önü ne demek? önü anlamı nedir?
önü kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, önü hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: önü
Anlamlar:
önü hakkında eş anlamlı kelimeler
önü eş anlamlısı
önü kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Önsüz
önü hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
önü zıt anlamlısı
önü kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
önü ile ilgili 1 örnek cümle
"önü" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "önü" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Dün onu aradık bulamadık
Diğer dillerde önü
İngilizce: Front
Spanish: Delantero
German: Vorne
French: Devant
Italian: Anteriore
önü ile ilgili atasözleri
Aşağıda önü hakkında ve içinde önü kelimesi geçen, önü ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: acemi katır kapı önünde yük indirir
Anlamı: beceriksiz ve anlayışsız kişi kendisine yaptırılan işi en önemli yerinde bırakır.
Atasözü: armudun önü kirazın sonu
Anlamı: armut ilk çıktığında, kiraz da biteceği zaman yenilmeli.
Atasözü: arslan postunda gönül dostunda
Anlamı: her şey kendi yerinde değer kazanır.
Atasözü: aslan postunda, gönül dostunda
Anlamı: canlı, cansız her şeyin bir yakışığı vardır, insan onları bu durumda görmek ister.
Atasözü: bir dönüm güzlük on dönüm yazlığa bedeldir
Anlamı: sonbaharda ekilen bir dönümlük yerden, yazın ekilen on dönümlük yerin ürünü kadar ürün alınır.
Atasözü: dağ başına harman yapma, savurursun yel için; sel önüne değirmen yapma, öğütürsün sel için
Anlamı: yapacağın iyi bir işi, sonunu hesaplamadan yapma.
Atasözü: deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz
Anlamı: her denizde az çok dalga bulunduğu gibi her gönülde de bir sevda vardır.
Atasözü: el vergisi, gönül sevgisi
Anlamı: bize bir şey verene, armağan edene karşı gönlümüzde sevgi uyanır.
Atasözü: er kocar, gönül kocamaz
Anlamı: kişi ihtiyarlar ama gönlü taze kalır, sevgisi eksilmez.
Atasözü: gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz
Anlamı: kolay kolay onarılamayacağı için bir kimsenin özellikle de dostlarımızın gönlünü kırmamaya özen göstermeliyiz.
Atasözü: gönül ferman dinlemez
Anlamı: gönül sevdiğinden asla vazgeçmez.
Atasözü: gönül kimi severse güzel odur
Anlamı: güzellik anlayışı kişiden kişiye değişir.
Atasözü: gönül kocamaz
Anlamı: insanlar yaşlansalar da gönüllerindeki sevgi ve istekler tazeliğini yitirmez.
Atasözü: gönül var otluğa, gönül var bokluğa (konar)
Anlamı: iyi ve güzel şeyleri seven yüksek ruhlu insanlar olduğu gibi kötü ve pis şeylerden hoşlanan aşağılık insanlar da vardır.
Atasözü: gönül verme evliye, eve gider unutur
Anlamı: bir kadın, evli bir erkeğe gönlünü kaptırmamalıdır.
Atasözü: gönülden gönle yol vardır
Anlamı: sevgi karşılıklıdır.
Atasözü: gönüller bir olunca samanlık seyran olur
Anlamı: birbirini sevenler için zenginlik önemli değildir.
Atasözü: gönülsüz namaz göğe ağmaz
Anlamı: isteksiz yapılan bir işten hayır gelmez.
Atasözü: gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş
Anlamı: istenmeyerek yapılan işlerden kötü sonuçlar ortaya çıkar.
Atasözü: göz görmeyince gönül katlanır
Anlamı: yakınımızda bulunmayanların özlemine, acısına daha kolay dayanabiliriz.
önü ile ilgili deyimler
Aşağıda önü hakkında ve içinde önü kelimesi geçen, önü ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: (bir şeyin) önünü almak
Anlamı: önlemek: 'En ucuz şekilde bu fesadın önünü almak için ne yapmak lazımsa söyleyiniz.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: (birini) gönülden çıkarmamak
Anlamı: sevilen kimseyi unutmamak.
Deyim: (birinin) gözü önünde
Anlamı: yanında, yakınında: 'Çocukluğundan beri onun bir siniri de aydınlıkta başkasının gözü önünde uyumaktı.' -R. N. Güntekin.
Deyim: (birinin önünde, yanında) perende atamamak (atılmamak)
Anlamı: 1) herhangi bir konuda birinden aşağı, beceriksiz olmak; 2) oyun çevirememek, aldatamamak.
Deyim: dolap beygiri gibi dönüp durmak (dolaşmak)
Anlamı: dar bir çevrede hep aynı işi yapmak: 'Bir dolap beygiri gibi dönüp dolaşarak ağaçları, çiçekleri sulardım.' -R. N. Güntekin.
Deyim: dönüp dolaşmak
Anlamı: 1) uzun süre gezmek; 2) mec. arayış içinde olmak, her çareye başvurmak: 'Yirmi sene hep aynı renkler içinde dönüp dolaştık.' -B. R. Eyuboğlu.
Deyim: dönüp geriye bakmak
Anlamı: eskiyi hatırlamak, geçmişi gözden geçirmek: 'Şimdi dönüp geriye baktığımda ne görüyorum? Kimi insanlar hayatımızı bir karikatüre çevirmek için ellerinden geleni yapıyorlar.' -S. Dölek.
Deyim: dönüşü olmayan yola girmek
Anlamı: asla bırakılmayacak, vazgeçilmeyecek bir durumda olmak: 'Artık ok yaydan çıkmış sayılırdı, dönüşü olmayan bir yola girdikleri kesindi.' -O. Aysu.
Deyim: ete kemiğe dönüştürmek (büründürmek)
Anlamı: canlandırmak: 'Aşkımemnu'da Firdevs Hanım'ı inanılmaz bir başarıyla ete kemiğe dönüştürmüş.' -S. İleri.
Deyim: gönül açmak
Anlamı: insanın iç sıkıntısını gidermek, iç açmak.
Deyim: gönül akıtmak
Anlamı: âşık olmak, sevmek.
Deyim: gönül avlamak
Anlamı: huyunu suyunu yakından bilerek olumlu davranışta bulunmak, tavlamak: 'İstanbul'un yetiştirdiği mizaçtan anlar, gönül avlamasını bilir dalkavuklardan biriydi.' -A. Ş. Hisar.
Deyim: gönül avutmak
Anlamı: hoşça vakit geçirmek: 'Gözünü ve gönlünü avutmak için türlü hoppalıklar yapıyordu.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: gönül bağlamak
Anlamı: severek bağlanmak, içten sevmek, âşık olmak: 'Gözlerin kızarmış, niye ağladın? / Bir başkasına mı gönül bağladın?' -Y. Z. Ortaç.
Deyim: gönül birliği etmek
Anlamı: duygusal anlamda tam bir uyum içinde olmak.
Deyim: gönül bulandırmak
Anlamı: 1) mide bulandırmak; 2) mec. kuşkulandırmak; 3) mec. rahatsız etmek: 'Haberler iyi değil, rivayetler gönlümü bulandırıyor, sürgünmüş, göz hapsiymiş, estek köstek.' -A. İlhan.
Deyim: gönül çekmek
Anlamı: sevdalı olmak: 'Henüz bu yaşta, zavallı çocuk gönül çekmek nedir, bir büyük adam gibi biliyor ve bir büyük adam gibi yarasının acısını kimseye sır vermeyerek taşıyor.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: gönül eğlendirmek
Anlamı: geçici bir ilgi ve sevgi göstererek hoşça vakit geçirmek: 'O bizim arkadaşı oraya dilber Çingene kızları ile gönlünü eğlendirmeye gelmiş paralıca bir delikanlı sanıyordu.' -O. C. Kaygılı.
Deyim: gönül gezdirmek
Anlamı: hlk. seçmek için aklından birçok şey geçirmek.
Deyim: gönül (gönlünü) almak
Anlamı: 1) sevindirmek; 2) kırılan bir kimseyi güzel bir davranışla hoşnut etmek: 'Bu oğlanı amcama itmek doğru değil, bir ara gönlünü almalı.' -A. Ümit.