Kırma nedir? Türkçe anlamı ne demek?


Google News

Yayınlama: 1 yıl önce

Okuma süresi: 3 dakika

Kırma kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Kırma hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...

Kelime: Kırma

Anlamlar:

1. Kırmak işi

Özelliği / Tipi / Türü: Isim

2. Pili

3. Kırılmış veya dövülmüş tahıl

Örnek: "Buğday kırması."

4. Basılı kâğıtları forma durumuna getirmek için belli yerlerinden bükme ve katlama işi

5. Ot bitmeyen bayır

Örnek: "Yeşerir bayırlar, çöller, kırmalar / Nakışların bugün dört yanın dağlar."

"Âşık Ali İzzet"

6. Ortasından kırılarak doldurulan (tüfek)

Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat

Örnek: "Mustafa, kırma tüfeğe bir kurşun sürdü."

"Yaşar Kemal"

7. Melez

Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat - Biyoloji

Örnek: "Arap kırması bir at."

8. Yabancı etkilerle özgün niteliğini yitirmiş olan

Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat - Mecaz Anlam

İçinde Kırma geçen birleşik ve kökteş kelimeler: divani kırması, minare kırması


Kırma eş anlamlısı

Kırma hakkında eş anlamlı kelimeler

Kırma eş anlamlısı

kırma kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : pili, melez


Kırma zıt anlamlısı

Kırma hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Kırma zıt anlamlısı

Kırma kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!


Kırma ile ilgili 1 örnek cümle

"Kırma" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Kırma" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Batıya özenen kırma bir gençlik yetişiyor


Diğer dillerde Kırma

İngilizce: Break

Spanish: Romper

German: Brechen

French: Briser

Italian: Rompere


Kırma ile ilgili atasözleri

Kırma ile ilgili atasözleri

Aşağıda Kırma hakkında ve içinde Kırma kelimesi geçen, Kırma ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.


Kırma ile ilgili deyimler

Kırma ile ilgili deyimler

Aşağıda Kırma hakkında ve içinde Kırma kelimesi geçen, Kırma ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: ağzını burnunu dağıtmak (kırmak, parçalamak)

Anlamı: aşırı bir biçimde döverek perişan duruma getirmek.

Deyim: bel kırmak

Anlamı: kırıtmak, salınmak.

Deyim: belini kırmak

Anlamı: birini bir şeyi yapamaz duruma getirmek.

Deyim: (birinin) cesaretini kırmak

Anlamı: yürekliliğini gidermek, korkutmak: 'Zekânız size yardım etmez, bilakis cesaretinizi kırar.' -R. H. Karay.

Deyim: (birinin) hatırını kırmak

Anlamı: üzmek, gücendirmek.

Deyim: (birinin) kemiklerini kırmak

Anlamı: birini çok dövmek, aşırı dayak atmak: 'Kim ona yan bakarsa kemiklerini kırar, anasını ağlatırım.' -H. E. Adıvar.

Deyim: boynunu kırmak

Anlamı: hlk. çekip gitmek: 'Daha bir ay tutunamazlar, boyunlarını kırarlar deniliyordu.' -Ö. Seyfettin.

Deyim: boyun kırmak

Anlamı: saygı duyulan bir kimse karşısında, ayaktayken başı öne bükmek: 'Hürrem Hakkı, Ferhunde'nin önünde boyun kırdı.' -M. Yesari.

Deyim: burnunu kırmak

Anlamı: birini güç durumda bırakarak büyüklenmesini veya direnişini yok etmek.

Deyim: burnunun direğini kırmak

Anlamı: çok pis bir koku yayarak tedirgin etmek: 'Tezek kokusu burnumun direğini kırmış, ciğerime işlemişti.' -B. R. Eyuboğlu.

Deyim: ceviz kırmak

Anlamı: yanlış tutum veya davranışta bulunmak, hata yapmak: 'Onun kırdığı cevizler artık haddini aştı.' -O. C. Kaygılı.

Deyim: çivi kırmak

Anlamı: ayakkabıların içinden çıkan çivi uçlarını bir aletle kesip raspa ile eğeleyerek köselenin içine gömmek.

Deyim: direksiyon kırmak

Anlamı: aracı istenilen yöne çevirebilmek için direksiyonu o yöne döndürmek.

Deyim: dümen kırmak

Anlamı: yön değiştirmek: 'Herhâlde kaçmayı düşünüyor olmalıydı. Yolun kenarındaki tek tük ağaçlara doğru dümen kırdı.' -R. N. Güntekin.

Deyim: dümeni kırmak

Anlamı: argo çekip gitmek, kaçmak, uzaklaşmak.

Deyim: fertik çekmek (fertiği kırmak)

Anlamı: kaçmak: 'Kampana vurup tren kalkacağı esnada 'fertik!' diye bağırırlardı ki 'fertiği kırmak' tabiri buradan kalmadır.' -S. M. Alus.

Deyim: fındık kırmak

Anlamı: çapkınlık yapmak.

Deyim: fiyat kırmak

Anlamı: fiyatı düşürmek, fiyatı indirmek.

Deyim: gerdan kırmak

Anlamı: 1) naz ile boynu başla birlikte iki yana oynatarak kırıtmak: 'Avrupa tiyatrosunda işveli gerdan kırışları, meşhur kantolarıyla, ortalığı kırıp geçirdiği zamanlar!' -A. İlhan. 2) mec. boynu, başı geriye oynatarak büyüklük taslar bir durum almak.

Deyim: gönül kırmak (yıkmak)

Anlamı: birini çok üzecek bir davranışta bulunmak, gücendirmek: 'Osman Efendi iyi adamdı, kimsenin gönlünü kırmazdı.' -İ. H. Baltacıoğlu.


Yorumlar

Yorum Yap
Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.

Kırma K ile başlayan kelimeler Kı ile başlayan kelimeler Ne demek Sözlük Eş anlamlı kelimeler Zıt anlamlı kelimeler Atasözleri Deyimler Örnek cümleler