Kararmak kısaca sözlük anlamı ne demek?
Kararmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Kararmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Kararmak
Anlamlar:
1. Rengi karaya dönmek, siyahlaşmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
2. Işık sönmek, kısılmak veya gücü azalmak
Örnek: "Hava iyice kararmış, caddenin bütün elektrikleri yanmıştı."
3. Ateş sönmeye yüz tutmak
4. Kederlenmek, canı sıkılmak
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
5. Niteliğini yitirmek
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Eşsiz hafızası sönüyor, sağduyusu kararıyordu."
Kararmak hakkında eş anlamlı kelimeler
Kararmak eş anlamlısı
kararmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : siyahlaşmak, canı sıkılmak
Kararmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Kararmak zıt anlamlısı
Kararmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Kararmak ile ilgili 3 örnek cümle
"Kararmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Kararmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Tarlada, açık havada çalışmaktan iyice kararmıştı
2. Mum bitti, kararıp söndü
3. Gözüm bir an karardıysa da çabuk geçti
Diğer dillerde Kararmak
İngilizce: Darken
Spanish: Oscurecer
German: Blackout
French: Assombrir
Italian: Scurire
Kararmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Kararmak hakkında ve içinde Kararmak kelimesi geçen, Kararmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Kararmak ile ilgili deyimler
Aşağıda Kararmak hakkında ve içinde Kararmak kelimesi geçen, Kararmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: açlıktan gözü (gözleri) dönmek (kararmak)
Anlamı: çok acıkmak: 'Bu akşam açlıktan gözü dönmüş bir hâlde bir evin mutfağına girmişti.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: gözü (gözleri) kararmak
Anlamı: 1) başı dönmek, hafif baygınlık geçirmek: 'Duvar tarafına doğru bir adım atarak evet cevabını veren Orhan'ın gözleri gene kararıyordu.' -P. Safa. 2) mec. umutsuzluğun veya aşırı bir isteğin etkisi altında ne yaptığını bilmez duruma gelmek: 'İnsan sevgisi ne kadar yoğunsa gözü karardığında cesareti de o denli delice idi.' -A. Kulin.
Deyim: hava kararmak
Anlamı: 1) güneşin batmasıyla ortalık kararmak: 'Hava iyice kararmış, caddenin bütün elektrikleri yanmıştı.' -P. Safa. 2) gökyüzü iyice bulutlanmak.
Deyim: içi kararmak
Anlamı: 1) sıkılmak, bunalmak: 'Hani bazı kadınlar vardır, hödük koca ile düşe kalka eblehleşir, içleri kararır, ispinoz gibi susar otururlar.' -H. Taner. 2) hiçbir şeyden tat alamaz olmak; 3) umutsuzluğa düşmek.
Deyim: kalbi kararmak
Anlamı: 1) inancını kaybetmek; 2) yüreği kararmak.
Deyim: ortalık kararmak
Anlamı: akşam olmak: 'Ortalık kararana kadar kitap okurdum.' -A. Kutlu.
Deyim: sular kararmak
Anlamı: akşam olmaya başlamak: 'Son vapur iskeleye sular kararırken yanaşırdı.' -A. Ş. Hisar.
Deyim: yüreği kararmak
Anlamı: içine karamsarlık ve sıkıntı çökmek.