JPMorgan, Türkiye'nin ekonomi yönetimini övdü ve enflasyon için düşüş tahmini açıkladı.
JPMorgan, muayene katılım paylarının düşürülmesi sonrası Şubat ayı enflasyon tahminlerini aşağı çekti.
JPMorgan , Türkiye 'de Ocak ayında Sağlık Bakanlığı'nın (SGK) muayene katılım paylarında gerçekleştirdiği artışların Şubat ayında kısmen geri alınmasıyla birlikte, aylık ve yıllık enflasyon tahminlerini aşağı yönlü revize etti. Bu geri adımın, hükümetin enflasyonla mücadele stratejisinde bir değişikliğin işareti olup olmadığı ve sürdürülebilir olup olmayacağı ise önemli bir soru işareti olmaya devam ediyor. Raporda, hükümetin sağlık fiyatlarındaki düzenlenmiş artışları kısmen geri almasıyla oluşan toplam potansiyel etki büyüklüğünün yüzde 1'e kadar ulaşabileceği belirtiliyor. Bu, görünürde küçük bir rakam gibi görünse de, zaten yüksek enflasyon ortamında, özellikle tüketici harcamalarında büyük payı olan sağlık hizmetleri maliyetleri açısından önemli bir etkiye sahip olabilir.
JPMorgan 'ın revize edilmiş tahminleri, Şubat ayı aylık TÜFE beklentisini önceki yüzde 3,5'ten yüzde 2,7'ye düşürmesini içeriyor. Bu, Ocak ayındaki yüzde 42,1'lik manşet enflasyonunun Şubat'ta baz etkisiyle yüzde 39,6'ya gerileyeceği beklentisine paralel bir düşüş. Ancak, JPMorgan 'ın önceki yüzde 40,7'lik tahminiyle karşılaştırıldığında, bu revizyonun sınırlı kaldığı da gözlemlenebilir. Bu durum, enflasyonun düşüş hızının beklenenden yavaş olabileceği ve bazı temel maliyet unsurlarının hala yüksek baskı altında olduğu endişesini doğuruyor.
Raporda, Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası (TCMB) ve diğer ilgili bakanlıklar arasındaki koordinasyonun, enflasyonu düşürme çabalarında olumlu bir gelişme olarak değerlendirildiği vurgulanıyor. Bu koordinasyonun, farklı hükümet birimlerinin uyguladığı politikaların tutarlılığını artırarak enflasyon üzerindeki genel etkiyi daha öngörülebilir hale getirmesi bekleniyor. Ancak, bu koordinasyonun ne kadar etkili olacağı ve uzun vadede devam edip etmeyeceği henüz belirsizliğini koruyor.
JPMorgan , sağlık fiyatlarındaki aşağı yönlü düzeltmelere rağmen, 2025 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 27,2 olarak korudu. Bu karar, enerji fiyatlarındaki artışların sağlık fiyatlarındaki düşüşü telafi edebileceği düşüncesine dayanıyor. Enerji fiyatlarının gelecekteki seyri, enflasyonun genel gidişatını önemli ölçüde etkileyecek bir faktör olarak öne çıkıyor. Enerji fiyatlarındaki beklenmedik artışlar, enflasyonun yeniden yükseliş trendine girmesine neden olabilir.
Merkez Bankası'nın para politikasına ilişkin olarak, JPMorgan , Mart ve Nisan aylarında 250'şer baz puanlık faiz indirimlerine devam edileceği ve 2025 yıl sonuna kadar politika faizinin yüzde 30 seviyesine indirileceği beklentisini tekrarlıyor. Bu, Merkez Bankası'nın enflasyonu kontrol altına alma konusunda daha iyimser bir tutum sergilediğini gösteriyor. Ancak, faiz indirimlerinin enflasyon üzerindeki etkisinin, özellikle enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve küresel ekonomik koşullar göz önüne alındığında, dikkatlice izlenmesi gerekiyor. Beklenmedik bir ekonomik şok veya enerji fiyatlarındaki ani bir yükseliş, bu iyimser tahminleri geçersiz kılabilir.
Sonuç olarak, JPMorgan 'ın revize edilmiş enflasyon tahminleri, Türkiye 'nin enflasyonla mücadelesinde elde edilen bazı ilerlemeleri göstermekle birlikte, belirsizliklerin devam ettiğini de vurguluyor. Sağlık hizmetleri fiyatlarındaki düşüşün geçici olup olmadığı, enerji fiyatlarındaki belirsizlikler ve Merkez Bankası'nın para politikasındaki riskler, enflasyonun gelecekteki seyri konusunda önemli belirsizlikler yaratmaktadır. Bu nedenle, hükümetin tutarlı ve uzun vadeli politikalar izlemesi, enflasyon hedeflerine ulaşmak için kritik öneme sahiptir. JPMorgan 'ın tahminleri, piyasaların dikkatle izlediği bir gösterge olsa da, kesin sonuçlar için daha fazla veri ve ilerleyen zamanı beklemek gerekiyor.
JPMorgan 'ın revize edilmiş tahminleri, Şubat ayı aylık TÜFE beklentisini önceki yüzde 3,5'ten yüzde 2,7'ye düşürmesini içeriyor. Bu, Ocak ayındaki yüzde 42,1'lik manşet enflasyonunun Şubat'ta baz etkisiyle yüzde 39,6'ya gerileyeceği beklentisine paralel bir düşüş. Ancak, JPMorgan 'ın önceki yüzde 40,7'lik tahminiyle karşılaştırıldığında, bu revizyonun sınırlı kaldığı da gözlemlenebilir. Bu durum, enflasyonun düşüş hızının beklenenden yavaş olabileceği ve bazı temel maliyet unsurlarının hala yüksek baskı altında olduğu endişesini doğuruyor.
Raporda, Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası (TCMB) ve diğer ilgili bakanlıklar arasındaki koordinasyonun, enflasyonu düşürme çabalarında olumlu bir gelişme olarak değerlendirildiği vurgulanıyor. Bu koordinasyonun, farklı hükümet birimlerinin uyguladığı politikaların tutarlılığını artırarak enflasyon üzerindeki genel etkiyi daha öngörülebilir hale getirmesi bekleniyor. Ancak, bu koordinasyonun ne kadar etkili olacağı ve uzun vadede devam edip etmeyeceği henüz belirsizliğini koruyor.
JPMorgan , sağlık fiyatlarındaki aşağı yönlü düzeltmelere rağmen, 2025 yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 27,2 olarak korudu. Bu karar, enerji fiyatlarındaki artışların sağlık fiyatlarındaki düşüşü telafi edebileceği düşüncesine dayanıyor. Enerji fiyatlarının gelecekteki seyri, enflasyonun genel gidişatını önemli ölçüde etkileyecek bir faktör olarak öne çıkıyor. Enerji fiyatlarındaki beklenmedik artışlar, enflasyonun yeniden yükseliş trendine girmesine neden olabilir.
Merkez Bankası'nın para politikasına ilişkin olarak, JPMorgan , Mart ve Nisan aylarında 250'şer baz puanlık faiz indirimlerine devam edileceği ve 2025 yıl sonuna kadar politika faizinin yüzde 30 seviyesine indirileceği beklentisini tekrarlıyor. Bu, Merkez Bankası'nın enflasyonu kontrol altına alma konusunda daha iyimser bir tutum sergilediğini gösteriyor. Ancak, faiz indirimlerinin enflasyon üzerindeki etkisinin, özellikle enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve küresel ekonomik koşullar göz önüne alındığında, dikkatlice izlenmesi gerekiyor. Beklenmedik bir ekonomik şok veya enerji fiyatlarındaki ani bir yükseliş, bu iyimser tahminleri geçersiz kılabilir.
Sonuç olarak, JPMorgan 'ın revize edilmiş enflasyon tahminleri, Türkiye 'nin enflasyonla mücadelesinde elde edilen bazı ilerlemeleri göstermekle birlikte, belirsizliklerin devam ettiğini de vurguluyor. Sağlık hizmetleri fiyatlarındaki düşüşün geçici olup olmadığı, enerji fiyatlarındaki belirsizlikler ve Merkez Bankası'nın para politikasındaki riskler, enflasyonun gelecekteki seyri konusunda önemli belirsizlikler yaratmaktadır. Bu nedenle, hükümetin tutarlı ve uzun vadeli politikalar izlemesi, enflasyon hedeflerine ulaşmak için kritik öneme sahiptir. JPMorgan 'ın tahminleri, piyasaların dikkatle izlediği bir gösterge olsa da, kesin sonuçlar için daha fazla veri ve ilerleyen zamanı beklemek gerekiyor.