Tutmak sözlük anlamı nedir? Tutmak ne demek?


Google News

Yayınlama: 1 yıl önce

Okuma süresi: 3 dakika

Tutmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Tutmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...

Kelime: Tutmak

Anlamlar:

1. Elde bulundurmak, ele almak

Özelliği / Tipi / Türü: -i

Örnek: "Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu."

"Ömer Seyfettin"

2. Ele geçirmek, yakalamak

Örnek: "Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı."

"Ömer Seyfettin"

3. Avlamak

Örnek: "Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz."

"Refik Halit Karay"

4. Yanında bulundurmak, alıkoymak

Örnek: "Siz gelinceye kadar çocuğu ben tutarım!"

5. Hürriyetinden yoksun bırakıp bir yere kapamak, tevkif etmek

Örnek: "Vahşidir, hiçbir zaman onu kafeste tutmak mümkün değildir."

"Sait Faik Abasıyanık"

6. Kaplamak

Örnek: "Tabanı otuz, otuz beş metre kadar tutan bir eşkenar üçgen biçimindedir."

"Tarık Buğra"

7. Kırağı, çiğ veya kar bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak

Örnek: "Şu yağan kar bir tutsun, seyreyle sen ertesi gün çocukları."

"Sait Faik Abasıyanık"

8. Denetimi ve yetkisi altına almak

9. Desteklemek, birinden yana çıkmak

10. Benimsemek, beğenmek

Örnek: "Ama öylelerini de çevresinde kimse sevmemiş, tutmamıştır."

"Tarık Buğra"

11. Gereğini yapmak, yerine getirmek

Örnek: "Verdiği sözü tutmuş, vaktinde gelmişti."

12. Uygun gelmek, çelişmez olmak

Örnek: "Bir talih eseri olarak ondan gelen cevap benim kendi bulduklarımı tuttu."

"Reşat Nuri Güntekin"

13. Kapatmak, sarmak

14. Hizmetine almak veya kiralamak

Örnek: "Burada bir kat tuttum. Yazı geçireceğim."

"Peyami Safa"

15. Bir işe herhangi bir anlayışla girişmek

Örnek: "Yapıyı geniş tuttu."

16. Beddua, dua, ah vb. etkisini göstermek, gerçekleşmek, yerine gelmek, varmak

Örnek: "Avradın ilenci tutarsa senin iki gözün kör olacak."

"Memduh Şevket Esendal"

17. Ulaşmak, varmak

Örnek: "Hayvanlar, Bağdat Caddesi'ni tutmuş, çalakamçı ilerliyor."

"Sermet Muhtar Alus"

18. Para toplamı ...-e varmak, değeri olmak

Örnek: "Aldığım şeyler bin lira tuttu."

19. Uğramak

Özelliği / Tipi / Türü: Halk ağzında

Örnek: "Vapur İzmir'i tutmayacakmış."

20. Herhangi bir durumda bulundurmak

Örnek: "Seksen bir yaşında da olsa çalışmak insanı zinde tutuyor."

"Haldun Taner"

21. Varsaymak, farz etmek

Örnek: "Haydi tutalım babasının bir günahı vardı, çekti."

"Memduh Şevket Esendal"

22. Hedef olarak almak

Özelliği / Tipi / Türü: -e - -i

Örnek: "Taşa tutmak."

23. Alacağa veya vereceğe saymak

Özelliği / Tipi / Türü: -e - -i

Örnek: "On bin lirayı borcunuza tuttum."

24. Yaklaştırmak

Özelliği / Tipi / Türü: -e - -i

Örnek: "Biraz toz olsa mendilini burnuna tutar."

"Abdülhak Şinasi Hisar"

25. Kullanmak

Örnek: "Yaşmak tutmak. Ustura tutmak."

26. Bağlamak

Örnek: "Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım."

"Bekir Sıtkı Erdoğan"

27. Beklenen sonucu vermek

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Toprağa atılan her tohum bir ümittir. Tohum ya tutar ya tutmaz. Ya yeşerir ya yeşermez."

"Şevket Rado"

28. İş görebilmek

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Eli ayağı tutsun, açlıktan ölmesin, yeterdi ona."

"Tarık Buğra"

29. Sürmek, zaman almak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Bu iş iki saat tuttu."

30. Yapışarak veya sokularak çıkmaz olmak

Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz

Örnek: "Boya tutmadı. Çivi iyi tuttu."

31. Bir şeyi kullanması için uzatmak

Örnek: "Kucaklaşma sahanlıkta başlar ve ayakkabılarını çıkarıp karısının tuttuğu terliklerini giyene kadar Serdar'ın kolları boynunda kalır."

"Tarık Buğra"

32. Sunmak

Örnek: "Konuklara şeker tutmak."

33. İşgal etmek

34. İzlemek

Örnek: "Tepeden inince Değirmendere'ye hâkim bir iz tutacaksınız."

"Refik Halit Karay"

35. Bırakmamak

Örnek: "Baba sesini çıkarmadı hatta öksürüğünü bile galiba tuttu."

"Peyami Safa"

36. Sarmak, bürümek

Örnek: "Hey başları duman tutmuş dağlar, hey!"

"Halk türküsü"

37. Asılmak, kuvvetlice sarılmak

Örnek: "Üç kişi tutarlarmış da onu pencerenin önünden çekemezlermiş."

"Peyami Safa"

38. Bir kimsenin yerini almak

Örnek: "Bak azizim, dedim, ben senin yerini tutamam."

"Yakup Kadri Karaosmanoğlu "

39. Otobüs, vapur, uçak vb. hasta etmek

40. Herhangi bir durumda kalmasını sağlamak

Örnek: "Kapıyı açık tutmayın."

41. Bir yerde kalmasını sağlamak

42. Bir sanat eseri geniş ilgi görmek

Örnek: "Eğer piyes tutar da alkışlanırsa bir yazara yakışacak bir kıyafet giymeliydim."

"Cahit Uçuk"

43. Biriktirmek, tasarruf etmek

Örnek: "Sen metelik tutuyorsun gibi geliyor bana. Ay başına kadar bana ödünç versene."

"Memduh Şevket Esendal"

44. Askerlikte, bankacılıkta durdurmak, blokaj

45. Başlamak

Örnek: "Kadınların başında gördüğünüz bürümcükten, iç çamaşırlarından tutunuz da entarilik kaba pamuklulara kadar hepsi Osmanlı malı idi."

"Falih Rıfkı Atay"

46. Bir şey düşünmek

Örnek: "Herkes aklından bir sayı tutsun."

47. Takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncuyu yakından izlemek, markaja almak

Özelliği / Tipi / Türü: Spor

İçinde Tutmak geçen birleşik ve kökteş kelimeler: tutçek, vurtut, çultutmaz, yantutmaz


Tutmak eş anlamlısı

Tutmak hakkında eş anlamlı kelimeler

Tutmak eş anlamlısı

tutmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : beğenmek , benimsemek , yapmak , girişmek , varmak , gerçekleşmek , dua , beddua , musallat olmak , sancımak , ağrımak , farz etmek , varsaymak , yaklaştırmak , çelişmez olmak , alıkoymak , bürümek , sarmak , ulaşmak , sunmak , işgal etmek , izlemek , yönelmek , hasta etmek , vapur , otobüs , tasarruf etmek , biriktirmek , blokaj , askerlikte , başlamak , bağlamak , bırakmamak , kaplamak , yakalamak , avlamak , uğramak , tevkif etmek , kullanmak , kalmak , kırağı , zaman almak , markaja almak , ele almak , yerine getirmek , yerine gelmek


Tutmak zıt anlamlısı

Tutmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler

Tutmak zıt anlamlısı

Tutmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!


Tutmak ile ilgili 58 örnek cümle

"Tutmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Tutmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.

1. Çocuk, babasının elini tutmak istiyordu

2. Kaçağı tutmuşlar

3. Adamı zorla üç gün tutmuşlar

4. Kışın balık tutmak zordur

5. Onun yalanlarını tutmaktan usandım

6. Bir kitap tutacak kadar yazım olmuş

7. Sizi biraz tutacağım

8. Kar tutacağa benziyor

9. Sen tarafsız değilsin, onu tutuyorsun

10. Onu ben tutarım, size zarar veremez

11. Söyledikleri birbirini tutuyor

12. Siyasacılar arasında tuttuğun kimse yok mu?

13. Onun sözünü tutmak diye bir huyu yoktur

14. İş tutmak isteyen iş bulamıyor ki

15. Ev tutmak, döşemek para ister

16. İşi geniş tutunca sermaye yetişmedi

17. Kocakarının ilenci tutarsa görürsün

18. Yine romatizmaları tuttu, sızlanıp duruyor

19. İçki onu çabuk tutar

20. Gürültüden başım tuttu

21. Benim oğlum eşyalarını temiz tutar

22. Hızlı trenle birkaç saatte İstanbul’u tutmak olanak içine girecekmiş

23. Bütün bu aldıklarımız yüz lira tuttu

24. Bu vapur Antalya’yı tutacak mı?

25. Burası kar tutar mı, rüzgâr bile tutmaz

26. Kapıyı sürekli kilitli tutmak gerekirdi

27. Sözümü tutarsan sevinirim

28. Artık kimse sözünü tutmak istemiyor

29. Tutalım ki söyledin, ne olacak sonuçta?

30. Ekmeği ateşe tutup ısıttı

31. Kıyıyı topa tutmuşlar

32. Paranın kalanını borcuma tutun

33. Ekin başak tutmuş

34. Yoğurt tutmuş

35. Eskiden kadınlar peçe tutarlarmış

36. Et tutmak için besin almalısın

37. Ağaca yaptığım aşı tutmuş

38. Çoluğundan çocuğundan tutunuz bu köyün hepsi delirmiş sanki

39. Eli ayağı tutarken çalışsın

40. İki günlük denilen iş bir hafta tuttu

41. Bu ağaca çivi iyi tutar

42. Babasının paltosunu tuttu

43. Konuklarına şeker tuttu

44. Dağ başlarını duman tutmuştu

45. Trafik polisi yolu tutmuştu

46. Kaldırımları arabalar tutmuştu, yayalar caddeye iniyordu

47. Hangi yolu tutacağını bilemiyordu

48. Soluğunu tutup bekledi

49. Lafa dalınca tencere tutmuş

50. Gazinoda bir masa tutmuştum, ona oturduk

51. Onu iki kişi tutmuş, güç bela yeniden yerine oturtmuştu

52. Onu otobüs tutar

53. Seni tutan olmaz. Otobüs uçağı tutar mı?

54. Onu bu kentte tutan bir şey kalmamıştı

55. Romanı çok tuttu

56. Yolda yağmur tuttu, ıslandık

57. Olur şey mi, tutup bütün parasını kumara kaptırmış

58. Not tutmak, tutanak tutmak


Diğer dillerde Tutmak

İngilizce: Keep

Spanish: Mantener

German: Halten

French: Garde

Italian: Mantenere


Tutmak ile ilgili atasözleri

Tutmak ile ilgili atasözleri

Aşağıda Tutmak hakkında ve içinde Tutmak kelimesi geçen, Tutmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.


Tutmak ile ilgili deyimler

Tutmak ile ilgili deyimler

Aşağıda Tutmak hakkında ve içinde Tutmak kelimesi geçen, Tutmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.

Deyim: ağzını sıkı (pek) tutmak

Anlamı: sır vermemek.

Deyim: ağzını tutmak

Anlamı: 1) boşboğazlık etmemek; 2) kötü söz söylememek; 3) bir konuda arzu edilmeyen düşüncelerin açığa çıkmasını susarak önlemek.

Deyim: akılda tutmak

Anlamı: unutmamak.

Deyim: aksiliği tutmak

Anlamı: güçlük çıkarmak, inadında direnmek.

Deyim: alkış tutmak

Anlamı: 1) topluca el çırparak yüksek sesle 'yaşa, var ol' vb. sözler söyleyerek birini alkışlamak; 2) taraftar olmak, belli bir görüşten yana olmak: 'Batıla alkış tutanların karşısına geçip hata eylediğimi yeni yeni öğrenmiş bulunuyorum.' -S. Ayverdi.

Deyim: ateşe tutmak

Anlamı: 1) az ısıtmak; 2) üzerine ateşli silahla mermi atmak.

Deyim: atıp (atmak) tutmak

Anlamı: 1) bir kimse veya bir şey için kötü konuşmak: 'Hatta aleyhimde atıp tuttuğunu bile duysam kendimi tanıtmamalıydım.' -O. V. Kanık. 2) abartmalı konuşmak: 'Dünyanın siyasetiyle meşgul oluyorlar, büyük olaylar hakkında atıp tutuyorlar.' -H. R. Gürpınar.

Deyim: avukat tutmak

Anlamı: adli işlemleri gereğince yerine getirmek için bir avukata vekâletname verip onu yetkili kılmak: 'Kasabadan Bilâl Efendi'yi avukat tuttular.' -M. Ş. Esendal.

Deyim: ayak tutmak

Anlamı: hlk. 1) mâni yarışmalarında karşısındakine uyması gereken uyağı vermek: 'Mânicilerden biri 'gülerler' diye bir ayak tutar, ona biri karşılık verir.' -S. Birsel. 2) öncülük etmek; 3) söz açmak; 4) ileride söylenecek bir söze önceden zemin hazırlamak.

Deyim: ayrı tutmak

Anlamı: farklı davranmak.

Deyim: azı çoğa saymak (tutmak)

Anlamı: verilen küçük bir armağanı çok beğenmek.

Deyim: bar tutmak

Anlamı: bar oynamak için hazırlanmak ve oyuna başlamak.

Deyim: bas tutmak

Anlamı: ince sesli çalgılara tek perdeden eşlik etmek.

Deyim: baş üstünde tutmak

Anlamı: çok iyi ağırlamak.

Deyim: başak bağlamak (tutmak)

Anlamı: arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerde başak oluşmak.

Deyim: başı tutmak

Anlamı: gürültüden veya üzüntüden başı ağrımak: '... poker oynanıyor. Yenilirse kızıyor. Başı tutuyor, komşu doktorun hizmetçisini çağırıp çenesini ovduruyor.' -M. Ş. Esendal.

Deyim: başını dik tutmak

Anlamı: onurunu korumak.

Deyim: bedduası tutmak

Anlamı: ilenci yerine gelmek.

Deyim: (bir işi) sürüncemede bırakmak (tutmak)

Anlamı: bir işi sonuçlanıncaya kadar boş yere geciktirmek, uzatmak: 'Bana niye bu davayı böyle sürüncemede tuttuğunu izah etsin.' -A. Kulin.

Deyim: (bir işin veya bir şeyin) ucundan tutmak

Anlamı: 1) bir şeyle meşgul olmak, katkı sağlamak, yardımcı olmak: 'Ömür boyu hiçbir işin ucundan tutmamış insanlar için bile bir yaşlılık fonu düzenlenmiş.' -H. Taner. 2) mec. bir işi yeterince ilgilenmeden, önemsemeden yapmak.


Yorumlar

Yorum Yap
Lütfen yorum yazmak için oturum açın ya da kayıt olun.

Tutmak T ile başlayan kelimeler Tu ile başlayan kelimeler Ne demek Sözlük Eş anlamlı kelimeler Zıt anlamlı kelimeler Atasözleri Deyimler Örnek cümleler