden 25 yıl geçti. Bu deprem , Türkiye'nin tarihine kara bir leke olarak kazındı, binlerce insanın hayatını kaybetmesine ve yıkıcı hasara neden oldu. Depremin en büyük etkisini gördüğü yerlerden biri de Kocaeli'nin Gölcük ilçesiydi. Depremin ardından, Gölcük'ün Değirmendere Mahallesi'ndeki Çınarlık Meydanı'nda bulunan otel, vapur iskelesi, çay bahçesi, ev gibi yapılar deniz tabanına gömüldü.
25. yıldönümünde, su altı belgesel yapımcısı ve görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan, yüksek inşaat mühendisi, mimar ve deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki ile Değirmendere Sualtı Topluluğu (DESSAT) Başkanı ve eğitmen Murat Kulakaç bir araya geldi. Bu üç isim, depremin su altındaki izlerini araştırmak için bir dalış gerçekleştirdi.
Yaklaşık 20 kişilik ekip, 20 ile 50 metre derinliğe dalış gerçekleştirdi. Dalış sırasında ilk göze çarpan şey, enkaz halindeki binalar, ev eşyaları ve mobilyalardı. Depremden önce Değirmendere Çınarlık Meydanı'nda yer alan dev çınar ağaçları ise İzmit Körfezi'nin derin sularında dimdik ayakta duruyordu.
Görüntüler, 25 yıl önce insanların çay içtiği, gezindiği Çınarlık Meydanı'ndan bugün yosunla kaplı enkazlara ve evlere geçiyor. Deniz canlıları, bu enkazların arasına yuva yapmış, yaşamlarını sürdürüyorlar.
Ekip, su altında Atatürk mozaiği ile fotoğraflanırken, daha sonra enkaza Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu'nun "Ve zaman durdu. 17 Ağustos 1999 03:02 Marmara Depremi'nde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyoruz." tabelasını bıraktı.
Tahsin Ceylan, dalış hakkında şunları söyledi: "Moriwaki ile 1999 Marmara Depremi'nde su altında oluşan batık şehre dalış yaptık. Yaklaşık 2 saat süren dalışta su altını ve enkazı inceledik. Su altındaki otel ve çınar ağaçlarını inceledik. Birlikte gezdik. Moriwaki bir deprem uzmanı. Uzun yıllardır ülkemizde yaşıyor. Tabii depremin su altında bıraktığı izler, bir doğal resim oluşturup birçok canlıya ev sahipliği yapıyor olsa da yine de yaşamın su altındaki izleri. Deprem riski yaşayan ülkemiz açısından da sürekli onları hatırlamamız gerekiyor. Depreme hazırlıklı bir toplum olmamız gerektiği konusunda bize ip uçları veriyor. Deprem konusundaki duyarlılığın artmasını istiyoruz."
Yoshinori Moriwaki ise Japonya'da herkesin depreme hazırlıklı olduğunu belirterek, "Kimse unutmuyor, tecrübelerini unutmuyor. Aynı hatalar olmaması için herkes çalışıyor, ondan dolayı." dedi. Türkiye'deki izlenimlerini paylaşan Moriwaki, ülkenin teknolojik olarak iyi durumda olduğunu, inşaatların iyi olduğunu belirterek, zaman zaman kurallara uyulmaması nedeniyle sıkıntıların yaşanabildiğini söyledi. Moriwaki, yaşananlardan ders alınması gerektiğini vurgulayarak, "1999 Marmara Depremi'ni yaşadı insanlar, biliyor. Ama yaşamayan anlamıyor. Allah korusun, tekrar olmasın ama siz unutmaya çalışıyorsunuz. Yani depremi unutmamak lazım. Mutlaka büyük insanlar, gençlere anlatması lazım." diye konuştu.
Marmara Depremi'nin 25. yıldönümü, depremin yaralarının hala taze olduğunu, unutulmaması gerektiğini bir kez daha gösterdi. Deprem riskinin devam ettiği ülkemizde, deprem bilincini artırmak ve depreme hazırlıklı olmak hayati önem taşıyor.
17 Ağustos 1999'da yaşanan Marmara Depremi'nin üzerinden 25 yıl geçti. Bu deprem , Türkiye'nin tarihine kara bir leke olarak kazındı, binlerce insanın hayatını kaybetmesine ve yıkıcı hasara neden oldu. Depremin en büyük etkisini gördüğü yerlerden biri de Kocaeli'nin Gölcük ilçesiydi. Depremin ardından, Gölcük'ün Değirmendere Mahallesi'ndeki Çınarlık Meydanı'nda bulunan otel, vapur iskelesi, çay bahçesi, ev gibi yapılar deniz tabanına gömüldü.
25. yıldönümünde, su altı belgesel yapımcısı ve görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan, yüksek inşaat mühendisi, mimar ve deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki ile Değirmendere Sualtı Topluluğu (DESSAT) Başkanı ve eğitmen Murat Kulakaç bir araya geldi. Bu üç isim, depremin su altındaki izlerini araştırmak için bir dalış gerçekleştirdi.
Yaklaşık 20 kişilik ekip, 20 ile 50 metre derinliğe dalış gerçekleştirdi. Dalış sırasında ilk göze çarpan şey, enkaz halindeki binalar, ev eşyaları ve mobilyalardı. Depremden önce Değirmendere Çınarlık Meydanı'nda yer alan dev çınar ağaçları ise İzmit Körfezi'nin derin sularında dimdik ayakta duruyordu.
Görüntüler, 25 yıl önce insanların çay içtiği, gezindiği Çınarlık Meydanı'ndan bugün yosunla kaplı enkazlara ve evlere geçiyor. Deniz canlıları, bu enkazların arasına yuva yapmış, yaşamlarını sürdürüyorlar.
Ekip, su altında Atatürk mozaiği ile fotoğraflanırken, daha sonra enkaza Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu'nun "Ve zaman durdu. 17 Ağustos 1999 03:02 Marmara Depremi'nde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyoruz." tabelasını bıraktı.
Tahsin Ceylan, dalış hakkında şunları söyledi: "Moriwaki ile 1999 Marmara Depremi'nde su altında oluşan batık şehre dalış yaptık. Yaklaşık 2 saat süren dalışta su altını ve enkazı inceledik. Su altındaki otel ve çınar ağaçlarını inceledik. Birlikte gezdik. Moriwaki bir deprem uzmanı. Uzun yıllardır ülkemizde yaşıyor. Tabii depremin su altında bıraktığı izler, bir doğal resim oluşturup birçok canlıya ev sahipliği yapıyor olsa da yine de yaşamın su altındaki izleri. Deprem riski yaşayan ülkemiz açısından da sürekli onları hatırlamamız gerekiyor. Depreme hazırlıklı bir toplum olmamız gerektiği konusunda bize ip uçları veriyor. Deprem konusundaki duyarlılığın artmasını istiyoruz."
Yoshinori Moriwaki ise Japonya'da herkesin depreme hazırlıklı olduğunu belirterek, "Kimse unutmuyor, tecrübelerini unutmuyor. Aynı hatalar olmaması için herkes çalışıyor, ondan dolayı." dedi. Türkiye'deki izlenimlerini paylaşan Moriwaki, ülkenin teknolojik olarak iyi durumda olduğunu, inşaatların iyi olduğunu belirterek, zaman zaman kurallara uyulmaması nedeniyle sıkıntıların yaşanabildiğini söyledi. Moriwaki, yaşananlardan ders alınması gerektiğini vurgulayarak, "1999 Marmara Depremi'ni yaşadı insanlar, biliyor. Ama yaşamayan anlamıyor. Allah korusun, tekrar olmasın ama siz unutmaya çalışıyorsunuz. Yani depremi unutmamak lazım. Mutlaka büyük insanlar, gençlere anlatması lazım." diye konuştu.
Marmara Depremi'nin 25. yıldönümü, depremin yaralarının hala taze olduğunu, unutulmaması gerektiğini bir kez daha gösterdi. Deprem riskinin devam ettiği ülkemizde, deprem bilincini artırmak ve depreme hazırlıklı olmak hayati önem taşıyor.