Tutulmak ne demek? TDK sözlük anlamı nedir?
Tutulmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Tutulmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Tutulmak
Anlamlar:
1. Tutma işi yapılmak veya tutma işine konu olmak
Özelliği / Tipi / Türü: Nesnesiz
Örnek: "Ömer Abit Hanı'nda bir yazıhane kiralanmış, aylıkla bir otomobil tutulmuştu."
2. Ay ve Güneş, tutulma olayına uğramak
3. Ünlü olmak, meşhur olmak
4. Tutuk duruma gelmek
5. Kapatılmak, sarılmak
Örnek: "Kaçmayı düşündüklerinde sokağın iki çıkışının da tutulduğunu gördüler."
6. Bir organ veya bir şey hareket edemez olmak
Örnek: "Barba Manol kafayı iyice dumanladıktan sonra, iki bacağının nasıl tutulduğunu anlattı."
7. Birine tutkun olmak, sevmek
Özelliği / Tipi / Türü: -e
8. Yakalanmak
Özelliği / Tipi / Türü: -e
Örnek: "Hastalığa tutulduğu sıralarda bir sabun fabrikasında çalışıyordu."
9. Takım oyunlarında karşı takımdaki bir oyuncu yakından izlenmek, tutulmak, markaja alınmak
Özelliği / Tipi / Türü: Spor
Tutulmak hakkında eş anlamlı kelimeler
Tutulmak eş anlamlısı
tutulmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : yakalanmak, sevmek, meşhur olmak, ünlü olmak, markaja alınmak
Tutulmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Tutulmak zıt anlamlısı
Tutulmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Tutulmak ile ilgili 4 örnek cümle
"Tutulmak" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Tutulmak" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Hırsız tutuldu
2. Bu hastalığa tutulanlar ölür. Yağmura tutulanlar ıslanır
3. Onun tutulduğu kızı gördün mü?
4. Böyle davranışlara tutulmak olmaz
Diğer dillerde Tutulmak
İngilizce: Be held
Spanish: Se celebrará
German: Sonnenfinsternis
French: Lieu
Italian: Essere tenuto
Tutulmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Tutulmak hakkında ve içinde Tutulmak kelimesi geçen, Tutulmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Tutulmak ile ilgili deyimler
Aşağıda Tutulmak hakkında ve içinde Tutulmak kelimesi geçen, Tutulmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ağzı dili tutulmak
Anlamı: 1) konuşamamak; 2) beklenmedik bir durum karşısında heyecanlanmak, hayranlık duymak: 'Kızları gördün, ağzın dilin tutuldu gayri.' -N. Cumalı.
Deyim: buhrana tutulmak
Anlamı: buhran geçirmek.
Deyim: burusu tutmak (tutulmak)
Anlamı: sancılanmak: 'Ben evin içinde zaten burusu tutulanlardan bahsedildiğine pek çok defalar müsadif olmuştum.' -H. Z. Uşaklıgil.
Deyim: büyüsüne kapılmak (tutulmak)
Anlamı: bir şeyin, bir kimsenin çekiciliğinden kurtulamamak: 'Durup durup başıma gelenlerin büyüsüne kapılıyordum.' -O. Pamuk.
Deyim: cezbeye tutulmak (kapılmak)
Anlamı: bir duygu veya bir inanışın etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçmek: 'Cezbeye tutulmuş gibi haykırdım, Türkçe haykırdım.' -A. Gündüz.
Deyim: dili tutulmak
Anlamı: sevinç, korku, şaşkınlık vb. sebeplerle birdenbire söz söyleyemez olmak: 'Elmas'ın dili tutulmuştu. Çıt çıkarmadan bakıyordu sadece.' -A. Kulin.
Deyim: diliyle tutulmak (yakalanmak)
Anlamı: suçunu, kendi konuşması ile açığa vurmak.
Deyim: gözden ırak tutulmak
Anlamı: önem verilmemek, değersiz bulmak: 'Bunca yüzyıl gözden ırak tutulan gerçek Türkçeyi ön plana almak gerekiyordu.' -A. Erhat.
Deyim: hastalık almak (kapmak, hastalığa tutulmak)
Anlamı: bulaşıcı bir hastalığa yakalanmak.
Deyim: ıspazmoza tutulmak
Anlamı: aşırı derecede titremeye başlamak: 'Ben durup dururken ıspazmoza tutulmuş gibi titredikten sonra...' -B. Felek.
Deyim: kapana düşmek (girmek veya kısılmak veya koymak veya tutulmak veya yakalanmak)
Anlamı: içinden çıkılmaz bir duruma düşmek, ele geçmek: 'Onlar beni kapana koyacaklarını sanadursunlar.' -R. H. Karay.
Deyim: kendi ağzıyla tutulmak
Anlamı: suçu, yalanı veya iddiasının yanlışlığı kendi sözüyle ortaya çıkmak.
Deyim: nefesi kesilmek (daralmak veya tutulmak)
Anlamı: 1) güç soluk alacak duruma gelmek veya soluğu büsbütün durmak: 'Nefesi daralıyor, yüzü kızarıyor, böğrüne bir ağrı giriyor ve yol ona gittikçe uzuyordu.' -M. Ş. Esendal. 2) mec. bunalmak, sıkılmak: 'İki güzel filmin arkasından peş peşe on tane moloz film sıralanınca insanın nefesi kesiliyor.' -B. R. Eyuboğlu. 3) mec. hayran kalmak, etkilenmek.
Deyim: nutku tutulmak
Anlamı: korkudan, şaşkınlıktan ve öfkeden konuşamaz olmak: 'Birdenbire nutku tutuldu ve bütün gayretlerine rağmen konuşamadı.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: sinir buhranına tutulmak
Anlamı: bunalım geçirmek: 'Üç dört gün olmuştu, acayip sinir buhranlarına tutulmuştum.' -R. H. Karay.
Deyim: soluğu kesilmek (tutulmak)
Anlamı: 1) soluk almaz duruma gelmek; 2) mec. aşırı heyecanlanmak; 3) mec. gücü tükenmek.
Deyim: şaibe altında kalmak (tutulmak)
Anlamı: kusurlu, ayıplı, lekeli sayılmak: 'Yakın zamanlarda bizim parlamentomuz da bu gibi şaibeler altında tutuldu.' -H. Taner.
Deyim: yağmurdan kaçarken doluya tutulmak
Anlamı: güç bir durumdan kurtulayım derken daha kötüsüyle karşılaşmak.