Kırmak kelime anlamı ne demek? Kırmak nedir?
Kırmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Kırmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Kırmak
Anlamlar:
1. Sert şeyleri vurarak veya ezerek parçalamak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "Taşları kırmak. Bardağı kırmak."
2. İri parçalara ayırmak
3. Belirli bir biçimde katlamak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Forma kırmak."
4. Öldürmek, yok olmasına neden olmak
Örnek: "Bu yıl soğuk, hayvanları kırdı."
5. Bir şeyin fiyatını azaltmak, indirmek
Örnek: "Firma verdiği teklif fiyatını son dakikada bir yüzde yirmi daha kırıyordu."
6. Tavlada karşı oyuncunun pulunu oyun dışında bırakmak
7. Vücut kemiklerinden birini parçalamak
Örnek: "Ayol, yapma, gel, düşüp bir yerini kıracaksın!"
8. Tahılı iri ve kaba öğütmek
9. Hareket durumundaki canlının veya taşıtın yönünü değiştirmek, çevirmek, döndürmek
Özelliği / Tipi / Türü: -e
Örnek: "Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa doğru kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun."
10. Dileğini kabul etmeyerek veya beklenmeyen bir davranış karşısında bırakarak gücendirmek, incitmek
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Bazen bir kelimenin, bir ses tonunun sevdiğimiz bir insanı kırdığını görürüz."
11. Yok etmek
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Bir gündüz olsa belki bu derdi kıracağım / Yoksa bu sensizlikten artık çıldıracağım"
12. Gücünü, etkisini azaltmak
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Birkaç gün evvel yağan yağmur sıcağı kırmamış."
13. Kaçmak, uzaklaşmak
Özelliği / Tipi / Türü: Argo
14. Değerinden düşük fiyata almak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz - Ticaret
Örnek: "Bono kırmak. Çek kırmak."
İçinde Kırmak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: bakterikıran, Kervankıran, sabankıran, saçkıran, sahipkıran, zararlıkıran
Kırmak hakkında eş anlamlı kelimeler
Kırmak eş anlamlısı
kırmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : uzaklaşmak , kaçmak , yok etmek , döndürmek , çevirmek , incitmek , indirmek
Kırmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Kırmak zıt anlamlısı
Kırmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Kırmak ile ilgili 15 örnek cümle
"Kırmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Kırmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. İşçiler forma kırıyor
2. Hastalık hayvanları kırdı
3. Satıcı biraz daha kırınca ayakkabıyı aldım
4. El değirmeni olsa biraz buğday kırardık
5. Banka bonoyu kırmak istemedi
6. Güneş soğuğu kırdı
7. Sözleri umudumu kırdı
8. Seni kırmak istemem
9. Düşüp kolunu kırdı
10. Sürücü, direksiyonu sağa kırarak çarpışmayı önledi
11. Polisi görünce kırdılar
12. O gün herkes okulu kırıp sinemaya gitmişti
13. Hastalık köyü kırıp geçirdi
14. Yeni müdür memurlarını kırıp geçiriyor
15. Anlattığı fıkralarla herkesi kırıp geçiriyordu
Diğer dillerde Kırmak
İngilizce: Break
Spanish: Romper
German: Bruch
French: Briser
Italian: Rompere
Kırmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Kırmak hakkında ve içinde Kırmak kelimesi geçen, Kırmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Kırmak ile ilgili deyimler
Aşağıda Kırmak hakkında ve içinde Kırmak kelimesi geçen, Kırmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ağzını burnunu dağıtmak (kırmak, parçalamak)
Anlamı: aşırı bir biçimde döverek perişan duruma getirmek.
Deyim: bel kırmak
Anlamı: kırıtmak, salınmak.
Deyim: belini kırmak
Anlamı: birini bir şeyi yapamaz duruma getirmek.
Deyim: (birinin) cesaretini kırmak
Anlamı: yürekliliğini gidermek, korkutmak: 'Zekânız size yardım etmez, bilakis cesaretinizi kırar.' -R. H. Karay.
Deyim: (birinin) hatırını kırmak
Anlamı: üzmek, gücendirmek.
Deyim: (birinin) kemiklerini kırmak
Anlamı: birini çok dövmek, aşırı dayak atmak: 'Kim ona yan bakarsa kemiklerini kırar, anasını ağlatırım.' -H. E. Adıvar.
Deyim: boynunu kırmak
Anlamı: hlk. çekip gitmek: 'Daha bir ay tutunamazlar, boyunlarını kırarlar deniliyordu.' -Ö. Seyfettin.
Deyim: boyun kırmak
Anlamı: saygı duyulan bir kimse karşısında, ayaktayken başı öne bükmek: 'Hürrem Hakkı, Ferhunde'nin önünde boyun kırdı.' -M. Yesari.
Deyim: burnunu kırmak
Anlamı: birini güç durumda bırakarak büyüklenmesini veya direnişini yok etmek.
Deyim: burnunun direğini kırmak
Anlamı: çok pis bir koku yayarak tedirgin etmek: 'Tezek kokusu burnumun direğini kırmış, ciğerime işlemişti.' -B. R. Eyuboğlu.
Deyim: ceviz kırmak
Anlamı: yanlış tutum veya davranışta bulunmak, hata yapmak: 'Onun kırdığı cevizler artık haddini aştı.' -O. C. Kaygılı.
Deyim: çivi kırmak
Anlamı: ayakkabıların içinden çıkan çivi uçlarını bir aletle kesip raspa ile eğeleyerek köselenin içine gömmek.
Deyim: direksiyon kırmak
Anlamı: aracı istenilen yöne çevirebilmek için direksiyonu o yöne döndürmek.
Deyim: dümen kırmak
Anlamı: yön değiştirmek: 'Herhâlde kaçmayı düşünüyor olmalıydı. Yolun kenarındaki tek tük ağaçlara doğru dümen kırdı.' -R. N. Güntekin.
Deyim: dümeni kırmak
Anlamı: argo çekip gitmek, kaçmak, uzaklaşmak.
Deyim: fertik çekmek (fertiği kırmak)
Anlamı: kaçmak: 'Kampana vurup tren kalkacağı esnada 'fertik!' diye bağırırlardı ki 'fertiği kırmak' tabiri buradan kalmadır.' -S. M. Alus.
Deyim: fındık kırmak
Anlamı: çapkınlık yapmak.
Deyim: fiyat kırmak
Anlamı: fiyatı düşürmek, fiyatı indirmek.
Deyim: gerdan kırmak
Anlamı: 1) naz ile boynu başla birlikte iki yana oynatarak kırıtmak: 'Avrupa tiyatrosunda işveli gerdan kırışları, meşhur kantolarıyla, ortalığı kırıp geçirdiği zamanlar!' -A. İlhan. 2) mec. boynu, başı geriye oynatarak büyüklük taslar bir durum almak.
Deyim: gönül kırmak (yıkmak)
Anlamı: birini çok üzecek bir davranışta bulunmak, gücendirmek: 'Osman Efendi iyi adamdı, kimsenin gönlünü kırmazdı.' -İ. H. Baltacıoğlu.