Taban kısaca kelime anlamı ne demek?
Taban kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Taban hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Taban
Anlamlar:
1. Ayağın alt yüzü, aya
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
2. Üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, tavan karşıtı
3. Ayakkabının alt bölümü
4. Kaide
5. Bir şeyin en alt bölümü
6. Değerlendirmede en alt derece
7. Bir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, yönetime katılmadan etkili olan kitle
Örnek: "Partinin tabanının istekleri doğrultusunda..."
8. Temel
9. Bir ırmağın en derin olan orta yeri
Özelliği / Tipi / Türü: Coğrafya
10. Dikey duran direk, çubuk, seren vb.nin alt bölümü
Özelliği / Tipi / Türü: Denizcilik
11. Bir cismin veya bir biçimin yüksekliğini ölçmek için aşağıdan yukarıya doğru başlama noktası olarak alınan yüzey veya çizgi, kaide
Özelliği / Tipi / Türü: Matematik
Örnek: "Piramidin tabanı. Üçgenin tabanı."
12. Üslü sayılarda kuvveti alınan sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır
Özelliği / Tipi / Türü: Matematik
13. Tarlanın düz ve verimli kesimi
Özelliği / Tipi / Türü: Halk ağzında
14. Kılıç vb. yapımında kullanılan iyi cins demir
Özelliği / Tipi / Türü: Eskimiş
İçinde Taban geçen birleşik ve kökteş kelimeler: taban basma, taban düzeyi, taban fiyatı, taban halısı, taban lağımı, tabanvay, tabanı yarık, baştaban, daltaban, düztaban, karataban, ad tabanı, ayak tabanı, devetabanı, fiil tabanı, isim tabanı, veri tabanı
2. Huy bakımından
Özelliği / Tipi / Türü: Zarf - Eskimiş
3. Yaradılıştan
Taban hakkında eş anlamlı kelimeler
Taban eş anlamlısı
taban kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : kaide, aya, temel, yaradılıştan
Taban hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Taban zıt anlamlısı
taban kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : tavan
Taban ile ilgili 2 örnek cümle
"Taban" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Taban" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Ürün taban fiyatı belli olmadı
2. Partinin tabanı koalisyon istemiyor
Diğer dillerde Taban
İngilizce: Base
Spanish: Basar
German: Basis
French: Base
Italian: Base
Taban ile ilgili atasözleri
Aşağıda Taban hakkında ve içinde Taban kelimesi geçen, Taban ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: kalp kazanır, kaltaban gönenir
Anlamı: iş becerme yeteneği bulunmayan kişi, düzenbazın kendisine yutturduğu şeyi kazanç sanır.
Atasözü: kırk gün taban eti, bir gün av eti
Anlamı: avcılar bir av avlayabilmek için dağ demez, taş demez, günlerce taban teperler.
Taban ile ilgili deyimler
Aşağıda Taban hakkında ve içinde Taban kelimesi geçen, Taban ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: taban çıkmak (girmek, koymak)
Anlamı: futbolda topla oynayan oyuncunun hareketini engellemek için doğrudan doğruya tabanla müdahale etmek.
Deyim: taban tabana zıt (olmak)
Anlamı: birbirine son derece aykırı: 'Hiç değilse bir gazetemiz, bizim fikirlerimizle taban tabana zıt olacaktır.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: taban tepmek (patlatmak)
Anlamı: uzun yol yürümek: 'Her akşam gazete başına kırk para kazanmak için şehrin dört bir köşesinden buraya kadar taban tepmek...' -R. N. Güntekin.
Deyim: taban yapmak
Anlamı: ekon. fiyat, en aşağı duruma düşmek.
Deyim: tabana kuvvet
Anlamı: bir yere yayan gitmekten başka çare olmadığını anlatan bir söz: Haydi bakalım, tabana kuvvet!
Deyim: tabana kuvvet kaçmak
Anlamı: çok hızlı, koşarak kaçmak: 'Sanki yerden taş aldığımı, hayır eğildiğimi görmüş gibi tabana kuvvet kaçıyor.' -S. F. Abasıyanık.
Deyim: tabancaya davranmak
Anlamı: ateş etmek için tabancayı bulunduğu yerden almaya kalkışmak: 'Tabancasına davranmaya vakit kalmadan sıkışıverdi kalabalığın ortasına.' -Ç. Altan.
Deyim: tabanları kaldırmak
Anlamı: koşarak kaçmak: 'Ziver sanki canı çok yanmışçasına -Vay anam- diye bir çığlık kopardı ve tabanları kaldırıp kaçıyor gibi yaptı.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: tabanları patlamak
Anlamı: çok yürümekten, çok ayakta durmaktan aşırı yorulmak.
Deyim: tabanları yağlamak
Anlamı: alay 1) uzak bir yere yayan gitmeye hazırlanmak; 2) hızlıca koşmak, kaçmak: 'En iyisi, çantayı da tabancayı da atıp tabanları yağlamaktı.' -T. Buğra.