Karay anlamı nedir? TDK karşılığı ne demek?
Karay kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Karay hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Karay
Anlamlar:
1. Karaim
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Karay hakkında eş anlamlı kelimeler
Karay eş anlamlısı
karay kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Karaim
Karay hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Karay zıt anlamlısı
Karay kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Karay
İngilizce: Karay
Spanish: Karay
German: Karay
French: Karay
Italian: Karay
Karay ile ilgili atasözleri
Aşağıda Karay hakkında ve içinde Karay kelimesi geçen, Karay ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: atalar çıkarayım der tahta, döner dolaşır gelir bahta
Anlamı: ana baba, çocuğuna mutlu bir yaşam sağlamaya çalışır ancak kaderde yazılı olan gerçekleşir.
Atasözü: karaya sabun, deliye öğüt neylesin
Anlamı: özü bozuk olan şey, düzeltme çabalarıyla iyi duruma getirilemez.
Karay ile ilgili deyimler
Aşağıda Karay hakkında ve içinde Karay kelimesi geçen, Karay ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: akla karayı seçmek
Anlamı: bir işi başarıncaya değin çok sıkıntı çekmek, güçlüklerle karşılaşmak: 'Ben kendi hesabıma bir parça Fransızca öğrenebilmek için akla karayı seçtim.' -B. R. Eyuboğlu.
Deyim: (birini) makaraya almak (sarmak)
Anlamı: bir kimseyle alay etmek.
Deyim: (birini) maskaraya almak
Anlamı: biriyle eğlenmek, alay etmek.
Deyim: (birini) maskaraya çevirmek
Anlamı: gülünç bir duruma sokmak.
Deyim: gemi karaya oturmak
Anlamı: gemi, sığ bir yere saplanıp kalmak.
Deyim: karaya ayak basmak
Anlamı: 1) deniz, göl vb.nden karaya çıkmak; 2) deniz taşıtından karaya çıkmak.
Deyim: karaya düşmek
Anlamı: deniz içinde bulunan bir şey akıntı veya dalga ile kıyıya atılmak.
Deyim: karaya oturmak
Anlamı: gemi denizin sığ bölümüne saplanıp kalmak: 'Olan olmuş, bizim teknenin bir yanı, pamuk şiltelere serilir gibi karaya oturmuş.' -B. R. Eyuboğlu.
Deyim: karaya vurmak
Anlamı: 1) karaya çarpmak: 'Loşluklar içinde bana, sandalımız ikide bir karaya vuruyor gibi geliyordu.' -R. H. Karay. 2) denizdeki bir cisim kendini karaya atmak: 'Ağzımı, karaya vurmuş bir balık gibi sonuna kadar açıyorum ama soluk alamıyorum.' -A. Ümit.