Mamak TDK Türkçe sözlük anlamı ne demek?
Mamak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Mamak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Mamak
Anlamlar:
1. Ankara iline bağlı ilçelerden biri
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Mamak hakkında eş anlamlı kelimeler
Mamak eş anlamlısı
mamak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Mamak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Mamak zıt anlamlısı
Mamak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Mamak
İngilizce: Mamak
Spanish: Mamak
German: Mamak
French: Mamak
Italian: Mamak
Mamak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Mamak hakkında ve içinde Mamak kelimesi geçen, Mamak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: bilmemek ayıp değil, öğrenmemek (sormamak) ayıp
Anlamı: insanın her şeyi bilmemesi kusur değildir ama bilmediği bir işi sorup öğrenmeden yapmaya kalkışması kusurdur.
Atasözü: gidip de gelmemek var, gelip de görmemek (bulmamak) var
Anlamı: uzak bir yere giden kişi dönmeyebilir, dönebilse de ayrılırken bıraktığı yakınlarını bulmayabilir.
Mamak ile ilgili deyimler
Aşağıda Mamak hakkında ve içinde Mamak kelimesi geçen, Mamak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: abdestinden şüphesi olmamak
Anlamı: yaptığı işte kusuru olmadığını kesin olarak bilmek.
Deyim: abdestsiz yere basmamak
Anlamı: dinî kurallara titizlikle bağlı olmak.
Deyim: adı bile okunmamak
Anlamı: birine veya bir şeye hiç önem verilmemek.
Deyim: adı (bile) olmamak
Anlamı: değeri olmamak: Bir baş soğanın da adı mı olurmuş?
Deyim: adımını attırmamak
Anlamı: 1) rahat davranmasını engellemek amacıyla sürekli olarak denetim altında bulundurmak; 2) bir yere girmesine engel olmak.
Deyim: adını ağzına almamak
Anlamı: dargınlık, kırgınlık, kızgınlık vb. sebeple bir kimseden söz etmemek: 'Seniha'nın adını asla ağzıma almıyordum.' -R. N. Güntekin.
Deyim: ağız açtırmamak
Anlamı: çok konuşarak başkalarının söz söylemesine, konuşmasına engel olmak: Yusuf Efendi biçareye ağız açtırmıyordu.
Deyim: ağza almamak
Anlamı: anmamak, sözünü etmemek: 'Tövbekâr olduktan sonra eskiden işlediğimiz günahlar ağza alınmaz.' -H. E. Adıvar.
Deyim: ağzı varmamak
Anlamı: söylemeye, açıklamaya gönlü elvermemek.
Deyim: ağzına yakışmamak
Anlamı: söylemesi ayıp kaçmak, uygun düşmemek, yakışık almamak.
Deyim: ağzında bakla ıslanmamak
Anlamı: sır saklamamak.
Deyim: ağzında yaş kalmamak
Anlamı: bir düşüncesini bir kimseye birçok kez söylemiş olmak.
Deyim: ağzından çıkanı (çıkan sözü) kulağı duymamak (işitmemek)
Anlamı: sözlerini tartmadan söylemek.
Deyim: ağzından çıt çıkmamak
Anlamı: hiçbir şey söylememek.
Deyim: ahını yerde koymamak
Anlamı: öcünü almak: 'Sen öz babanın öcünü alamadın diye o da dedesinin ahını yerde mi koyacaktı?' -N. Hikmet.
Deyim: akarı kokarı olmamak
Anlamı: bilinen herhangi bir eksiği, kusuru bulunmamak: 'Ev bize dar geliyor, çürük çarık, akarı kokarı eksik değil.' -N. Kurşunlu.
Deyim: akıl almamak
Anlamı: inanılacak gibi olmamak, akla uygun gelmemek.
Deyim: akıl bırakmamak
Anlamı: kafa karıştırmak.
Deyim: akıl havsala almamak
Anlamı: akla mantığa sığmamak: 'Artık bu kadarını akıl havsala alamaz.' -R. H. Karay.
Deyim: akla sığmamak
Anlamı: inanılacak gibi olmamak, akla uygun gelmemek: 'Ismarlama bir hükümdar soyu bulmak ve yaratmak pek akla sığacak bir yol görünmüyordu.' -H. C. Yalçın.