Sokak röportajındaki sözleri nedeniyle tutuklanan Dilruba K.’nın avukatları konuştu: “Tutuklama vatandaşların mikrofonlara konuşmaması için yapıldı”


Google News

Yayınlama: 1 ay önce

Okuma süresi: 3 dakika

Sokak röportajında kullandığı sözler nedeniyle "cumhurbaşkanına hakaret" ve "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçlarından tutuklanan Dilruba

İfade Özgürlüğü Mü, Suç Mu? Dilruba K. Davası: "Sokak Röportajlarında Vatandaşlar Konuşmamalı Mı?"

İzmir'de "Tüylü Mikrofon" isimli YouTube kanalına sokak röportajı verirken kullandığı sözler nedeniyle "cumhurbaşkanına hakaret" ve "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçlarından tutuklanan Dilruba K.'nın avukatları, tutuklama kararına itiraz ettiklerini ve kararın "sokak röportajlarında vatandaşların mikrofonlara konuşmamasını sağlamaya yönelik" olduğunu savundu.

Dilruba K., Instagram'a erişim engeli getirilmesiyle ilgili yorumları nedeniyle 10 Ağustos sabahı gözaltına alınmış ve İzmir Adliyesi'ne sevk edilmişti. Nöbetçi mahkemeye çıkarılan Dilruba K., "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Avukatlar: "Konuşma İfade Özgürlüğü Kapsamında, Tutuklama Anayasaya Aykırı"

Dilruba K.'nın avukatlarından Hüseyin Yıldız, "Konuşmada Cumhurbaşkanlığı'na hakaret yok, 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama' suçu da yok. Bazı cümleler kaba ve istenmeyen sözler ama nihayetinde halkı kin ve düşmanına tahrik veyahut alenen aşağılama suçunun oluşabilmesi için belli başlı birtakım hukuki unsurların bir arada olması gerekiyor. Bu da yok dosyamızda" dedi. Yıldız, konuşmanın ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu belirterek tutuklama kararının farklı bir amaca hizmet ettiğini iddia etti: "Sokak röportajlarında uzatılan mikrofonlara vatandaşların konuşmamasını sağlamaya yönelik yapılmış bir tutuklama olarak görüyorum bunu."

Yıldız, "İtiraz edeceğiz, unsurları oluşmayan suçlardan dolayı tutuklama kararı verilemez. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) birçok kararı var bu yönde." diye ekledi.

Dilruba K.'nın diğer avukatı Elif Aktaş Yaka ise: "Verilen kararın hukuka uygun olmadığı ve tahliyesinin derhal gerçekleşmesi gerektiği kanaatindeyiz. Müvekkilin ifadeleri, ifade özgürlüğü ve ifade özgürlüğünün uzantısı olan eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilmeli. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. Düşünce ve ifade özgürlüğü Anayasa'nın 26/1 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesinde düzenlenmiştir." dedi.

Yaka, Anayasa'nın 26. maddesinin 1. fıkrasını hatırlatarak, "Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar" düzenlemesine değindi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesine vurgu yapan Yaka, "Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar" yönündeki yasal düzenlemeyi hatırlattı.

Avukatlar, Dilruba K.'ya isnat edilen suçların tutukluluk için gerekli katalog suçlardan olmadığını ve tutuklama kararının AİHM ve AYM kararlarına açıkça aykırı olduğunu savundu.

Dilruba K., Instagram'a erişim engeliyle ilgili "21. yüzyılın göbeğinde kalkıp da parlamenter sistemden çıkıp, koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni kalkıp da tek bir adama verirsek, o da böyle babasının çiftliği gibi, ahırı gibi kullanır. Kendi Instagram'ı açık bir şekilde cuma mesajları yayımlıyor. Ve hatta bunu destekleyenler de var: 'Tabii ki kullanacak tabii ki açacak' diye. Bu dediğim yanlış da anlaşılabilir başka yerlere de gidebilir. Hiç umurumda değil" sözlerini kullanmıştı.

Dilruba K. davası, ifade özgürlüğü sınırlarının nerede çizildiği, "cumhurbaşkanına hakaret" ve "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçlamalarının nasıl yorumlandığı ve sokak röportajlarında vatandaşların fikirlerini özgürce ifade etme hakkı konusunda önemli tartışmalara yol açıyor. Hukukçular, davayı yakından takip ediyor ve kararın hem ifade özgürlüğünün geleceği hem de adalet sisteminin işleyişi açısından önemli sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor.


Yorumlar

Yorum Yap
Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.