Koparmak TDK Türkçe sözlük anlamı ne demek?
Koparmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Koparmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Koparmak
Anlamlar:
1. Kopmasını sağlamak, kopmasına yol açmak
Özelliği / Tipi / Türü: -i
Örnek: "O koskoca lenduha gibi gövdenle ipi koparırsın da başımıza iş çıkarırsın!"
2. Daldan, ağaçtan alıp toplamak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Yorulunca omzuma çıkar, çiçek koparmak isterse beni çağırır."
3. Birden ve güçlü bir biçimde başlamak veya başlatmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Zehra birdenbire iki avucunu da yüzüne kapadı, kısa ve keskin bir çığlık kopardı."
4. Zor kullanarak almak
5. Güçlükle elde etmek
Özelliği / Tipi / Türü: -i - -den - Mecaz Anlam
Örnek: "Bir kızla buluşmuşken bir başkasından söz ya da telefon numarası kopardığı oluyordu."
6. Birlikte koşan yarışçıyı üstün bir çaba ile hızlanıp geçmek
Özelliği / Tipi / Türü: Spor
İçinde Koparmak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: tozkoparan
Koparmak hakkında eş anlamlı kelimeler
Koparmak eş anlamlısı
koparmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Kapmak , Yakalamak
Koparmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Koparmak zıt anlamlısı
Koparmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Koparmak ile ilgili 6 örnek cümle
"Koparmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Koparmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Rüzgâr çiçekleri koparmış
2. Çiçekleri koparmak yasaktır
3. Çocuk, babasından izni koparınca lunaparka koştu
4. Onu ailesinden koparmak kolay olmadı
5. Fareyi gören kadın bir çığlık kopardı
6. Eski dostları koparıp atmak kolay mı?
Diğer dillerde Koparmak
İngilizce: Break
Spanish: Romper
German: Zupfen
French: Briser
Italian: Rompere
Koparmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Koparmak hakkında ve içinde Koparmak kelimesi geçen, Koparmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Koparmak ile ilgili deyimler
Aşağıda Koparmak hakkında ve içinde Koparmak kelimesi geçen, Koparmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: bir bardak suda fırtına koparmak
Anlamı: önemsiz, küçük bir sorunu büyütmek.
Deyim: (birinin) ödünü koparmak (patlatmak)
Anlamı: çok korkutmak.
Deyim: cayırtı koparmak
Anlamı: çok gürültü koparmak.
Deyim: çıbanın başını koparmak
Anlamı: ağır bir sorunun patlak vermesine yol açmak.
Deyim: çığlık atmak (koparmak, basmak)
Anlamı: kulak tırmalayıcı korkunç sesler çıkararak acı acı bağırmak: 'Deve acı bir çığlık atarak yere yığıldı.' -N. F. Kısakürek. 'Bir gün işte bu çalgı çalınırken küçük kız olanca kuvveti ile tepinmeye, çığlık basmaya başlamıştır.' -H. E. Adıvar.
Deyim: çıngar çıkarmak (koparmak)
Anlamı: gürültü, kavga çıkarmak.
Deyim: dizginleri koparmak
Anlamı: her türlü bağ ve baskıdan kurtulmak.
Deyim: domuzdan (bir) kıl çekmek (koparmak)
Anlamı: sevilmeyen veya eli sıkı olan birinden bir şey alabilmek.
Deyim: etinden et koparmak (kesmek)
Anlamı: çok acı vermek.
Deyim: feryat koparmak
Anlamı: yüksek sesle bağırmak, haykırmak: 'Pencereden kopardığım feryadı pek geç işittiler.' -R. N. Güntekin.
Deyim: gürültü çıkarmak (etmek, koparmak, yapmak)
Anlamı: 1) düzensiz ve rahatsız edici sesler çıkarmak: 'Karanlıkta bana çarpıp da gürültü yapmamaya dikkat ederek kapıyı açtım.' -H. C. Yalçın. 2) kavga, karışıklık, tartışma çıkarmak.
Deyim: ipi koparmak
Anlamı: bağlı bulunduğu kuruluşla veya yakınlığı bulunan kişi ile ilişkisini kesmek.
Deyim: ipini koparmak
Anlamı: başıboş kalmak.
Deyim: izin koparmak
Anlamı: güçlükle izin almak: 'Kendisi belediyeden birkaç gün izin kopararak onları ziyaret edecekti.' -R. N. Güntekin.
Deyim: kahkaha (kahkahayı) basmak (koparmak, salıvermek)
Anlamı: kendini tutamayıp yüksek sesle gülmek: 'Beni yatakta görünce kahkahayı bastı.' -Ö. Seyfettin. 'Senyörün etrafındakilerden biri dayanamayıp bir kahkaha salıverdi.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: kelle koparmak
Anlamı: olumsuz ve başarısız bir durum sonunda işe, göreve son vermek.
Deyim: kıyametler koparmak
Anlamı: 1) bir şeye çok kızarak bağırıp çağırmak, feryat etmek: 'Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin / Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?' -M. A. Ersoy. 2) aşırı gürültülere, kargaşaya yol açmak.
Deyim: koşu koparmak
Anlamı: hızla koşuvermek, çabucak atılıp gitmek: 'Sonra elinde boş tasla çeşmeye doğru bir koşu koparıyor.' -R. N. Güntekin.
Deyim: palamarı koparmak (çözmek)
Anlamı: argo kaçmak, sıvışmak: 'Bir kere palamarı çözmeye muvaffak olsa bir yere kapağı atmanın çaresini bulabilirdi.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: para sızdırmak (koparmak)
Anlamı: zorlayarak veya kandırarak birinden para almak: 'Ben kızımı bilirim, bu tartışmaları bahane ederek Metin'den para sızdıracaktı.' -A. Ümit.