Utulmak sözlük anlamı nedir? Utulmak ne demek?
Utulmak kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Utulmak hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Utulmak
Anlamlar:
1. Utma işi yapılmak veya utma işine konu olmak
Özelliği / Tipi / Türü: -e - Halk ağzında
Utulmak hakkında eş anlamlı kelimeler
Utulmak eş anlamlısı
utulmak kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Utulmak hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Utulmak zıt anlamlısı
Utulmak kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Diğer dillerde Utulmak
İngilizce: Utulmak
Spanish: Utulmak
German: Schande über dich
French: Utulmak
Italian: Utulmak
Utulmak ile ilgili atasözleri
Aşağıda Utulmak hakkında ve içinde Utulmak kelimesi geçen, Utulmak ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Utulmak ile ilgili deyimler
Aşağıda Utulmak hakkında ve içinde Utulmak kelimesi geçen, Utulmak ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: ağzı dili tutulmak
Anlamı: 1) konuşamamak; 2) beklenmedik bir durum karşısında heyecanlanmak, hayranlık duymak: 'Kızları gördün, ağzın dilin tutuldu gayri.' -N. Cumalı.
Deyim: buhrana tutulmak
Anlamı: buhran geçirmek.
Deyim: burusu tutmak (tutulmak)
Anlamı: sancılanmak: 'Ben evin içinde zaten burusu tutulanlardan bahsedildiğine pek çok defalar müsadif olmuştum.' -H. Z. Uşaklıgil.
Deyim: büyüsüne kapılmak (tutulmak)
Anlamı: bir şeyin, bir kimsenin çekiciliğinden kurtulamamak: 'Durup durup başıma gelenlerin büyüsüne kapılıyordum.' -O. Pamuk.
Deyim: cezbeye tutulmak (kapılmak)
Anlamı: bir duygu veya bir inanışın etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçmek: 'Cezbeye tutulmuş gibi haykırdım, Türkçe haykırdım.' -A. Gündüz.
Deyim: dili tutulmak
Anlamı: sevinç, korku, şaşkınlık vb. sebeplerle birdenbire söz söyleyemez olmak: 'Elmas'ın dili tutulmuştu. Çıt çıkarmadan bakıyordu sadece.' -A. Kulin.
Deyim: diliyle tutulmak (yakalanmak)
Anlamı: suçunu, kendi konuşması ile açığa vurmak.
Deyim: gözden ırak tutulmak
Anlamı: önem verilmemek, değersiz bulmak: 'Bunca yüzyıl gözden ırak tutulan gerçek Türkçeyi ön plana almak gerekiyordu.' -A. Erhat.
Deyim: hastalık almak (kapmak, hastalığa tutulmak)
Anlamı: bulaşıcı bir hastalığa yakalanmak.
Deyim: ıspazmoza tutulmak
Anlamı: aşırı derecede titremeye başlamak: 'Ben durup dururken ıspazmoza tutulmuş gibi titredikten sonra...' -B. Felek.
Deyim: kapana düşmek (girmek veya kısılmak veya koymak veya tutulmak veya yakalanmak)
Anlamı: içinden çıkılmaz bir duruma düşmek, ele geçmek: 'Onlar beni kapana koyacaklarını sanadursunlar.' -R. H. Karay.
Deyim: kendi ağzıyla tutulmak
Anlamı: suçu, yalanı veya iddiasının yanlışlığı kendi sözüyle ortaya çıkmak.
Deyim: nefesi kesilmek (daralmak veya tutulmak)
Anlamı: 1) güç soluk alacak duruma gelmek veya soluğu büsbütün durmak: 'Nefesi daralıyor, yüzü kızarıyor, böğrüne bir ağrı giriyor ve yol ona gittikçe uzuyordu.' -M. Ş. Esendal. 2) mec. bunalmak, sıkılmak: 'İki güzel filmin arkasından peş peşe on tane moloz film sıralanınca insanın nefesi kesiliyor.' -B. R. Eyuboğlu. 3) mec. hayran kalmak, etkilenmek.
Deyim: nutku tutulmak
Anlamı: korkudan, şaşkınlıktan ve öfkeden konuşamaz olmak: 'Birdenbire nutku tutuldu ve bütün gayretlerine rağmen konuşamadı.' -N. F. Kısakürek.
Deyim: sinir buhranına tutulmak
Anlamı: bunalım geçirmek: 'Üç dört gün olmuştu, acayip sinir buhranlarına tutulmuştum.' -R. H. Karay.
Deyim: soluğu kesilmek (tutulmak)
Anlamı: 1) soluk almaz duruma gelmek; 2) mec. aşırı heyecanlanmak; 3) mec. gücü tükenmek.
Deyim: şaibe altında kalmak (tutulmak)
Anlamı: kusurlu, ayıplı, lekeli sayılmak: 'Yakın zamanlarda bizim parlamentomuz da bu gibi şaibeler altında tutuldu.' -H. Taner.
Deyim: yağmurdan kaçarken doluya tutulmak
Anlamı: güç bir durumdan kurtulayım derken daha kötüsüyle karşılaşmak.