Kabartma kısaca sözlük anlamı ne demek?
Kabartma kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Kabartma hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Kabartma
Anlamlar:
1. Kabartmak işi
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Pansiyon sahipleri, kirada gösterdikleri bu ehveniyeti diğer hileli muamelelerinde kabartmanın yolunu bilirler."
2. Bir biçimin veya bir süslemenin düz yüzey üzerindeki çıkıntısı
3. Kil, alçı, taş vb. işlenebilir gereçleri girintili çıkıntılı yüzeyler durumunda biçimlendirerek yapılan eser, rölyef
Örnek: "Bir sanatkâr eliyle alçıdan yapılmış, bembeyaz, tertemiz bir kabartma."
4. Kabartılarak yapılan
Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat
Örnek: "Kabartma harita."
İçinde Kabartma geçen birleşik ve kökteş kelimeler: kabartma tozu, alçak kabartma
Kabartma hakkında eş anlamlı kelimeler
Kabartma eş anlamlısı
kabartma kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : rölyef, alçı, kil
Kabartma hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Kabartma zıt anlamlısı
Kabartma kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Kabartma ile ilgili 2 örnek cümle
"Kabartma" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Kabartma" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Duvardaki eski kabartmalar bir öykü anlatır gibiydi
2. Kabartma fotoğraflar da ilginçti
Diğer dillerde Kabartma
İngilizce: Baking
Spanish: Hornear
German: Prägung
French: Cuisson
Italian: Cottura
Kabartma ile ilgili atasözleri
Aşağıda Kabartma hakkında ve içinde Kabartma kelimesi geçen, Kabartma ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Kabartma ile ilgili deyimler
Aşağıda Kabartma hakkında ve içinde Kabartma kelimesi geçen, Kabartma ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: göğsünü kabartmak
Anlamı: bir olay dolayısıyla kıvanç duygusunu ortaya koymak, övünmek: 'Duvarda, güneşe karşı / Göğsünü kabartan bir güvercin / İçimde öksüzün gözyaşı / Yıkılan yıllar için' -H. F. Ozansoy.
Deyim: kulak kabartmak
Anlamı: belli etmemeye çalışarak dinlemek: 'Karanlıkta, uyuyup uyumadığını anlayabilmek için tüm seslere kulak kabartarak yanına uzandım.' -E. Şafak.