Kol kelime anlamı ne demek? Kol nedir?
Kol kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Kol hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Kol
Anlamlar:
1. İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Anatomi
2. Giyside vücudun bu bölümünü saran parça
Örnek: "Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu."
3. Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç veya metal parça
4. Koyun, dana, kuzu vb.nde ön ayağın üst bölümü
Özelliği / Tipi / Türü: Anatomi
5. Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal
Özelliği / Tipi / Türü: Bitki bilimi
6. Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü
Özelliği / Tipi / Türü: Müzik
7. Koltuk, divan vb.nin yan tarafında bulunan dayanmaya yarayan parça
8. Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal (I), kısım, şube, branş
Örnek: "Türk Dil Kurumunun bilim ve uygulama kolları."
9. Karakol
Özelliği / Tipi / Türü: Tarih
Örnek: "Lakin böyle kardan yolların örtüldüğü bu gecede, koldan korku yoktu. Rahatça eğlenebilirlerdi."
10. İş takımı, ekip, grup
Örnek: "Öteki koldaki iki hamlacıdan birisi acınacak bir zayıflıktaydı."
11. Kanat
Özelliği / Tipi / Türü: Askerlik
Örnek: "Sağ kol. Sol kol."
12. Dizi, düzen
Örnek: "Yürüyüş kolu."
13. Bir halat oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri
Özelliği / Tipi / Türü: Denizcilik
İçinde Kol geçen birleşik ve kökteş kelimeler: kolağası, kol ağzı, kol akımı, kol bağı, kolbastı, kolbaşı, kol böreği, kol değirmeni, kol demiri, kol emekçisi, kol kapağı, kol kemiği, kol kola, kol nizamı, kol saati, beşinci kol, çift kol, eğitsel kol, kafakol, karakol, karpuz kol, ön kol, sağkol, sağ kol, takma kol, kolu uzun, cırcır kolu, çengi kolu, dağ kolu, deve kolu, imdat kolu, iş kolu, kantar kolu, kapı kolu, keşif kolu, kumanda kolu, sürgü kolu, tulumba kolu, vites kolu, yay kolu, yürüyüş kolu, zuhuri kolu
Kol hakkında eş anlamlı kelimeler
Kol eş anlamlısı
kol kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : karakol, düzen, dizi, kanat, grup, ekip, branş, şube
Kol hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Kol zıt anlamlısı
Kol kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Kol ile ilgili 9 örnek cümle
"Kol" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Kol" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Koldan iyi kıyma olur
2. Bizim dağcılar kolu iyi anlaşır
3. Okulun Kızılay kolu iyi çalışmıştı
4. Üç ayrı yürüyüş kolu oluşturup yola çıktık
5. Ceyhan’ın bir kolu Savrun Çayı’dır
6. Asma çardağa kol atmıştı
7. Kuruluş her alana kol atmak istiyordu
8. Ortalıkta tehlike kol gezerken sakin olunur mu?
9. Gökte kara bulutlar kol gezmekteydi
Diğer dillerde Kol
İngilizce: Arm
Spanish: Brazo
German: Arm
French: Bras
Italian: Braccio
Kol ile ilgili atasözleri
Aşağıda Kol hakkında ve içinde Kol kelimesi geçen, Kol ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: adamak kolay, ödemek zordur
Anlamı: söz vermek kolaydır ancak o sözü yerine getirmek zordur.
Atasözü: alçak eşek binmeye kolay, öksüz çocuk dövmeye kolay
Anlamı: nasıl ki boyu kısa olan eşeğe binmek kolaysa öksüz çocuğa kötü davranmak da onu koruyan kimse olmadığı için kolay olur.
Atasözü: ayaz paşa kol geziyor
Anlamı: dışarıda çok soğuk var.
Atasözü: baş kırılır (yarılır) fes (börk) içinde, kol kırılır yen (kürk) içinde
Anlamı: aile içindeki, arkadaşlar arasındaki uyuşmazlıklar yabancılara duyurulmamalıdır.
Atasözü: bekâra karı boşaması kolaydır
Anlamı: bilgi ve deneyimi olmayan bir kimsenin işi hafife alması, önemsememesi, gereğince değerlendirememesi doğaldır.
Atasözü: bir koltuğa iki karpuz sığmaz
Anlamı: aynı zamanda birden çok işle ilgilenmek başarı için sakıncalıdır.
Atasözü: ergene karı boşamak kolay
Anlamı: bir işin içinde olmayanlar o işteki güçlükleri küçümserler.
Atasözü: gel demesi kolay ama git demesi güçtür
Anlamı: bir kimseyi işe almak, bir misafir çağırmak kolaydır ancak bir kimsenin işine son vermek, misafire git demek zordur.
Atasözü: kalbi yıkmak kolay, yapmak zordur
Anlamı: insanları kırmak ve üzmek, mutlu etmekten daha kolaydır.
Kol ile ilgili deyimler
Aşağıda Kol hakkında ve içinde Kol kelimesi geçen, Kol ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: alkol duvarını aşmak
Anlamı: çok sarhoş olmak.
Deyim: başını koltuğunun altına almak
Anlamı: ölümü göze alarak bir işe girişmek.
Deyim: (bir işin) kolayına bakmak (kaçmak)
Anlamı: bir işi yaparken kolay ve kestirme yolu seçmek.
Deyim: bir kol çengi
Anlamı: şen sözler ve davranışlarla çevresine neşe saçanlar için söylenen bir söz.
Deyim: bir kolayını aramak
Anlamı: bir şeyi yapmak, çözmek için gerekli kolay ve kestirme yöntemi araştırmak: 'Yanlışını düzeltmek için bir kolayını aramaya başladı.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: bir kolayını bulmak
Anlamı: kolaylıkla yapabilmeyi sağlamak veya yapma yolunu bulmak: 'Etrafında, bir kolayını bulup dışarıya sızanlardan birkaç kişi ha bire ellerinden öpüyor.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: (birine) kol kanat olmak (germek)
Anlamı: yardım etmek, korumak, himaye etmek: 'Sade çocuğuna değil, eşine de kol kanat gerer, ona da analık eder.' -H. Taner.
Deyim: (birine) kolaylık göstermek
Anlamı: yapabilme yolu, imkânı sağlamak: 'Bu arzumda bana en çok kolaylık gösteren Behiç'tir.' -P. Safa.
Deyim: (birine) kollarını açmak
Anlamı: 1) içtenlikle karşılamak veya kucaklamaya hazırlanmak, sevgisini ve dostluğunu göstermek: 'O gün ... bütün bir yıl dargın durduklarına kollarını açarlardı.' -H. Taner. 2) korumak, yardım etmek.
Deyim: (birine) koltuk vermek
Anlamı: 1) yüzüne karşı övmek, pohpohlamak; 2) mec. koltuklamak.
Deyim: (birinin) elini kolunu bağlamak
Anlamı: bir şey yapamayacak duruma getirmek.
Deyim: (birinin) koluna girmek
Anlamı: kolunu birinin koltuğu altından geçirmek: 'Koluna iki polis girmişti.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (birinin) kolunda altın bileziği olmak
Anlamı: kazanç sağlayan bir mesleği, zanaatı olmak.
Deyim: bohçasını koltuğuna almak
Anlamı: kendi isteğiyle ayrılmak: 'Günün birinde bohçasını koltuğuna alıp kıyı mahallelerden birinde oturan ablası Fitnat Hanım'ın evine gitti.' -M. Ş. Esendal.
Deyim: bohçasını koltuğuna vermek
Anlamı: kovmak, işine son vermek.
Deyim: dekolte konuşmak
Anlamı: tkz. açık saçık konuşmak.
Deyim: eli kolu (eli ayağı) bağlı kalmak (durmak veya olmak)
Anlamı: bir engel dolayısıyla hiçbir iş yapamaz duruma gelmek: 'Diplomatlarımıza, büyükelçilik ve temsilcilik binalarımıza, tankerlerimize yapılan saldırılara karşı elimiz kolumuz bağlı duruyoruz.' -T. Halman.
Deyim: elini kolunu sallaya sallaya gelmek
Anlamı: 1) gelirken hiçbir armağan getirmemek; 2) bitirmeye gittiği işten sonuç alamadan dönmek.
Deyim: elini kolunu sallaya sallaya gezmek
Anlamı: 1) ortada görünmemesi gereken kimse pervasızca dolaşmak; 2) pervasızca, kimseden çekinmeden dolaşmak: 'Bütün memleketi, elimi kolumu sallayarak serbest ve rahat dolaşmaya başlamıştım.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: elini veren kolunu alamaz
Anlamı: kendisine iyilik yapıldığında devamını fazlasıyla isteyen kimseler için kullanılan bir söz.