öf TDK Türkçe sözlük anlamı ne demek?
öf kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, öf hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: öf
Anlamlar:
1. Usanç, bezginlik, tiksinti vb. duygular anlatan bir söz
Özelliği / Tipi / Türü: ünlem
Örnek: "Öf, ne kaba adam! Öf, ne pis koku!"
öf hakkında eş anlamlı kelimeler
öf eş anlamlısı
öf kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
öf hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
öf zıt anlamlısı
öf kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
öf ile ilgili 2 örnek cümle
"öf" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "öf" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Öf, ama zor iş!
2. Of, çok acıdı. Of, bundan kurtuluş yok mu?
Diğer dillerde öf
İngilizce: öf
Spanish: De
German: öf
French: De
Italian: Di
öf ile ilgili atasözleri
Aşağıda öf hakkında ve içinde öf kelimesi geçen, öf ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: her zaman eşek ölmez, on köfte on paraya olmaz
Anlamı: istenilen şeyi kolayca elde etme imkânı ortaya çıkınca fırsat kaçırılmamalıdır.
Atasözü: öfke baldan tatlıdır
Anlamı: öfkeye kapıldığında bağırıp çağırmak insanı rahatlatır.
Atasözü: öfke ile kalkan ziyanla (zararla) oturur
Anlamı: öfkesine kapılarak iş gören sonunda güç duruma düşer.
öf ile ilgili deyimler
Aşağıda öf hakkında ve içinde öf kelimesi geçen, öf ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: (birinden) öfkesini çıkarmak (almak)
Anlamı: öfkeli kişi haksız yere ilgisiz birine çatmak: 'Evde önüne gelenin öfkesini kendisinden çıkarmasına alışıktı.' -N. Cumalı. 'Adamı pataklamadan bırakmazdım, pataklamadıkça öfkemi alamazdım.' -R. H. Karay.
Deyim: (birinin) öfke topuklarına çıkmak
Anlamı: çok öfkelenmek.
Deyim: neler de neler, maydanozlu köfteler
Anlamı: alay 'akla gelmedik şaşılacak şeyler' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: öfke yüzü göstermek
Anlamı: çok sinirlendiğini belli etmek: 'Hayatında kimseye sert muamele etmedi ve öfke yüzü göstermedi.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: öfkeden deliye dönmek
Anlamı: fazla sinirlenmek: 'Torununu gizlice tavan arasında saklamakta olduğunu öğrendiğinde öfkeden deliye dönmüştü.' -A. Kulin.
Deyim: öfkesi başına sıçramak (çıkmak, vurmak)
Anlamı: çok öfkelenmek.
Deyim: öfkesi kabarmak
Anlamı: çok kızmak, sakinleşmişken yeniden öfkelenmek, tekrar sinirlenmek.
Deyim: öfkesini kusmak
Anlamı: kızgınlıkla ağır hakaret etmek.
Deyim: öfkesini yenmek
Anlamı: iradesini kullanarak öfkesini gidermek.
Deyim: öfkeye kapılmak
Anlamı: çok sinirlenmek, kızmak, hiddetlenmek: 'Siz gelin de böyle bir adamın herhangi bir öfkeye kapılacağını tahmin edin.' -Y. K. Karaosmanoğlu.