Siz nedir? Siz ne demek?
Siz kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Siz hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Siz
Anlamlar:
1. Çokluk ikinci kişi zamiri
Özelliği / Tipi / Türü: Zamir
2. Bir kişiye saygı ve incelik belirtisi olarak kullanılan bir seslenme sözü
İçinde Siz geçen birleşik ve kökteş kelimeler: sizli bizli
Siz hakkında eş anlamlı kelimeler
Siz eş anlamlısı
siz kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Siz hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Siz zıt anlamlısı
Siz kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Siz
İngilizce: You
Spanish: Usted
German: Sie
French: Vous
Italian: Si
Siz ile ilgili atasözleri
Aşağıda Siz hakkında ve içinde Siz kelimesi geçen, Siz ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: abdestsiz sofuya namaz mı dayanır
Anlamı: kurallara, koşullara uyulmadıktan sonra bir sürü iş yapılabilir.
Atasözü: baskısız yongayı yel alır; sahipsiz tarlayı sel alır
Anlamı: kontrol altında bulundurulmayan veya gereği gibi korunmayan gençler kötü yollara sürüklenebilirler.
Atasözü: davetsiz gelen döşeksiz oturur
Anlamı: çağrılmadan bir yere giden kimse iyi bir ağırlanma beklememelidir.
Atasözü: davetsiz yere kedilerle köpekler gider
Anlamı: bir yere çağrılmadan gitmek, kişiyi aşağılatan bir davranıştır.
Atasözü: delilsiz cennete bile girilmez
Anlamı: kişinin istediği şeyi elde edebilmesi için bir yol gösterenin olması gerekmektedir.
Atasözü: dertsiz baş (kul) olmaz
Anlamı: derdi olmayan kimse yoktur, az çok herkesin derdi vardır.
Atasözü: dertsiz baş terkide gerek
Anlamı: bir kişi ancak öldükten sonra dertten kurtulabilir.
Atasözü: dikensiz gül olmaz
Anlamı: iyi veya güzel olan her şeyin az çok sıkıntı veren bir yanı da bulunur.
Atasözü: dilsizin dilinden anası anlar
Anlamı: başkalarının kolay kolay anlayamadıkları şeyi, her gün onunla uğraşan kimse çok kolay anlar.
Atasözü: dinsizin hakkından imansız gelir
Anlamı: acımasız olan kişiyi, kendisinden daha acımasız biri yola getirir.
Atasözü: edebi edepsizden öğren
Anlamı: edepsizin yaptığı işlerin yapılmaması gereken işler olduğunu düşünmekle doğru yolu bulmuş, böylece edebi edepsizden öğrenmiş olursun.
Atasözü: gailesiz baş, yerin altında
Anlamı: herkesin bir sıkıntısı vardır, bu sıkıntılar ancak ölümle biter.
Atasözü: gül dikensiz olmaz
Anlamı: iyi veya güzel olan her şeyin az çok sıkıntı veren bir yanı da bulunur.
Atasözü: hekimsiz, hâkimsiz memlekette oturma
Anlamı: sağlığın güvencesi hekim, toplumun güvencesi hâkimdir, bu iki güvencenin bulunmadığı yerde yaşamak zordur.
Atasözü: kambersiz düğün olmaz
Anlamı: her toplantıda veya her işin içinde bulunmak merakında olanlar için yarı sitem, yarı şaka olarak söylenen bir söz.
Atasözü: kasavetsiz ağız anahtarsız açılır
Anlamı: sıkıntısı, kaygısı olmayan kimse, her konuda rahat konuşur.
Atasözü: kısmetsiz köpek, sabaha karşı uyuyakalır
Anlamı: Tanrı kendisine kısmet vermemiş olan yaratık, yararlanılacak şeyi elde etmek kolaylaştığı zaman, başka bir işle uğraştığı için bundan yoksun kalır.
Atasözü: köpeksiz köy bulmuş da çomaksız (değneksiz) geziyor
Anlamı: kendisine engel olacak, karşı çıkacak kimse olmadığı için istediği gibi davranıyor.
Atasözü: köpeksiz sürüye (köye) kurt girer (iner)
Anlamı: koruyucusuz kalan yere veya ülkeye düşman girer.
Atasözü: mürüvvetsiz adam, suyu çekilmiş değirmene benzer
Anlamı: cömert olmayan, iyilik yapmaktan hoşlanmayan biri, içinde yaşadığı toplum için bir değer taşımaz.
Siz ile ilgili deyimler
Aşağıda Siz hakkında ve içinde Siz kelimesi geçen, Siz ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: abdestsiz yere basmamak
Anlamı: dinî kurallara titizlikle bağlı olmak.
Deyim: boş kile dipsiz ambar
Anlamı: dipsiz kile boş ambar.
Deyim: çaresiz kalmak
Anlamı: çözüm yolu, çıkar yolu bulamamak: 'Köyde kim çaresiz kalırsa, kimin işi bozulursa İstanbul yolunu tutar.' -Ö. Seyfettin.
Deyim: denli densiz söz söylemek
Anlamı: uygunsuz, yakışıksız ve saygısız sözler söylemek.
Deyim: dertsiz başını derde sokmak
Anlamı: bir derdi yokken gereksiz yere üzüntü veren bir işe girişmek.
Deyim: desteksiz atmak
Anlamı: abartılı konuşmak, yalan söylemek.
Deyim: dipsiz kile, boş ambar
Anlamı: para, mal tutmayanın durumunu veya bir iş için boş yere uğraşıldığını anlatan bir söz: 'Politika ne nankör bir meslek, ne dipsiz kile, boş ambar imiş.' -R. H. Karay.
Deyim: fenersiz yakalanmak
Anlamı: beklenmedik bir zamanda istenmeyen bir durumla karşılaşmak.
Deyim: ferman sizin
Anlamı: 'siz nasıl isterseniz öyle olsun' anlamında kullanılan bir söz.
Deyim: gereksiz görmek
Anlamı: lüzum görmemek: 'Ona danışmayı gereksiz görerek Sevim'e yöneldi.' -N. Cumalı.
Deyim: güvensizlik duymak
Anlamı: güvenmemek: 'Dikkatle dinlemiyordu bu haberleri. Aksine gittikçe artan bir güvensizlik duyuyordu söylenen sözlere.' -N. Cumalı.
Deyim: hakikatsiz çıkmak
Anlamı: yakınlığı ve bağlılığı sürekli olmamak: Dost bildiğim insan hakikatsiz çıktı.
Deyim: iraptan mahalsiz
Anlamı: hiçbir değeri ve önemi yok.
Deyim: izi belirsiz olmak
Anlamı: iz bırakmadan ortadan çekilmek.
Deyim: mecalsiz düşmek
Anlamı: güçsüzleşmek, takati kalmamak: 'Bir aralık kadının mecalsiz düştüğünü fark ettiler.' -R. H. Karay.
Deyim: mesnetsiz atmak
Anlamı: dayanağı olmadan konuşmak.
Deyim: ne idiği belirsiz
Anlamı: ne olduğu, soyu sopu belirsiz: 'Ben âdeta bu ne idiği belirsiz herife gittikçe ısınıyorum.' -O. C. Kaygılı.
Deyim: ölüm sessizliği çökmek
Anlamı: yoğun ve derin bir sessizlik kaplamak: 'Masanın başına oturduğum zaman ortalığa gerçekten ölüm sessizliği çöktü.' -R. N. Güntekin.
Deyim: sadakatsizlik göstermek
Anlamı: sadakatsiz olduğunu ortaya koymak, açıklamak: 'Ama kendi hesabına sadakatsizlik göstermemişti.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: sebepsiz kalmak
Anlamı: yoksul bir duruma düşmek.