Yüksek nedir? Yüksek anlamı ne demek?
Yüksek kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Yüksek hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Yüksek
Anlamlar:
1. Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan, alçak karşıtı
Özelliği / Tipi / Türü: Sıfat
Örnek: "Mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı."
2. Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan
3. Güçlü, şiddetli
Örnek: "Yüksek basınç. Yüksek gerilim."
4. Etkili
Örnek: "Gönlünün matemiyle mağrur olan kimseye / Cihanın acep hangi sevinci yüksek gelir?"
5. Derece veya makamı bakımından üstün
Örnek: "Yüksek kurul."
6. Normal değerlerin üstünde olan
Örnek: "Türk milletinin karakteri yüksektir."
7. Yukarıda, üst tarafta olan yer
Özelliği / Tipi / Türü: Isim
Örnek: "Yüksekten avluya açılmış iki pencereden aydınlık alıyordu."
8. Erdemli, faziletli
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Vatana gözyaşı döktünse eğer / Varlığın bu yüksek gururu anlar"
9. Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Yüksek sosyete."
İçinde Yüksek geçen birleşik ve kökteş kelimeler: yüksek atlama, yüksek basınç, yüksek fırın, yüksek fiyat, yüksek gerilim, yüksek kan basıncı, yüksek lisans, yüksekokul, yükseköğrenim, yükseköğretim, yüksek ses, yüksek sosyete, yüksek tabaka, yüksek tahsil, yüksek teknoloji, yüksek yaylak, gözü yüksekte
Yüksek hakkında eş anlamlı kelimeler
Yüksek eş anlamlısı
yüksek kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : Faziletli , Erdemli , Şiddetli , Etkili , Güçlü , Çok
Yüksek hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Yüksek zıt anlamlısı
yüksek kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : alçak
Yüksek ile ilgili 10 örnek cümle
"Yüksek" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Yüksek" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Masa yüksek olmuş
2. Yüksek yaylalarda kar bol olur
3. Sıcaklık, yüksek basınç alını oluşturmuştu
4. Yüksek ücretli bir iş buldu
5. Devlet, yüksek görevlilerine zam yaptı
6. Yüksek çevrelere girmek güçtür
7. İçi yüksek duygularla dolmuştu
8. Yükseklerde bulutlar vardı
9. Kumarı yüksek oynamak isterdi
10. Politikada da yüksek oynamak gerekir
Diğer dillerde Yüksek
İngilizce: High
Spanish: Alto
German: Hoch
French: Haut
Italian: Alto
Yüksek ile ilgili atasözleri
Aşağıda Yüksek hakkında ve içinde Yüksek kelimesi geçen, Yüksek ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Atasözü: aksak eşekle yüksek dağa çıkılmaz
Anlamı: eksik aletle sağlıklı iş yapılmaz.
Atasözü: alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır
Anlamı: insan kendi durumuna göre bir yaşam tarzı benimsemeli, arkadaşlarını da ona göre seçmelidir.
Atasözü: deveci ile görüşen kapısını yüksek açmalı
Anlamı: yüksek makam sahibi kimselerle ilgisi olanlar durumlarının gerektirdiği özveriyi göze almalıdırlar.
Yüksek ile ilgili deyimler
Aşağıda Yüksek hakkında ve içinde Yüksek kelimesi geçen, Yüksek ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: (birine) yüksekten bakmak
Anlamı: kendini karşısındakinden üstün görmek: 'O kadar nefret ettiğim İsmail, kim bilir bana ne yüksekten bakacak.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: gözü yüksekte (yükseklerde) olmak
Anlamı: bulunduğu durumdan çok üstün olan bir duruma ulaşma amacını gütmek.
Deyim: yüksek oynamak
Anlamı: kumar ve şans oyunlarına çok para ile katılmak.
Deyim: yüksek perdeden konuşmak
Anlamı: 1) yüksek sesle konuşmak; 2) meydan okurcasına sert konuşmak; 3) yapılması güç şeyleri gerçekleştirebilecekmiş gibi abartmalı konuşmak: 'Güya bütün memleket arkamızda imiş gibi yüksek perdeden konuşmaya başlamıştık.' -Y. K. Karaosmanoğlu.
Deyim: yükseklerde dolaşmak
Anlamı: elde edilmesi güç şeyler istemek.
Deyim: yüksekten almak
Anlamı: olduğundan fazla böbürlenmek, abartılı davranmak: 'Karşımdakilerin içtimai mevkileri ne kadar yüksek olursa ben o kadar yüksekten alırım.' -R. N. Güntekin.
Deyim: yüksekten atmak
Anlamı: yapamayacağı şeyleri yapabilirmiş gibi söylemek.
Deyim: yüksekten konuşmak
Anlamı: kendini çevresindekilere kabul ettirebilmek için övünerek konuşmak: 'Bekçi, onlardan cesaret almış gibi şimdi daha yüksekten konuşuyordu.' -H. Taner.
Deyim: yüksekten uçmak
Anlamı: 1) yükseklerde dolaşmak; 2) argo palavra atmak, çok abartmak.