Ski kelimesinin anlamı ne demek?
Ski kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Ski hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Ski
Kökeni: "İngilizce ski" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.
Anlamlar:
1. Kayak
Özelliği / Tipi / Türü: Isim - Spor
Örnek: "Sokaktan sırtlarında skileriyle birkaç sporcu gülüşerek geçmiş."
Ski hakkında eş anlamlı kelimeler
Ski eş anlamlısı
ski kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : kayak
Ski hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Ski zıt anlamlısı
Ski kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Sonuç bulunamadı!
Diğer dillerde Ski
İngilizce: Ski
Spanish: Esquiar
German: Ski
French: Ski
Italian: Sci
Ski ile ilgili atasözleri
Aşağıda Ski hakkında ve içinde Ski kelimesi geçen, Ski ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: baş sallamakla kavuk eskimez
Anlamı: bir kimsenin suyuna gitmekten, söylediklerine 'evet, peki' demekten zarar gelmez.
Atasözü: domuz derisi post olmaz eski düşman dost olmaz
Anlamı: birçok nedenin birbirini izlemesiyle sürüp gelmiş olan eski düşmanlık, dostluğa dönüştürülemez.
Atasözü: el üstünde gömlek eskimez
Anlamı: eğreti olarak alınan şey, dikkatle korunur; bir süre sonra olduğu gibi geri verilir.
Atasözü: eski çamlar bardak oldu
Anlamı: devir değişti, eski tutumların değeri kalmadı.
Atasözü: eski dost düşman olmaz olsa da dürüst olmaz
Anlamı: aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ oluşmadığı için bu durum söz konusu değildir.
Atasözü: eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez
Anlamı: aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ oluşmadığı için bu durum söz konusu değildir.
Atasözü: eski düşman dost olmaz
Anlamı: birçok nedenin birbirini izlemesiyle sürüp gelmiş olan eski düşmanlık, dostluğa dönüştürülemez.
Atasözü: eskisi olmayanın yenisi (acarı) olmaz
Anlamı: yeni bir şey edinildiğinde eskisi hemen elden çıkarılmamalıdır.
Atasözü: eskiye rağbet (itibar) olsaydı bitpazarına nur yağardı
Anlamı: her şeyin yenisi sevilir.
Atasözü: her şeyin yenisi, dostun eskisi
Anlamı: dostluk eskidikçe güç ve değer kazanır.
Atasözü: keskin sirke küpüne (kabına) zarar
Anlamı: öfkeli, sert kimsenin zararı kendisinedir.
Atasözü: keskin zekâ keramete kıç attırır
Anlamı: zeki kimse, bir işin nereye varacağını keramet sahibi kimseden daha iyi bilir.
Atasözü: kuru gayret çarık eskitir
Anlamı: bir iş rastgele bir çabayla değil amaca doğru planlı bir biçimde yürümekle başarılır.
Atasözü: müflis bezirgân eski defterleri karıştırır
Anlamı: 1) tüccar züğürtleyince, belki bir kimsede alacağım kalmıştır diye eski defterlerini gözden geçirir; 2) vaktiyle önemli işler yapmış olanlar, düşkünlüklerinde eski durumlarını anarak, anlatarak avunmaya çalışırlar.
Atasözü: şaraptan bozma sirke keskin olur
Anlamı: sonradan azan kişi, eskiden beri yolunu şaşırmış kimseden daha azgın olur.
Atasözü: tüccar züğürtleyince eski defterleri karıştırır
Anlamı: 1) tüccar züğürtleyince, belki bir kimsede alacağım kalmıştır diye eski defterlerini gözden geçirir; 2) vaktiyle önemli işler yapmış olanlar, düşkünlüklerinde eski durumlarını anarak, anlatarak avunmaya çalışırlar.
Atasözü: yerine düşmeyen gelin yerine yerine, boyuna düşmeyen esvap sürüne sürüne eskir
Anlamı: kendine uygun bir evlilik yapamayan kız yerine yerine helak olur, boya göre dikilmemiş elbise de yerde sürünerek yıpranır gider.
Atasözü: yerini bilmeyen, yılda bir kat urba eskitir
Anlamı: hangi alanda çalışabileceğini önceden iyi kestirememiş olan kişi sık sık yer ve iş değiştirme yüzünden hayli zarar görür.
Atasözü: züğürt bezirgân eski defterleri karıştırır
Anlamı: 1) tüccar züğürtleyince, belki bir kimsede alacağım kalmıştır diye eski defterlerini gözden geçirir; 2) vaktiyle önemli işler yapmış olanlar, düşkünlüklerinde eski durumlarını anarak, anlatarak avunmaya çalışırlar.
Atasözü: züğürtleyen bezirgân, eski defterleri yoklar
Anlamı: 1) tüccar züğürtleyince, belki bir kimsede alacağım kalmıştır diye eski defterlerini gözden geçirir; 2) vaktiyle önemli işler yapmış olanlar, düşkünlüklerinde eski durumlarını anarak, anlatarak avunmaya çalışırlar.
Ski ile ilgili deyimler
Aşağıda Ski hakkında ve içinde Ski kelimesi geçen, Ski ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: bir gömlek fazla eskitmiş olmak
Anlamı: birinden daha yaşlı ve daha görmüş geçirmiş olmak.
Deyim: dili kılıçtan keskin
Anlamı: kırıcı ve ağır konuşan.
Deyim: dokuz yorgan eskitmek (paralamak)
Anlamı: çok uzun yaşamak.
Deyim: eski ağza yeni taam
Anlamı: turfanda bir şey yenilirken söylenen söz.
Deyim: eski defterleri kapatmak
Anlamı: eski olayları yeniden ele almamak: 'O, eski defterleri çoktan kapatmış, Osmanlıya kucağını açmıştı.' -T. Buğra.
Deyim: eski defterleri yoklamak (karıştırmak)
Anlamı: bir yarar umarak veya başka bir amaçla eski olayları yeniden ele almak.
Deyim: eski hamam eski tas
Anlamı: 'hiçbir şeyi değişmemiş, eski durumunda kalmış' anlamında kullanılan bir söz: 'Bereket versin, işi kuru gürültüden ileri gitmediği, her şeyin eski hamam eski tas kaldığı çabuk anlaşıldı.' -K. Tahir.
Deyim: eski hayratı da berbat etmek
Anlamı: bir işi daha iyi bir duruma sokmaya çalışırken büsbütün bozmak.
Deyim: eski kimliğine bürünmek
Anlamı: önceki düşüncelerine dönmek: 'Unutmak istediğim eski kimliğime bürünüvermiştim.' -O. Pamuk.
Deyim: eski köye yeni âdet getirmek
Anlamı: alışılmamış, yadırganan bir yeniliği yapmaya kalkışmak.
Deyim: eski kulağı kesiklerden olmak
Anlamı: görmüş geçirmiş, çok deneyimli olmak.
Deyim: eskisi kadar (gibi)
Anlamı: eskiden olduğu gibi, eskiden olduğu biçimde: 'Doğal güzellikler artık eskisi gibi turist çekmiyor.' -N. Cumalı.
Deyim: eskisini aratmamak
Anlamı: yenisi eskisinin yerini doldurabilmek, yokluğunu sezdirmemek.
Deyim: gömlek eskitmek
Anlamı: deneyim kazanmış olmak.
Deyim: kafa eskitmek
Anlamı: zihni yoran sorunlarla sürekli uğraşmak: 'Ne gücünü aşan meseleler için çene yormaya, kafa eskitmeye niyeti vardı ne de kendi başarısızlıkları için suçlu aramaya...' -T. Buğra.
Deyim: pabuç eskitmek (paralamak)
Anlamı: bir iş için bir yere çok gidip gelmek, işi takip etmek.