Utulma ne demek? Utulma anlamı nedir?
Utulma kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Utulma hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Utulma
Anlamlar:
1. Utulmak işi
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Utulma hakkında eş anlamlı kelimeler
Utulma eş anlamlısı
utulma kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Utulma hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Utulma zıt anlamlısı
Utulma kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Diğer dillerde Utulma
İngilizce: Utulma
Spanish: Utulma
German: Utulma
French: Utulma
Italian: Utulma
Utulma ile ilgili atasözleri
Aşağıda Utulma hakkında ve içinde Utulma kelimesi geçen, Utulma ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: ağanın eli tutulmaz
Anlamı: zengin olarak düşünülen kişiden anılmaya değer bir bağış beklenir.
Atasözü: al ile aslan tutulur, güç ile sıçan (gücüğen) tutulmaz
Anlamı: bir kimse zekâsını kullanarak kendisinden güçlü olan yaratığı yenebilir ancak gücünü kullanarak kendisinden daha güçsüz ama zeki olan bir yaratığın üstesinden gelemez.
Atasözü: boş torba ile at tutulmaz
Anlamı: çıkar veya karşılık gösterilmeden bir kimse bir yere bağlanmaz.
Atasözü: çiğnemeden yutulmaz
Anlamı: en kolay bir iş dahi emek gerektirir.
Atasözü: lokma (bile) çiğnenmeden yutulmaz
Anlamı: her iş emekle yapılır.
Atasözü: mirî malı balık kılçığıdır, yutulmaz
Anlamı: devlet malı haksız olarak kendine mal edildiğinde rahatça kullanılamaz ve günün birinde hesabı sorulur.
Atasözü: selin ağzı tutulur, elin ağzı tutulmaz
Anlamı: doğal yıkımlara karşı önlem alınır ama söyledikleri yalan yanlış olanı susturmaya kimsenin gücü yetmez.
Atasözü: tutulmayan hırsız beyden büyüktür
Anlamı: suçu ispatlanamayan, yakayı ele vermeyen hırsız, böyle bir suç işlemesi düşünülmeyen kimselerle dürüstlük yarışı içinde olabilir.
Atasözü: tutulmayan uğru, beyden doğru
Anlamı: suçu ispatlanamayan, yakayı ele vermeyen hırsız, böyle bir suç işlemesi düşünülmeyen kimselerle dürüstlük yarışı içinde olabilir.
Utulma ile ilgili deyimler
Aşağıda Utulma hakkında ve içinde Utulma kelimesi geçen, Utulma ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ağzı dili tutulmak
Anlamı: 1) konuşamamak; 2) beklenmedik bir durum karşısında heyecanlanmak, hayranlık duymak: 'Kızları gördün, ağzın dilin tutuldu gayri.' -N. Cumalı.
Deyim: buhrana tutulmak
Anlamı: buhran geçirmek.
Deyim: burusu tutmak (tutulmak)
Anlamı: sancılanmak: 'Ben evin içinde zaten burusu tutulanlardan bahsedildiğine pek çok defalar müsadif olmuştum.' -H. Z. Uşaklıgil.
Deyim: büyüsüne kapılmak (tutulmak)
Anlamı: bir şeyin, bir kimsenin çekiciliğinden kurtulamamak: 'Durup durup başıma gelenlerin büyüsüne kapılıyordum.' -O. Pamuk.
Deyim: cezbeye tutulmak (kapılmak)
Anlamı: bir duygu veya bir inanışın etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçmek: 'Cezbeye tutulmuş gibi haykırdım, Türkçe haykırdım.' -A. Gündüz.
Deyim: dili tutulmak
Anlamı: sevinç, korku, şaşkınlık vb. sebeplerle birdenbire söz söyleyemez olmak: 'Elmas'ın dili tutulmuştu. Çıt çıkarmadan bakıyordu sadece.' -A. Kulin.
Deyim: diliyle tutulmak (yakalanmak)
Anlamı: suçunu, kendi konuşması ile açığa vurmak.
Deyim: gözden ırak tutulmak
Anlamı: önem verilmemek, değersiz bulmak: 'Bunca yüzyıl gözden ırak tutulan gerçek Türkçeyi ön plana almak gerekiyordu.' -A. Erhat.
Deyim: hastalık almak (kapmak, hastalığa tutulmak)
Anlamı: bulaşıcı bir hastalığa yakalanmak.
Deyim: ıspazmoza tutulmak
Anlamı: aşırı derecede titremeye başlamak: 'Ben durup dururken ıspazmoza tutulmuş gibi titredikten sonra...' -B. Felek.
Deyim: kapana düşmek (girmek veya kısılmak veya koymak veya tutulmak veya yakalanmak)
Anlamı: içinden çıkılmaz bir duruma düşmek, ele geçmek: 'Onlar beni kapana koyacaklarını sanadursunlar.' -R. H. Karay.
Deyim: kendi ağzıyla tutulmak
Anlamı: suçu, yalanı veya iddiasının yanlışlığı kendi sözüyle ortaya çıkmak.
Deyim: nefesi kesilmek (daralmak veya tutulmak)
Anlamı: 1) güç soluk alacak duruma gelmek veya soluğu büsbütün durmak: 'Nefesi daralıyor, yüzü kızarıyor, böğrüne bir ağrı giriyor ve yol ona gittikçe uzuyordu.' -M. Ş. Esendal. 2) mec. bunalmak, sıkılmak: 'İki güzel filmin arkasından peş peşe on tane moloz film sıralanınca insanın nefesi kesiliyor.' -B. R. Eyuboğlu. 3) mec. hayran kalmak, etkilenmek.
Deyim: nutku tutulmak
Anlamı: korkudan, şaşkınlıktan ve öfkeden konuşamaz olmak: 'Birdenbire nutku tutuldu ve bütün gayretlerine rağmen konuşamadı.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: sinir buhranına tutulmak
Anlamı: bunalım geçirmek: 'Üç dört gün olmuştu, acayip sinir buhranlarına tutulmuştum.' -R. H. Karay.
Deyim: soluğu kesilmek (tutulmak)
Anlamı: 1) soluk almaz duruma gelmek; 2) mec. aşırı heyecanlanmak; 3) mec. gücü tükenmek.
Deyim: şaibe altında kalmak (tutulmak)
Anlamı: kusurlu, ayıplı, lekeli sayılmak: 'Yakın zamanlarda bizim parlamentomuz da bu gibi şaibeler altında tutuldu.' -H. Taner.
Deyim: yağmurdan kaçarken doluya tutulmak
Anlamı: güç bir durumdan kurtulayım derken daha kötüsüyle karşılaşmak.