Nal TDK Türkçe sözlük anlamı ne demek?
Nal kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Nal hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Nal
Kökeni: "Arapça naʿl" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. At, eşek, öküz vb. yük hayvanlarının tırnaklarına çakılan, ayağın şekline uygun demir parçası
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Atların nal tıkırtıları, demir tekerlek gürültüleri işitildi."
İçinde Nal geçen birleşik ve kökteş kelimeler: nalbant, naldöken, dörtnal, dörtnala
Nal hakkında eş anlamlı kelimeler
Nal eş anlamlısı
nal kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Nal hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Nal zıt anlamlısı
Nal kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Nal
İngilizce: Horse
Spanish: Caballo
German: Hufeisen
French: Cheval
Italian: Cavallo
Nal ile ilgili atasözleri
Aşağıda Nal hakkında ve içinde Nal kelimesi geçen, Nal ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir
Anlamı: mesleğinde ustalığa erişmemiş kimse, ilk denemelerini gözden çıkarılabilecek malzeme üzerinde yapar.
Atasözü: analık fenalık (kara yamalık)
Anlamı: üvey ana fenalık simgesidir.
Atasözü: at ölür meydan (nalı) kalır, yiğit ölür şan (namı) kalır
Anlamı: yaşarken iyi işler yapmalı, iyi bir ad bırakılmaya çalışılmalıdır.
Atasözü: ata binen nalını, mıhını arar
Anlamı: kişi, kullanacağı şeyin ayrıntılarına dikkat etmelidir.
Atasözü: atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz
Anlamı: küçükler büyüklerin yanında hadlerini bilmelidir.
Atasözü: bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır
Anlamı: herhangi bir olayı, bir işi, bir ödevi küçümsememek, önemle ele almak gerekir.
Atasözü: koç yiğit bunalıp ölmez
Anlamı: insanın sıkıntılı zamanı sürüp gitmez, arkasından iyi günler de gelir.
Atasözü: kul sıkışmayınca (daralmayınca, bunalmayınca) Hızır yetişmez
Anlamı: yardım hep en zor anda gelir.
Atasözü: şık şık (çık çık) eden nalçadır, iş bitiren akçedir
Anlamı: değerli nesneye bir yönüyle benzeyen şey, onun yerini asla tutmaz.
Nal ile ilgili deyimler
Aşağıda Nal hakkında ve içinde Nal kelimesi geçen, Nal ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: akla fenalık vermek
Anlamı: çok şaşırtmak, çıldırtmak, zıvanadan çıkarmak: 'Aman ya Rabbi, akla fenalık verecek hadiseler bundan sonra başladı.' -R. H. Karay.
Deyim: analı kuzu, kınalı kuzu
Anlamı: 1) her işi yolunda giden; 2) annesi sağ olan çocukların mutluluğunu anlatan bir söz.
Deyim: aşinalık göstermek
Anlamı: ilgilenmek, tanıdığını belli etmek.
Deyim: at nalı kadar
Anlamı: alay pek büyük (nişan, madalya, elmas, plaka vb. şeyler).
Deyim: danalar gibi bağırmak (böğürmek)
Anlamı: çok kuvvetle bağırmak, haykırmak.
Deyim: deli dana (danalar) gibi dönmek
Anlamı: ne yapacağını bilemeyerek şaşkınca davranmak.
Deyim: deve nalbanda bakar gibi
Anlamı: alay hiç görmediği, bilmediği bir şeye bakar gibi.
Deyim: dörtnala kaldırmak
Anlamı: dörtnal koşturmaya başlamak: Atı dörtnala kaldırdı.
Deyim: dörtnala kalkmak
Anlamı: dörtnal koşmak: 'Atlar bazen dörtnala kalkıyor, bazen tırısa geçiyordu.' -R. Enis.
Deyim: fenalık etmek
Anlamı: kötülük etmek, kötülükte bulunmak: 'Bilmeyerek sütnineciğime ve kendime büyük bir fenalık etmiştim.' -R. N. Güntekin.
Deyim: fenalık geçirmek (gelmek veya çökmek)
Anlamı: kendini bilmeyecek veya bayılacak bir duruma gelmek: 'Ben biraz fenalık geçirdim de eczaneden rica ettik.' -B. Felek.
Deyim: finale kalmak
Anlamı: şampiyonu belirleyecek son yarışmaya katılma hakkını kazanmak.
Deyim: hem nalına hem mıhına (vurmak)
Anlamı: karşıt olan iki yanı desteklemek: 'Demokrasi ve adalet konusunda, hem nalına hem mıhına, bir başyazı düşünmüştü.' -A. İlhan.
Deyim: içine fenalık gelmek (basmak)
Anlamı: ruhu daralmak, sıkılıp bunalmak: 'İçine fenalıklar basmaya başladı; bir kere rezil olmuşlardı mahalleye.' -A. Kulin.
Deyim: (iş) üç nalla bir ata kaldı
Anlamı: eline önemsiz bir imkân geçtiğinde büyük işlerin düşüne kapılanlar için söylenen bir söz.
Deyim: işi üç nalla bir ata kalmak
Anlamı: eline önemsiz bir imkân geçtiğinde büyük işlerin düşüne kapılanlar için söylenen bir söz.
Deyim: kaynanalık taslamak
Anlamı: kaynana gibi davranmak: 'Hani kayınvalidem olsa, canım yanmayacak ama bana sürekli kaynanalık taslayan hanım, kocamın anası bile değil.' -A. Kulin.
Deyim: kına (kınalar) yakmak (koymak, sürmek, vurmak, yakınmak, yakılmak)
Anlamı: 1) kınayı su ile karıştırıp bulamaç kıvamına getirerek boyanacak yere sürmek: 'Bazıları bütün ele, avuçlara değil, yalnız bir tek parmağın baş kısmına kına koyarlardı ki buna yüksük kına tabir olunurdu.' -R. H. Karay. 2) mec. birinin uğradığı kötü duruma çok sevinmek.
Deyim: nal deyip mıh dememek
Anlamı: bir düşüncede direnmek.
Deyim: nal toplamak
Anlamı: 1) at, yarışta sonlara kalmak veya sonuncu olmak; 2) mec. herhangi bir alanda geride kalmak.