Trump'ın Kongre'deki ilk konuşması protestolarla karşılaştı.


Google News

Yayınlama: 7 gün önce

Okuma süresi: 3 dakika

ABD Başkanı Trump, ikinci başkanlık döneminin ilk Kongre oturumunu gerçekleştirdi. Temsilciler Meclisi Üyesi Demokrat Al Green'in Trump'ın konuşmasını bölmesiyle oturum gergin başladı, Green salondan çıkarıldı. Bazı Demokrat isimlerim de "Yalan", "Bu norm

ABD Başkanı Donald Trump'ın ikinci dönem başkanlığının ilk ortak Kongre oturumunun, beklendiği gibi, huzurlu bir atmosferde gerçekleşmediği aşikardı. 20 Ocak'tan bu yana gerçekleştirdiği eylemleri anlatan konuşması, hem coşkulu destekçilerinden gelen tezahüratlarla hem de şiddetli protestolarla kesintiye uğradı. Oturum, Trump karşıtı gösterilerle ve yoğun siyasi gerginlikle damgasını vurmuş bir olaylar dizisine dönüştü.

Olayın en çarpıcı anı, 78 yaşındaki Demokrat Temsilciler Meclisi Üyesi Al Green'in, Trump'ın konuşması sırasında "Onun hiçbir yetkisi yok!" diye bağırarak kürsüye doğru ilerlemesiyle yaşandı. Green, geçen ay Trump a karşı azil sürecini başlatan temsilcilerden biriydi ve bu eylemiyle, başkanın yetkilerini ve meşruiyetini açıkça sorgulamıştı. Bağırışları, oturum salonunda büyük bir kargaşa yarattı. Meclis Başkanı Mike Johnson, Green'in sürekli protestolarına son vermesi için güvenlik görevlilerini çağırdı ve Green, zor kullanılarak salondan çıkarıldı. Bu olay, Kongre'nin işleyişine müdahale olarak yorumlanırken, Green'in eylemini destekleyen ve kınayan farklı yorumlar ortaya çıktı. Bazıları bunu demokratik bir protesto olarak değerlendirirken, diğerleri ise kurallara aykırı ve saygısız bir davranış olarak nitelendirdi.

Green'in çıkarılmasının ardından, salonda iki ayrı grup arasında net bir ayrışma yaşandı. Cumhuriyetçi milletvekilleri, coşkulu bir şekilde ABD sloganları atarken, Demokrat milletvekilleri Trump'ı yuhaladılar ve çeşitli protesto pankartları sergilediler. New Mexico Temsilcisi Melanie Stansbury'nin, Trump kürsüye gelirken elinde "Bu normal değil" yazılı bir pankart taşıması, oturumun gerilimli havasını daha da vurguladı. Bu pankart, Trump'ın başkanlık tarzına ve uygulamalarına yönelik yaygın bir eleştirinin simgesi haline geldi.

Demokratlar, yalnızca sözlü protestolarla sınırlı kalmadılar. Bazı milletvekilleri, Trump'ın ekonomik politikalarına yönelik eleştirileri içeren pankartlar taşıdılar. Bunlardan bazıları, Trump'ın görevlendirdiği teknoloji milyarderi Elon Musk'ı hedef alıyordu. "Musk çalıyor!", "Yanlış!", ve "Medicare'ı kurtarın!" yazılı pankartlar, Trump'ın yönetiminin ekonomik politikalarını ve özellikle sağlık sektöründeki uygulamalarını eleştirmeyi amaçlıyordu. Diğer bazı Demokratların ise açıkça "Yalanlar" yazılı pankartlar taşıdıkları gözlemlendi, bu da Trump'ın kamuoyu önünde yaptığı açıklamalara duyulan güvensizliği ve şüpheyi yansıtıyordu.

Bu olaylar, ABD siyasetinin derinleşen bölünmüşlüğünü ve artan gerilimini gözler önüne serdi. Trump'ın konuşmasının içeriği, elbette, tartışmaların odak noktası olsa da, oturumun kendisi, demokratik süreç içindeki çatışma ve karşıt görüşlerin yoğun bir şekilde ifade edildiği bir sahneye dönüştü. Green'in protestosundan, pankart gösterilerine kadar, oturum boyunca yaşanan olaylar, ABD'nin siyasi arenasındaki kutuplaşmanın ve karşılıklı güvensizliğin ne kadar derinleştiğinin kanıtıydı. Bu olayların uzun vadeli sonuçları ve gelecekteki siyasi tartışmaları nasıl etkileyeceği ise zamanla ortaya çıkacak. Ancak, bu ortak Kongre oturumunun, Amerikan siyasetinin karmaşık ve gergin yapısına dair önemli bir gösterge olduğu kesindir. Oturum, sadece bir konuşmanın ötesinde, ABD'nin siyasi geleceği hakkında önemli soruları gündeme getiren olaylarla dolu bir gösteriye dönüştü.


Yorumlar

Yorum Yap
Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.