Yüzüstü anlamı nedir? TDK karşılığı ne demek?
Yüzüstü kelimesinin sözlük anlamı, eş ve zıt anlamlı karşılıkları, diğer dillerdeki anlamları, Yüzüstü hakkında örnek cümleler, atasözü ve deyimler...
Kelime: Yüzüstü
Anlamlar:
1. Yüzü yere gelecek biçimde, yüzükoyun
Özelliği / Tipi / Türü: Zarf
Örnek: "Dişçi, kendini yüzüstü bir kanepeye attı."
2. Başlanmış fakat tamamlanmamış bir durumda
Özelliği / Tipi / Türü: Mecaz Anlam
Örnek: "Elbette birçok önemli konulara el attı ama ulusumuzun temel sorunlarından bazıları yüzüstü duruyor."
Yüzüstü hakkında eş anlamlı kelimeler
Yüzüstü eş anlamlısı
yüzüstü kelimesinin eş anlamlı sözcükleri : yüzükoyun
Yüzüstü hakkında zıt (karşıt) anlamlı kelimeler
Yüzüstü zıt anlamlısı
Yüzüstü kelimesinin zıt anlamlı sözcükleri : Bulunamadı!
Yüzüstü ile ilgili 4 örnek cümle
"Yüzüstü" kelimesini bir cümle içinde kullanmak gerekirse, aşağıdaki cümleler gerçek veya mecaz anlamı ile "Yüzüstü" kelimesinin cümle içinde kullanımına örnek gösterilebilir.
1. Adam yüzüstü düşmüş
2. İşler yüzüstü kalmıştı
3. İnsan çoluğunu çocuğunu yüzüstü bırakır mı?
4. İşini yüzüstü bırakıp gezmek olur mu?
Diğer dillerde Yüzüstü
İngilizce: Failed
Spanish: Fallar
German: Gesicht nach unten
French: Échouer
Italian: Riuscire
Yüzüstü ile ilgili atasözleri
Aşağıda Yüzüstü hakkında ve içinde Yüzüstü kelimesi geçen, Yüzüstü ile başlayan veya biten atasözleri örnek olarak verilmiştir.
Yüzüstü ile ilgili deyimler
Aşağıda Yüzüstü hakkında ve içinde Yüzüstü kelimesi geçen, Yüzüstü ile başlayan veya biten deyimler örnek olarak verilmiştir.
Deyim: yüzüstü bırakmak
Anlamı: 1) birini yapayalnız, kimsesiz, kötü bir durumda bırakmak: 'Adam yüzüstü bırakıp gidince böyle bir numara çevirip başına kalmayı deniyor anlaşılan.' -E. Bener. 2) bir işi zamanında yapmayıp savsaklamak, olduğu gibi bırakmak, ihmal etmek: 'Evdeki işimi gücümü yüzüstü bıraktım.' -H. R. Gürpınar.
Deyim: yüzüstü kalmak
Anlamı: 1) bir iş, zamanında yapılmayıp olduğu gibi bırakılmak: 'Altı hücreyle cümle kapısının taş kemeri, kalın meşe tahtasından kapı kanatları yüzüstü kaldılar.' -K. Tahir. 2) bir iş bitirilmeden bırakılmak.